Binali Yıldırım'a Oy Vermeyeceğim Çünkü...
Son zamanlarda sosyal medyada dolaşan bir video, benim gibi birçok kişinin de düşüncelerini somutlaştırmış ve dile getirmiş. Videoda, Sayın Yıldırım'ın "Bulut, mulut, teknoloji, bilisim işlerine fazla kafa yormayın, siz kullanın, nimetlerinden faydalanın ama sorgulamayın" sözleri, Türkiye'yi ve Türk halkını yalnızca tüketim kaynağı olarak gören bir zihniyetin açık bir itirafı gibiydi. Bu sözler, bana Yıldırım'ın vizyonunun ne kadar dar ve geride kaldığını gösterdi.
Günümüz dünyasında, bilgi ve teknoloji her şeyden önce gelir. Bir ülkenin gelişimi ve küresel arenada rekabet gücü, bu alanlardaki başarısına bağlıdır. Sayın Yıldırım'ın sözleri ise tam tersini ifade ediyor. Sorgulamadan tüketmeyi, üretmekten ve geliştirmekten yana olmayan bir yaklaşımı teşvik ediyor. Bu sözler, bir liderin 21. yüzyılın gerektirdiği vizyon ve anlayıştan ne kadar uzak olduğunu ortaya koyuyor.
Yıldırım'ın projelerine ve açıklamalarına baktığımızda da benzer bir tabloyla karşılaşıyoruz. Günümüz dünyasının ihtiyaçlarına ve gerçeklerine uzağında politikalar sunuyor. Konuşmalarında "sempatik" ve "halkın adamı" gibi görünse de, politikalarının ve fikirlerinin Türkiye'yi küresel ölçekte rekabetçi bir konuma getirecek vizyondan uzak olduğunu düşünüyorum.
Türkiye'nin ihtiyaçları ve potansiyeli göz önüne alındığında, liderlik koltuğuna oturulması gereken kişi, yenilikçi fikirlere açık, teknolojiyi ve bilimi teşvik eden, küresel arenada ülkemizi güçlü bir şekilde temsil edebilecek vizyona sahip biri olmalıdır. Sayın Yıldırım'ın bu niteliklerden uzak olduğunun kanısında olduğum için, ben ve birçok kişi gibi oy vermeyeceğim.
Bu yazıda, Yıldırım'ın sözlerinin ve politikalarının Türkiye'nin ihtiyaçlarına ve potansiyeline nasıl ters düştüğüne dikkat çekiyorum. Amacım, okuyucuları kendi fikirlerini oluşturmaya teşvik etmek ve siyasi liderleri seçerken dikkat etmeleri gereken noktaları vurgulamak.
Son zamanlarda sosyal medyada dolaşan bir video, benim gibi birçok kişinin de düşüncelerini somutlaştırmış ve dile getirmiş. Videoda, Sayın Yıldırım'ın "Bulut, mulut, teknoloji, bilisim işlerine fazla kafa yormayın, siz kullanın, nimetlerinden faydalanın ama sorgulamayın" sözleri, Türkiye'yi ve Türk halkını yalnızca tüketim kaynağı olarak gören bir zihniyetin açık bir itirafı gibiydi. Bu sözler, bana Yıldırım'ın vizyonunun ne kadar dar ve geride kaldığını gösterdi.
Günümüz dünyasında, bilgi ve teknoloji her şeyden önce gelir. Bir ülkenin gelişimi ve küresel arenada rekabet gücü, bu alanlardaki başarısına bağlıdır. Sayın Yıldırım'ın sözleri ise tam tersini ifade ediyor. Sorgulamadan tüketmeyi, üretmekten ve geliştirmekten yana olmayan bir yaklaşımı teşvik ediyor. Bu sözler, bir liderin 21. yüzyılın gerektirdiği vizyon ve anlayıştan ne kadar uzak olduğunu ortaya koyuyor.
Yıldırım'ın projelerine ve açıklamalarına baktığımızda da benzer bir tabloyla karşılaşıyoruz. Günümüz dünyasının ihtiyaçlarına ve gerçeklerine uzağında politikalar sunuyor. Konuşmalarında "sempatik" ve "halkın adamı" gibi görünse de, politikalarının ve fikirlerinin Türkiye'yi küresel ölçekte rekabetçi bir konuma getirecek vizyondan uzak olduğunu düşünüyorum.
Türkiye'nin ihtiyaçları ve potansiyeli göz önüne alındığında, liderlik koltuğuna oturulması gereken kişi, yenilikçi fikirlere açık, teknolojiyi ve bilimi teşvik eden, küresel arenada ülkemizi güçlü bir şekilde temsil edebilecek vizyona sahip biri olmalıdır. Sayın Yıldırım'ın bu niteliklerden uzak olduğunun kanısında olduğum için, ben ve birçok kişi gibi oy vermeyeceğim.
Bu yazıda, Yıldırım'ın sözlerinin ve politikalarının Türkiye'nin ihtiyaçlarına ve potansiyeline nasıl ters düştüğüne dikkat çekiyorum. Amacım, okuyucuları kendi fikirlerini oluşturmaya teşvik etmek ve siyasi liderleri seçerken dikkat etmeleri gereken noktaları vurgulamak.