Taşınmaz rehni uygulamasında iki farklı yöntem bulunmaktadır. 1- Rehin verilen veya teminat olarak gösterilen taşınmazın belirlilik ilkesitaşınmazın açık ve net olması gerekmektedir. Araziler, kat mülkiyeti kanununa tabi bağımsız birimler veya tapu kütüğünde sürekli ve bağımsız olarak kaydedilen haklar rehin konusu olabilir. Ortak mülkiyetteki paylar üzerine ortaklar tek başlarına rehin koyabilirler. Ancak bir pay rehin edildikten sonra bütün mal tekrar rehin edilemez. Ancak tamamı rehin edildikten sonra payın rehin edilmesinde bir engel yoktur. Bir borç için birden fazla taşınmaz üzerine rehin konulabilir. Bu durumda borç bölüştürülmez, her taşınmaz belirli bir miktarı garanti altına alır. Bu durumda taşınmazlar borcu belli bir oranda garanti altına alır. Taraflar anlaşabilirler, anlaşma olmazsa ve tapu değerleri belli ise taşınmazların değerlerine göre oranlama yapılır. Buna göre talep reddedilir. Örneğin, B'nin 200.000 TL'lik borcu için C, sahip olduğu taşınmaz üzerinde 120.000 TL'lik rehin hakkı kurabilirken, D aynı şekilde taşınmazının 80.000 TL'lik kısmı için rehin hakkı tesis edebilir. A bu durumda C ve D'nin taşınmazlarında bağımsız rehin hakkına sahiptir. Alacak bölünmez, tek bir alacak vardır; sadece teminat paylaştırılmıştır. Taraflar, alacak ve rehin yükünü bölmeksizin birden fazla taşınmaz üzerine rehin koymayı da kararlaştırabilirler. Bu durumda paylaşım yapılmadan farklı taşınmazlarda tam rehin uygulanır. Buna toplu rehin denir. Yani, örneğin, alacak 100.000 TL ise X taşınmazı için 100.000 TL, Y taşınmazı için yeniden 100.000 TL rehin uygulanır.... - Üzerine rehin konulmak istenen taşınmazların mülkiyeti aynı kişiye aitse, - Taşınmazın mülkiyeti farklı olsa bile teminat altına alınan borçtan müteselsilen sorumlu olan malikler ise, toplu rehin uygulanabilir. 2- Teminat altına alınan alacağın belirliliğiTaşınmaz rehni tesis edilirken belirli bir miktarın kesin olarak Türk Lirası cinsinden tapuda gösterilmesi gerekmektedir. Her türlü alacak rehniyle teminat altına alınabilir ancak alacak miktarı TL cinsinden belirtilmelidir. Belirli bir miktar gösterilmeden yapılan tescil geçersiz sayılır çünkü bu bir zorunluluktur. Eğer TL cinsinden o anki alacak miktarı belirtilirse, bu duruma anapara ipoteği denir.... Bu durumda alacağın net olarak belirtilmediği ve sürekli artabileceği durumlarda (örneğin faiz) taraflar "bu taşınmaz hangi miktara kadar teminat gösterecek" şeklinde bir anlaşma yapabilir ve bunu tapuda miktar olarak kaydedebilirler. Buna ise üst sınır ipoteği denir. Taşınmaz rehninde teminat miktarının TL cinsinden gösterilmesine bir istisna bulunmaktadır ve bu yabancı para üzerinden kredi veren yerli yabancı kredi kuruluşlarının bu kredileri teminat altına almak amacıyla yabancı para üzerinden rehin konulabilir. Ancak aynı derecede birden fazla para cinsinden rehin tesis edilemez.