Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Burgonya Düklüğü

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Burgonya Düklüğü, Duché de Bourgogne (Fransızca) veya Hertogdom Bourgondië (Felemenkçe), Frank Krallığı’nın parçalanmasıyla 877’de bağımsız siyasi bir yapıya kavuşmuş ve 1477’ye kadar bağımsızlığını muhafaza edebilmiştir. Bu süre zarfında farklı hanedanlar dukalığı yönetmiştir. Dokuzuncu yüzyılın sonunda kurulan üçüncü Burgonya Krallığı'nı yöneten hanedanlık 956'da sona erdikten sonra bir Robertiyen ailesi tarafından yönetilen Burgonya, bu ailenin 1361'de sona ermesiyle birlikte, 1364'te Fransız kralı II. Jean'ın dördüncü oğlu Cesur Filip'e verilmiştir. 1364’den itibaren Valois hanedanın idaresine giren Burgonya düklük toprakları bugünkü coğrafî Burgonya'yı aşıp 15. yüzyıl Batı Avrupa'sının en zengin ve güçlü devletlerinden biri olmuştur. Valois-Burgonya dükleri, toprakları günümüzde Belçika, Lüksemburg ve Hollanda’nın tamamına, kuzey ve doğu Fransa’da bazı bölgelere ve Almanya’nın batısına kadar uzanan bir devlet kurmuşlardır. Burgonya Düklüğü, 1477'de Nancy Muharebesi sonucunda Burgonya Dükü Cesur Charles'ın ölümü sonrasında unvanları kızı Marie'ye kalmıştır. Marie ise I. Maximilian ile evlidir. Bundan dolayı Topraklar sonradan Fransa Krallığı ile Kutsal Roma İmparatorluğu arasında paylaşılmıştır. Tarihi Galyalılar zamanında Eduenler tarafından işgal edilen bölge, MÖ 52'de Jül Sezar'a karşı yapılan direnişlerin merkezi olmuştur. Bölge, adını Cermenlerden olan Burgundlar'dan almaktadır. MÖ 475-480'e doğru Burgundlar bölgeye (Burgundya) yerleşmiştir. Bölgenin büyük bir kısmı Orta Çağda art arda gelen değişik Burgon krallıklarının dışında kalmıştır. 877'den beri bağımsız olmuş olan Burgonya Düklüğü 1477'de Fransız kralı XI. Louis tarafından Fransa'ya bağlanmıştır. Burgonya Krallıkları 1. Burgonya Krallığı: Burgondların krallığı adı altında anılır 534'te Franklar tarafından fethedilmiştir. 2. Burgonya Krallığı: Merovenj prensi I. Clotaire'in oğlu Gontran tarafından 561'de kurulmuştur. Charles Martel tarafından Austrasie'ye bağlanmıştır. 3. Burgonya Krallığı: Burgonya Sijuran Krallığı adı altında anılır ve 879'da Mantaille toplantısında, Kel Charles'ın eniştesi olan Boson'a verilmiştir. 4. Burgonya Krallığı: 888'de Burgonya Transjuran'da Auxerre kontu Rudolf tarafından kurulup, oğlu II. Rudolf tarafından Boson Krallığı'nın 934'te satın alınmasıyla genişlemiştir. Böylece iki Burgonya krallığı birleşip Arles Krallığı ya da Burgonya-Provans Krallığı adını almıştır. 1032'de imparator II. Konrad tarafından Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğuna bağlanmıştır. Valois Hanedanı ve Burgonya Dukalığı Burgonya Dukalığı’nın 1369 ve 1530 yılları arasındaki siyasi tarihi, Avrupa’da ortaçağ devlet inşasının en iyi örneklerinden birini sunmaktadır. Fransa Krallığı’na bağlı vasal statüsündeki Burgonya Dukalığı, esasen Dük III. Filip’in (Philippe le Bon, saltanatı 1419-1467) ve oğlu I. Şarl’ın (Charles le Téméraire, saltanatı 1467-1477) saltanatları süresinde merkezi bir devlet biçimine kavuşmuştur. Bu dönemde Valois hanedanından olan Burgonya dükleri, savaş ve evlilikler yoluyla güçlü ve bileşik bir siyasi yapı kurmayı başarmışlardır. Burgonya Devleti’nin ağırlık merkezi, Alçak Ülkeler (Low Countries) olarak tabir edilen Flander, Brabant ve Hollanda gibi Kuzey Denizi havzasındaki ticarete hâkim en zengin vilayetlerinde bulunmaktaydı. Burgonya dükleri, iktidarlarını güçlendirmek için hukuki ve mali işleri merkezi otoritenin denetimine bağlayarak Gent ve Bruges gibi zengin ve bağımsız büyük şehirlerin gücünü baltalamaya yönelik bir siyasi program yürütmüşlerdir. Bundan başka dükler, merkezi idarenin tesisi için etkili bir yöntem daha kullanmışlardır. Merkezi devlet inşasını destekleyen yeni bir hâkim sınıf oluşturarak, bu idari zümreye yerel siyasi seçkinlerin (kentli patrisyenler), varlıklı tüccarların ve bankacıların katılmalarını sağlamışlardır. Özellikle kentli tüccar ve bankacılar, dönemin sınırlı yatırım olanaklarını göz önünde bulundurarak, çıkarlarını çeşitlendirmek için devlet görevlerini elde etmeye istekliydiler. Ancak Burgonya düklerinin iktidarı merkezileştirme çabaları, Gent ve Bruges gibi şehirlerdeki zanaatkârların ve yerel seçkinlerin çıkarlarına ters düşen çatışmacı bir siyasetti. Nitekim Burgonya sarayının denetimi artırma ve vergilendirme baskısına karşı, yüzyıl boyunca farklı kentler art arda birçok şiddetli isyanlara girişmişlerdir. Bu isyanlar zorla bastırılabilmiştir. Her hâlükârda Burgonya Dukalığı, 15. yüzyılda ve 16. yüzyılın başlarında Avrupa’nın en önemli siyasi ve ekonomik güçlerinden birisi haline gelmiştir. [[Dosya:Rogier_van_der_Weyden_-_Presentation_Miniature,_Chroniques_de_Hainaut_KBR_9242.jpg|küçükresim|upright=1|Dük III. Filip, yanında oğlu veliaht I. Şarl ve danışmanı Nicolas Rolin ile birlikte hanedan tarihi Chronicles of Hainaut adlı eseri törenle kabul ederken, 1447. Ressam Rogier van der Wyeden.]] 15. yüzyılda Avrupa’da merkezi devletlerin inşası sürecinde Burgonya merkezkaç ve merkeziyetçi siyasi güçler arasında çelişkili ve gerilimli iç dinamiklerin neticesinde tesis edilmiştir. Özellikle Batı Avrupa’da, savaşların küçük ölçekli feodal çatışmaların yerine büyük ve daimi ordular tarafından icra edilir hale gelmesi, devletlerin ortaya çıkmasını sağlayan önemli bir diğer unsur olmuştur. Geç Orta Çağ döneminde Avrupa devletlerinin mali geliri iki kat artınca, daha profesyonel bir vergilendirme sistemi oluşmaya başlamıştır. Bu dönüşümün bir sonucu olarak önemini ve gelirlerinin çoğunu kaybeden küçük ve yerel soylular, dük ve kralların hizmetine girerek kayıplarını telafi etme çabasına girmişlerdir. Ancak Burgonyalı soylular, devlet görevi ve makam edinmek için daha yetenekli, eğitimli ve profesyonel kentli burjuva yetkililerle rekabet etmek zorunda kalmışlardır. Dük III. Filip ve I. Şarl’ın iktidarı tek elde toplama çabalarına rağmen, Burgonya Dukalığı’nın yasal konumu gerçek anlamda bir devlet olmaktan uzaktı. Bazı tarihçiler dukalığın, hükümdarın şahsi otoritesi altında suni bir birlik sergileyen ancak gerçekte çok parçalı ve yarı bağımsız beylik mülklerinden mürekkep derleme bir yapıya sahip olduğunu vurgulamışlardır. Her ne kadar III. Filip ve I. Şarl, merkezi kurumlar oluşturmuş olsalar da farklı bölgeler ortak bir idari ve hukuki mevzuatı paylaşmıyorlardı. Ayrıca Burgonya dükleri yer yer bağımsız hareket etme imkânı bulsalar da, yasal olarak Fransa Krallığı’na ve Kutsal Roma İmparatorluğu’na tâbi devlet statüsünden kurtulamamışlardır. Burgonya düklerin en önemli sancılarından birisi buydu ve hep bağımsız bir krallığa kavuşma hayalinin peşinden gitmişlerdir. Avrupa’nın 15. yüzyıldaki siyasi koşulları, Burgonya düklerine yasal statülerini yükseltmeleri için pek az alan bırakıyordu. Burgonya Dükü ‘Korkusuz Jean (Jan Zonder Vrees, saltanatı 1404–1419), tahta oturunca Fransa hanedanı üzerinde etkinliğini artırmak için çatışmacı bir siyaset gütmüş ve Fransa kraliyetindeki veraset mücadelesine müdahil olmuştur. Dükün amcası ve Fransa Kralı IV. Şarl’ın akli dengesinin giderek bozulması bir iktidar boşluğu yaratmıştır. Bu durumdan istifade eden Dük Jean, kralın kardeşi Orléans Dükü Louis ile Fransa tahtı üzerinde hâkimiyet çatışmasına girmiş ve nihayet 1407’de Louis’i suikastla öldürterek bertaraf etmiştir. Bunun üzerine patlak veren iç savaş neticesinde, Dük Jean 1418’de Paris’i ele geçirerek kendisini Fransa kralının hamisi ilan etmiştir. küçükresim|upright=1.18|Dük Korkusuz Jean'ın 1419'da Montereau Köprüsü'nde suikast sonucu öldürülmesi, Monstrelet kroniği, 15. yy. Ne var ki Burgonya dükü daha bağımsız hareket eder hale gelse de, Fransız Valois hanedanı kendisini düşman olarak görmeye başlamıştır. Nitekim Dük Jean’ın çatışmacı siyaseti sonucunda kendisi de suikastla öldürülmüştür. 1419’da, Fransa tahtının varisi ve sonraki Kral VII. Şarl ile yaptığı barış görüşmesi sırasında, Montereau Köprüsünde Şarl’ın iki yakın danışmanı tarafından öldürülmüştür. Tüm hızıyla süren Yüzyıl Savaşlarına denk gelen Fransız Valois ve Burgonya hanedanlarının bu çekişmesinden faydalanan İngiltere olmuştur. Zira Agincourt Savaşı’nda (1415) İngiltere karşısında Fransa ağır bir hezimete uğramış ve zayıflamıştır. Bununla birlikte Burgonya Dükü III. Filip İngilizlerle ittifak kurarak babasının intikamını almıştır. Bu ittifak sayesinde imzalanan Troyes Anlaşması’yla (1420) İngiltere Kralı V. Henry Fransa kraliyet tahtının yasal sahibi haline gelmiştir. 1435’te Arras Kongresi’nde Burgonya Dükü III. Filip ile Fransa Kralı VII. Şarl arasındaki kan davası bir siyasi uzlaşmayla sona ermiştir. Filip, Şarl’ı Fransa kralı olarak resmen tanımış ve karşılığında krala biat etme zorunluluğundan muaf tutulmuştur. Bundan sonra, Dük Filip Fransa taht meselelerine pek karışmamış ve dikkatini merkezileşme siyaseti doğrultusunda kendi topraklarında kurumlarını pekiştirmeye yoğunlaştırmıştır. Ne var ki bağımsızlık emellerinden vazgeçmeyen Burgonya dükü için geriye Osmanlılara karşı haçlı seferi düzenlemekten başka itibar ve şan edinme yolu kalmamıştı. Eğer muvaffak olursa, elde edeceği askeri başarının mükâfatı olarak Papa’nın kendisini kraliyet tacıyla kutsamasını ümit ediyordu. Bu nedenle 15. yüzyılda Avrupa’da haçlı ideolojisine ve şövalye kültürüne en çok yatırım yapan Burgonya Valois hanedanı olmuştur. Burgonya Düklerinin Haçlı İdeolojisi 1396’da Dük II. Filip (saltanatı 1363-1404), oğlu Kont Jean de Nevers’i haçlı idealinin yanı sıra hanedanın statüsünü yükseltmek gayesiyle, Fransız kuvvetlerinin kumandanı olarak Niğbolu Savaşı’na yollamıştı. Ancak haçlı ordusu Sultan Yıldırım Bayezid karşısında büyük bir hezimet yaşayarak oğlu tutsak düşmüştür. Bu beklenmedik yenilgiden sonra, Kont Jean ile beraberindeki yüksek dereceli Burgonyalı soylular bir yıl boyunca Bursa’da esarette kalmışlardır. Ancak Osmanlı Devleti’ne ödemek zorunda kaldıkları yüksek miktarlarda fidyeler sonrasında Burgonya’ya dönebildiler. Pahalıya mal olan Niğbolu macerasından sonra Dük ‘Korkusuz’ Jean kendi saltanat döneminde haçlı siyasetini terk etmek zorunda kalmıştır. Ancak 1419’da, oğlu Dük III. Filip’in tahta geçmesiyle Burgonya sarayında haçlı ideolojisi ve coşkusu yeniden canlanmıştır. Zira III. Filip, dış siyasetinin en önemli parametresini haçlı seferleri üzerine kurgulamıştır. Kraliyet tacını elde etmeyi arzulayan Filip, iktidarı boyunca Türklere karşı başarılı bir kutsal savaşı ortaya koymaya çabalamıştır. Bu amaçla, Burgonya sarayında haçlı kültürü ve siyaseti en zirve noktasına ulaşmıştır. Filip, Türklere karşı planladığı haçlı seferi için istihbarat toplamaları için 1421’de Has Odabaşısı Ghillebert de Lanoy’ı ve 1432’de Bertrandon de la Broquière’i askeri rapor hazırlamaları için Osmanlı topraklarına yollamıştır. Haçlı ideolojisinin en önemli göstergesi olan Hristiyan şövalye kültürüne Filip’in bağlılığı, siyasi fırsatçılıkla birlikte Burgonya sarayında haçlı siyasetinin gelişmesini sağlamıştır. Dük Filip için haçlı siyaseti elverişli ideolojik bir araçtır. Vatikan da Dük Filip’in haçlı siyasetini destekliyordu ve Osmanlı’ya karşı mücadelede Burgonya’nın bir deniz gücü olarak ortaya çıkmasına dair büyük umutlar besliyordu. Filip’in en kayda değer askeri girişimi, Burgonya-Venedik karması bir haçlı donanması toplayarak 1444’te yapılan Varna Savaşı’na verdiği destek olmuştur. Bilindiği üzere, Çandarlı Halil Paşa’nın boğazın iki yakasına yerleştirdiği topçu birlikleri haçlı donanmasını intikal yerine yaklaştırmamış ve Burgonyalı gemiler Sultan II. Murad’ın ordusuyla birlikte Rumeli’ye geçişini uzaktan seyretmek zorunda kalmışlardır. Nitekim kayda değer askeri faaliyet gösteremeyen Burgonya filosu Karadeniz kıyılarında Ceneviz kolonilerine karşı korsanlık yapmış ve Tuna boyundaki bazı Osmanlı üsleriyle ufak tefek çatışmalar gerçekleştirdikten sonra ülkelerine dönmüşlerdir. Fiyaskoyla sonuçlanan Burgonya armadasının Boğaziçi, Karadeniz ve Tuna'daki faaliyetlerini, filo komutanın yeğeni tarihçi Jehan de Wavrin kroniğinde anlatmaktadır. Fiyaskoyla sonuçlanan bu deniz seferinden umduğu askeri başarıyı ve siyasi itibarı elde edemeyen Burgonya dükü hayal kırıklığı yaşamıştır. Bunun üzerine Filip, Avrupa arenasında ihtiyacı olan siyasi sermayeye ulaşmak için elindeki tüm diplomatik ve kültürel araçları harekete geçirmiştir. Öncelikle unvanlarına İsa’nın Pehlivanı (Athleta Christi) lakabını ekleyerek kendisini haçlıların önderi ve Hristiyanlığın öncü savunucusu olarak ilan etmiştir. Haçlı idealine adanmışlığını daha geniş çevrelere yaymak için farklı propaganda araçlarıyla Avrupa’nın önde gelen saraylarını etkilemeye çalışmıştır. Kendi maiyetindeki üst düzey idarecilerin ve soyluların dini duygularını coşturmaya yönelik muhteşem gösteriler düzenlemiştir. Burgonya sarayının önde gelen tarihçileri ve edebiyatçıları dükün haçlı siyasetinin devlet ideolojisi haline gelmesine önemli katkılar sağlamışlardır. Eserlerinde Hristiyan orta çağının geleneksel retoriğini, şövalye sembolizmini, saray adabını, asil davranış etiği, haçlı idealini vurgulayan efsaneler, destanlar, tavsiye ve nasihatlerle hitap ettikleri soylular için gerekli malzemeyi üretmişlerdir. Orta çağ kronik yazarları, 'Türk tehdidine' karşı acilen önlem alınması için Avrupalı asilzadeleri ve kralları iç savaşlarını bir an önce sonlandırmaları ve uzlaşı sağlamaları gerektiği yönünde uyarıyordu. Bu söylem, dönemin haçlı fikrinin kurucu bir unsuruydu. Devrin kroniklerinde övülen haçlı ideali, Avrupalı hükümdarlara Hristiyan dünyası üzerindeki egemenliklerini pekiştirmelerini sağlayacak birleştirici bir mücadele biçimi olarak tavsiye edilmekteydi. Burgonyalı saray tarihçileri de Dük III. Filip’i haçlı ittifakın en uygun lideri olarak sunmaktaydılar. Burgonya saray tarih yazıcılığında vurgulanan ‘Türk tehdidi’ efsanesinin yanı sıra, etkin bir Sultan II. Mehmed imajı da dikkat çekmektedir. Burgonyalı tarihçi Chastellain, hamisi Dük Filip'in siyasi ihtiyaçlarını karşılamak için yazdığı kroniğinde, Filip’i Truvalı Hektor’a benzetirken, Fatih Sultan Mehmed’i de Büyük İskender’in varisi olarak sunmaktadır. Burgonyalı saray tarihçileri metinlerinde, Avrupa’da yaygın biçimde Türkleri Truvalılar ile aynı soya bağlayan tarih anlayışına paralel biçimde Burgonya hanedanı için benzer bir soyağacı yaratarak, Filip’i Fatih ile eşdeğerde kudretli bir konumda resmetmişlerdir. Dük Filip, yalnızca hanedan mensuplarının ve asilzadelerin üye olabileceği Katolik mezhebine dayalı Altın Post Tarikatını (L’Ordre de la Toisan d’or) 1430’da bu amaçla kurmuştu. Yine Filip'in 1454'de Türklere karşı haçlı seferine çıkacağına dair yemin ettiği ünlü ‘Sülün Yemini Ziyafeti’ (‘Banquet of the Vow of the Pheasant’), geç Orta Çağın en görkemli törenlerinden birisi olarak tarihe geçmiştir. Kaynakça Kategori:Fransa tarihi Kategori:Tarihî devletler Kategori:Belçika Tarihi Kategori:Hollanda Tarihi Kategori:Ortaçağ
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri