Beykoz, geçmişten bugüne üretim konusunda önemli bir merkez olmuştur. Aile büyüklerimin anılarını dinledikçe, günümüzde nasıl değiştiğine şaşırmaktayım. Kundura fabrikaları, cam atölyeleri, turşu ve lezzetli kestane şekeri ve balık ürünleriyle ünlü bir merkez olan Beykoz, farklı ülkelerden gelen Ermeni, Rum, Rus, Alman ve Polonyalı nüfusa ev sahipliği yapmıştır. Bu üretim merkezi, zenginliği beraberinde getirmiş ve yalılarıyla, geniş çayırlarıyla İstanbul'un en büyük ve renkli festivallerine ev sahipliği yapmıştır. Dolayısıyla Beykoz denildiğinde benim aklıma eski İstanbul geliyor. Bu güzel beldede hala gözden kaçmış köşeleri ziyaret etmek beni mutlu ediyor. Eski yerlilerle buluşmak ve o eski kültürü yaşamak, ruhuma iyi geliyor. Sadece Polonezköy ve Rumeli Kavağı bile Beykoz'u sevmek için yeterli bir sebep olabilir. Ne kadar da güzel bir ilçedir İstanbul'un...