Kuş ölür sen uçuşu hatırla entryini Instagrama tesadufen gördüm. Alttaki yorumlarda biri “bırak kuşu düşünmeyi, bırak gidenlere üzülmeye” cümlesi için “biz zaten gidenlere değil, onlarla kaybolan hislere üzülüyoruz” demiş. İnsan çok sevdiği halde ayrıldığı zaman böyle düşünür. Ona hissettiğim gibi başkasını sevemem, onunla anlaştığım gibi kimseyle anlaşamam.
Kendi isteğinle bile ayrılırsan, başta kurtulmuş ve rahatlamış gibi hissetsen de zamanla yerini; bir daha onu sevdiğim gibi kimseyi sevemem korkusuna bırakır. Ona benzer biri bir daha karşıma çıkmazsa ne yaparım, ona hissettiğim şeyi ya bir daha hissedemezsem diye endişe kapılırsın. Hatta kavga, gürültü ayrıldığın eski sevgiliye bile duygusal boşluğa düştüğün ve yalnız kalmaktan korktuğun için dönmeyi düşünürsün.
Oysa ki sevginin kaynağı bizim yüreğimizdir. Sevme ve sevilme kabiliyeti bizim karakterimizdedir. İnsan birini yaptıkları için sevmez, öyle olsa bizi umursamayan insanlara deliler gibi aşık olmazdık. İnsan tamamen özgür iradesi ile sever, bunun sebebi olmaz, mantığı olmaz, seversin iste eğrisiyle doğrusuyla kusurlarıyla günahlarıyla seversin. Hatta şikayet ettiğin şeyler belki de onu sevme sebebidir. Kaybetmeden anlayamazsın.
Yeter ki yaşanmışlıklar bize yol göstersin, tecrübe kazandırsın ama bize duvar örmesin, daha akıllı yapsın ama önyargılı ve tahammülsüz yapmasın.
Demem o ki sevgili dostlar; sevmeye ve sevilmeye açık ol, yoksa karşına ruh eşin de çıksa elinin tersiyle itersin. Sen hazırsan o da sana hazırdır... Her zaman söylerim "bir kere olan bir kez daha olabilir" çünkü tabiri caizse "kökü sende". Duygu değişken olsa da hazine sensin. Değerini bilmeyen insanları düşünerek kıymetli zamanını harcama... Çok sevdiğim Tolstoy sözü “uzak ve imkansız gözüken bir şey bir anda yakın ve mümkün olabilir.” Bugün veda ettiğini sandığın bütün güzel duygular yarın sana “merhaba” diyebilir.. Bilemezsin.. Hayatı çok acayip, bana inan.
Kendi isteğinle bile ayrılırsan, başta kurtulmuş ve rahatlamış gibi hissetsen de zamanla yerini; bir daha onu sevdiğim gibi kimseyi sevemem korkusuna bırakır. Ona benzer biri bir daha karşıma çıkmazsa ne yaparım, ona hissettiğim şeyi ya bir daha hissedemezsem diye endişe kapılırsın. Hatta kavga, gürültü ayrıldığın eski sevgiliye bile duygusal boşluğa düştüğün ve yalnız kalmaktan korktuğun için dönmeyi düşünürsün.
Oysa ki sevginin kaynağı bizim yüreğimizdir. Sevme ve sevilme kabiliyeti bizim karakterimizdedir. İnsan birini yaptıkları için sevmez, öyle olsa bizi umursamayan insanlara deliler gibi aşık olmazdık. İnsan tamamen özgür iradesi ile sever, bunun sebebi olmaz, mantığı olmaz, seversin iste eğrisiyle doğrusuyla kusurlarıyla günahlarıyla seversin. Hatta şikayet ettiğin şeyler belki de onu sevme sebebidir. Kaybetmeden anlayamazsın.
Yeter ki yaşanmışlıklar bize yol göstersin, tecrübe kazandırsın ama bize duvar örmesin, daha akıllı yapsın ama önyargılı ve tahammülsüz yapmasın.
Demem o ki sevgili dostlar; sevmeye ve sevilmeye açık ol, yoksa karşına ruh eşin de çıksa elinin tersiyle itersin. Sen hazırsan o da sana hazırdır... Her zaman söylerim "bir kere olan bir kez daha olabilir" çünkü tabiri caizse "kökü sende". Duygu değişken olsa da hazine sensin. Değerini bilmeyen insanları düşünerek kıymetli zamanını harcama... Çok sevdiğim Tolstoy sözü “uzak ve imkansız gözüken bir şey bir anda yakın ve mümkün olabilir.” Bugün veda ettiğini sandığın bütün güzel duygular yarın sana “merhaba” diyebilir.. Bilemezsin.. Hayatı çok acayip, bana inan.