Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Büyük Ermenistan

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
[[Dosya:United Armenia.png|küçükresim|upright=1.14|Ermeni Devrimci Federasyonu tarafından iddia edilen Büyük Ermenistan haritası. Turuncu bölgeler günümüzde Ermeni çoğunluk bulunan bölgeleri, sarı bölgeler ise tarihsel Ermeni çoğunluğu bulunup günümüzde hatrı sayılır Ermeni nüfus bulunmayan bölgeleri göstermektedir. ]] [[Dosya:Mount Ararat and the Yerevan skyline.jpg|küçükresim|upright=1.14|Erivan'dan Ağrı Dağı manzarası. Ağrı Dağı, Batı Ermenistan'ın sembolü olarak kabul edilir.]] Büyük Ermenistan veya Birleşik Ermenistan , Ermenilerin anavatanı olarak kabul edilen, tarihsel olarak Ermenilerin çoğunlukta olduğu ve bir kısmında hâlâ Ermenilerin çoğunluk olarak yaşadığı Ermeni Yaylası'ndaki bölgelere atıfta bulunan etno-milliyetçi ve irredantist kavramdır. Ermenilerin tarihi topraklarının birleştirilmesi olarak görülen ve 20. yüzyıl boyunca Ermeni düşünürlerce yaygın olan fikir başta Ermeni Devrimci Federasyonu, ASALA ve Miras olmak üzere çeşitli milliyetçi örgüt ve partilerce savunuldu. Ermeni Devrimci Federasyonu'na göre Büyük Ermenistan günümüz Ermenistanının dışında günümüzde Türkiye'nin doğu kısmında kalan Batı Ermenistan, Gürcistan'ın Cavaheti bölgesi, de jure olarak Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin 2020 Dağlık Karabağ Savaşı'na kadar kontrol ettiği topraklar ve Azerbaycan'a bağlı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ni kapsamaktadır. Nahçıvan'daki hatrı sayılır Ermeni nüfusunun büyük çoğunluğu ise 11. Kızıl Ordu'nun Nahçıvan'a girip Nahçıvan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin ilânından Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar başta Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne olmak üzere Nahçıvan dışına göç etmiş, Birinci Dağlık Karabağ Savaşı'nın ardından yapılan göçlerle beraber ise Nahçıvan'daki Ermeni azınlık tamamen yok olmuştur. Büyük Ermenistan topraklarında gerçekleşen en güncel irredantist hareket, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bağlı Ermeni çoğunluklu Dağlık Karabağ Özerk Oblastı'nın Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bağlanmasını savunan Karabağ hareketidir. Birinci Dağlık Karabağ Savaşı'nın ardından Ermeni güçleri, Dağlık Karabağ ve çevresini işgâl ederek de facto olarak Ermenistan'a bağlamışlardır. 2020 Dağlık Karabağ Savaşı'yla beraber Azerbaycan Dağlık Karabağ'ın çevre bölgelerini ve bölgenin bir kısmını tekrar hâkimiyeti altına almış, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti hâkimiyetinde kalan topraklara ise Rus ve Türk güçleri yerleşmiştir. Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin Ermenistan'a tek bağlantısı günümüzde Rus barış güçleri tarafından kontrol edilen, Azerbaycan topraklarındaki, 5km genişliğindeki Laçın Koridoru'dur. Karabağ'daki Ermeni hâkimiyeti, Ermeni Yardımlaşma Derneği dâhil bazı Ermeni kuruluş ve örgütlerce Büyük Ermenistan hedefinin ilk adımı olarak değerlendirilmiştir. İddiaların tarihi Kökeni [[Dosya:Armenians ethnic map 1905.png|küçükresim|upright=1.14|Ermeni Yaylası ve çevre bölgelerin 1905 yılından kalma bir demografik haritası. Ermeniler, mavi renk ile gösterilmiştir.]] Günümüz mânâsıyla Büyük Ermenistan terimi, ilk olarak 19. yüzyılın ikinci yarısındaki Ermeni rönesansı sırasında ortaya çıktı. O zamanlar Doğu Ermenistan, Rus İmparatorluğu hâkimiyetindeyken Batı Ermenistan ise Osmanlı İmparatorluğu toprağıydı. United Armenia (Birleşik Ermenistan) ifadesinin ilk kullanımlarından biri, Rus Özgürlüğünün Dostları Derneği'nin aylık Free Russia dergisinin 1899 yılındaki bir sayısındadır. Kafkasya Genel Valisi Grigori Golitsın'ın Çar II. Nikolay'a gelecek politikalar hakkındaki önerilerini konu alan sayıda Golitsın, "büyük ve birleşik, geçmişteki bağımsız Ermenistan'ı yeniden kurmayı hedefleyen" bir milliyetçi hareketten bahsetmektedir. Bağımsız ve birleşik bir Ermenistan fikri, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında ve yirminci yüzyılın başlarında Ermeni Ulusal Hareketi'nin ana hedefiydi. 1890'lara gelindiğinde, üç büyük Ermeni partisi olan Taşnaksütyun, Hınçak ve Armenakan ile Osmanlı İmparatorluğu arasında düşük gerilimde silahlı çatışmalar gerçekleşti. Dış ülkelerin Ermeni vilayetlerinde reform yapılması için yaptığı çağrılar ve Ermenilerin bağımsızlık istekleri, 1894 ve 1896 yılları arasında Sultan II. Abdülhamid'in emriyle 300.000'e yakın Ermeni sivilin katledildiği ve II. Abdülhamid'in kendisinin adıyla anılan Hamidiye Katliamları ile sonuçlandı. 1908'deki Jön Türk Devrimi'nin ardından bazı Ermeniler durumun düzeleceğini düşünseler de devrimden bir yıl sonra İttihat ve Terakki, Adana Katliamı'nı gerçekleştirdi ve Ermeni-Türk ilişkileri daha da kötüleşti. 1912-1913 Balkan Savaşları'ndan sonra ise Osmanlı hükûmetine 1914 yılının başlarında Ermeni vilayetleriyle ilgili Ermeni reform paketini kabul etmesi için baskı yapıldı. I. Dünya Savaşı ve Ermeni Kırımı [[Dosya:Armenian Genocide Map-tr.svg|küçükresim|upright=1.14|Ermeni Kırımı'ndaki katliam noktalarını gösteren bir harita.]] Osmanlı İmparatorluğu'nun şark topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu, 1915 ve sonrasında Osmanlı hükûmeti tarafından sistematik şekilde imha edildi. Soykırımın sonucunda 1,5 milyon Ermeni öldürülürken soykırımdan kurtulanlar ise başka ülkelere sığındılar. Ermeni Kırımı olarak adlandırılan bu sistematik imha, Osmanlı İmparatorluğu'nun halefi olan Türkiye tarafından reddedilmekte ve isyan ve sivil baş kaldırıların sonucu olarak dile getirilmektedir. Etnik temizliğin sonucunda Batı Ermenistan'daki iki binyıldan daha uzun süredir süregelen Ermeni varlığı, neredeyse tamamen yok edilmiştir. Batı Ermenistan'ın çoğu, 1916'da çoktan Kafkasya Cephesi'nde ilerleyen Rus İmparatorluğu tarafından işgâl edilmiş, Ermeniler tarafından yönetilen Van merkezli özerk bir işgâl yönetimi kurulmuştu. Yönetimin ana idaresi ise Kafkasya'da Şubat Devrimi'nin ardından Özel Transkafkasya Komitesi'ne kalmıştı. 1917 Devrimi'nin ardından bölgeden Rus güçlerinin çekilmesiyle yönetimin güvenliği düzensiz Ermeni birliklerine kalsa da Osmanlı İmparatorluğu bölgeleri düzensiz Ermeni birliklerinden hızlıca geri alarak Batum Antlaşması imzalanana kadar Erivan'ın 7km batısına kadar dayandı. [[Dosya:Armenia in Paris Peace Conference 1919.jpg|sol|küçükresim|upright=1.14|Ermeni delegasyonu tarafından Paris Barış Konferansı'nda sunulan harita.]] Ekim Devrimi ile beraber Rusya'da iktidarı ele geçiren Bolşevikler, Batı Ermenistan'daki savaşı sona erdirecek Erzincan Mütarekesi'ni imzaladılar. Rus kuvvetleri mevzilerini terk ederek bölgeyi düzensiz Ermeni birliklerinin kontrolüne bıraktı. Bolşevikler ayrıca Kafkasya'da Transkafkasya Komiserliğini kurdular. 3 Mart 1918'de imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması'nın ardından Osmanlı İmparatorluğu, kaybettiği şark vilâyetlerini tekrar ele geçirmeye başladı ve 25 Nisan'da Kars'a girdi. Rusya'nın Brest-Litovsk Antlaşması'nı imzalamasının ardından ise Nisan 1918'de Transkafkasya, Rusya'dan bağımsızlığını ilan etti. Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan'dan oluşan bu federasyon, Rusya'daki devrimin ardından Türk güçlerinin yeniden Kafkaslara girmesiyle dağıldı. Amerikalı siyaset bilimciler Lothrop Stoddard ve Glenn Frank'in 1918 tarihli Stakes of the War kitabında Ermeni Sorunu'na çözüm olarak sunulan 8 çözüm önerisinden Birleşik Ermenistan başlıklı ikinci öneri, şu tümcelerle açıklanmıştır. Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti [[Dosya:Alexander Khatisian.png|küçükresim|upright=1.02|Ermenistan Başbakanı Aleksandr Hatisyan, 1919'da Batı Ermenistan topraklarını resmen Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti'ne bağladı.]] Ermeni Ulusal Konseyi, 28 Mayıs 1918'de Ermeni vilayetlerinin bağımsızlığını ilan etti. Batum Antlaşması ile ise devlet, Osmanlı İmparatorluğu tarafından resmen tanındı. Birinci Dünya Savaşı'ndaki yenilginin ardından ise Osmanlı İmparatorluğu, Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak yeniden Kafkasya'dan çıktı. Böylece 1919'da Ermenistan, eski Kars Oblastı ve Ağrı Dağı da dâhil olmak üzere Iğdır ve çevresini topraklarına kattı. 28 Mayıs 1919'da, Ermenistan'ın bağımsızlığının birinci yıldönümünde başbakan Aleksandr Hatisyan, Batı Ermenistan hâlâ Türklerin kontrolünde olmasına rağmen resmen Doğu ve Batı Ermenistan'ın birliğini ilân etti. Sevr Antlaşması [[Dosya:Boundary between Turkey and Armenia as determined by Woodrow Wilson 1920.jpg|küçükresim|upright=1.14|Sevr Antlaşması'na göre Wilson Ermenistanı.]] Ermenistan, bağımsızlığından neredeyse iki yıl sonra 23 Nisan 1920'de Amerika Birleşik Devletleri tarafından sınırları sonradan belirlenmek şartıyla resmen tanındı. 26 Nisan 1920'de Birleşik Krallık Başbakanı David Lloyd George, Fransa Başbakanı Georges Clemenceau ve İtalya Başbakanı Francesco Saverio Nitti'den oluşan konsey, Amerika Birleşik Devletleri'nden Ermenistan üzerinde bir manda devletini üstlenmesini ve bu devletin sınırlarını çizmesini talep etti. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Woodrow Wilson ise meselede hakem rolünü üstlenmeyi ve Ermenistan ile Türkiye arasında iki tarafında kabûl edeceği bir sınır çizmeyi kabul etti. Temmuz 1920'de ABD Dışişleri Bakanlığı, William Westermann başkanlığında Türkiye-Ermenistan Sınırı Tahkim Komitesi'ni kurdu. 10 Ağustos 1920'de Osmanlı İmparatorluğu ve İtilaf Devletleri arasında Sevr Antlaşması imzalandı. 28 Eylül 1920'de konsey, Ermenistan'ın Trabzon üzerinden Karadeniz'e erişimini garanti etti ve günümüz Türkiyesinin doğu bölgelerini askerden arındırılmış bölge ilân ederek Ermenistan-Türkiye sınırını tanımladı. Sevr Antlaşması'na göre antlaşmadan önce Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyetinde bulunan 100 bin kilometre karelik toprak, Ermenistan'a verildi. Konseyin araştırmasına göre nüfusu 3.57 milyon olan bölgenin demografik yapısı %49 Müslümanlar (Türkler, Kürtler, Azeriler ve diğer Müslüman etnik gruplar), %40 Ermeniler, %5 Lazlar, %4 Rumlar ve %1 diğer etnik gruplardan oluşuyordu. Ermeni Kırımı'nın ardından farklı bölgelere sığınan mülteci nüfusunun bölgeye dönüşünün ardından ise Ermeni nüfusunun %50'ye kadar çıkması bekleniyordu. Komisyonun raporu Dışişleri Bakanlığına sunmasından iki ay sonra, Başkan Woodrow Wilson raporu 12 Kasım 1920'de aldı. On gün sonra ise Wilson, "Türkiye ile Ermenistan Arasındaki Sınır, Ermenistan'ın Denize Erişimi ve Ermeni Sınırındaki Türk Topraklarının Askersizleştirilmesine İlişkin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın Kararı" başlıklı raporu imzaladı. Rapor, 24 Kasım 1920'de ABD'nin Paris Büyükelçisi Hugh Campbell Wallace'a gönderildi. 6 Aralık 1920'de Wallace, belgeleri İtilaf Devletleri'ne sunulmak üzere barış konferansının genel sekreterine teslim etti. Sevr Antlaşması, Ankara merkezli ihtilâl hükûmetinin Türk Kurtuluş Savaşı'nı kazanıp Türkiye'de yeni rejim kurmasının ardından ilgâ edildi. Lozan Antlaşması, Türkiye'nin İtilaf Devletleri ile savaşını resmen bitirdiği ve İtilaf Devletleri'nin Ankara Hükûmeti'nin hak iddialarını kabul ettiği antlaşma olarak Sevr Antlaşması'nın yerini aldı. Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti'nin yıkılışı 1920 Eylülünün sonlarına doğru Mustafa Kemâl'in başında olduğu devrim hükûmeti ve Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti arasında savaş patlak verdi. 30 Ekim'de ise Kâzım Karabekir komutasındaki Ankara'ya bağlı Türk birlikleri, Kars'ı bir kez daha Türk hâkimiyetine aldılar. Aynı zamanda Kızıl Ordu da kuzey doğudan ülkeye girerken 7 Kasım 1920'de Türkler Gümrü'ye girdiler. 29 Kasım 1920'de ise Kızıl Ordu, Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti'ni kapitüle etti ve Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ni ilân edildi. 2 Aralık 1920'de Ermenistan Savunma Bakanı Drastamat Kanayan ve Sovyet temsilcisi Boris Legran'ın Erivan'daki ortak ilanına göre Ermenistan, resmen bir sovyet devleti oldu. 2 Aralık'ı 3 Aralık'a bağlayan gece Ankara Hükûmeti ile Ermenistan arasında Gümrü Antlaşması imzalandı, böylece Sevr Antlaşması'nın Türkiye'nin doğu sınırlarını belirleyen maddeleri ve Wilson'ın tahkimi hükümsüz hâle düşmüş oldu. Sovyetlerin Ermenistan'ı işgâlinden hemen sonra, Azeri Sovyet lideri Neriman Nerimanov, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki eski sınırları geçersiz olduğunu ve Zengezur, Dağlık Karabağ ve Nahçıvan'ın Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne ait ilân edildiğini açıkladı. Her ne kadar Zangezur, Ermeni Sovyet devletinin hâkimiyetine girse de Karabağ ve Nahçıvan, sekiz ay daha Azeri hâkimiyetinde kaldı. 16 Mart 1921'de Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ve Ankara Hükûmeti arasında Moskova Antlaşması imzalandı. Antlaşmayla beraber Kars ve Ardahan'daki Türk hâkimiyeti Sovyetler tarafından onaylanırken Nahçıvan ise bir kez daha Azeri himâyesine girdi. Kafkas sovyetleri, Rusya ve Ankara Hükûmeti arasında imzalanan Kars Antlaşması ile Moskova Antlaşması'yla belirlenen sınır bir kez daha tanındı ve Ermenistan-Türkiye sınırı günümüzdeki hâlini resmen almış oldu. II. Dünya Savaşı sonrası (1945-1953) [[Dosya:Armenian_and_Georgian_claims_to_Turkish_Territory,_map_done_by_British_Foreign_Office,_May,_1946..jpg|küçükresim|Ermeni ve Gürcülerin Türkiye üzerindeki iddia ettikleri topraklar, İngiliz Dışişleri Bakanlığı, Mayıs 1946|251x251pik]] Avrupa'da II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra, Sovyetler Birliği Türkiye üzerinde toprak iddiasında bulundu. Joseph Stalin, Türkiye'yi Kars ile Ardahan'dan vazgeçmeye zorladı ve böylece Rus ve Osmanlı imparatorlukları arasındaki I. Dünya Savaşı öncesi sınırına geri döndü. Bu illerin yanı sıra Sovyetler Birliği de Boğazlar üzerinde hak iddia etti. Cemil Hasanlı, "Stalin, belki de Kızıl Ordu'nun zaferi karşısında şok olan Türklerin pes etmesini ve Washington ile Londra'nın bunu bir oldubitti olarak kabul etmesini bekliyordu" diye ifade ediyor. Athena Leoussi de, "Stalin'in saikleri tartışılabilir olsa da, yurtiçinde ve yurtdışındaki Ermeniler için Ermeni Sorununun yeniden ortaya çıkması, toprak birliği için umutları canlandırdı" diye ekliyor. 7 Haziran 1945'te Sovyet Dışişleri Bakanı Vyaçeslav Molotov, Moskova'daki Türk büyükelçisine SSCB'nin Türkiye ile olan sınırının gözden geçirilmesini talep ettiğini bildirdi. Sovyet hükûmeti, iddia edilen bölgeleri Ermenilerle yeniden doldurmak için yurtdışında yaşayan ve çoğunlukla Ermeni Soykırımı'ndan kurtulan Ermenilerin ülkelerine geri getirilmesine öncelik etti. 1946 ve 1948 arasında, Lübnan, Suriye, Yunanistan, İran, Romanya, Fransa ve başka yerlerden 90.000 ila 100.000 Ermeni, Sovyet Ermenistanına taşındı. 31 Temmuz 1944 tarihli CIA'in öncülü olan OSS belgesi, savaşın sonunda Sovyetlerin nüfuzunun yükselmesi nedeniyle Ermeni Devrimci Federasyonu'nun aşırı Sovyet karşıtı tavrını değiştirdiğini bildirdi. Moskova Konferansı'na gönderilen bir mektupta Ermeni Kilisesinin ruhani lideri VI. Kevork, "Türkiye Ermenistanı'nın kurtarılarak Sovyet Ermenistanı'na ilhâkıyla Ermenilere sonunda adalet sağlanacağını" umduğunu ifade etti. Ermenistan SSC lideri Grigoriy Arutinov, Kars ve Ardahan üstündeki "bir bütün olarak Ermeni halkı için hayati önem taşıyan" iddiaları savundu. Sovyet Ermeni elitleri, Ermenilerin Sovyetlerin faşizme karşı mücadelesine katkılarıyla Kars ve Ardahan'ı topraklarına katmaya hak kazandıklarını ifade ettiler. Buna karşın diaspora örgütleri de bu iddiaları savundu. Daha sonrasında Batı devletleri ve Sovyetler Birliği'nin ilişkilerinin bozulup ABD ve Birleşik Krallık'ın Türkiye'yi desteklemesiyle beraber 1947'de Sovyet iddiaları pasif hâle düşmeye başlasa da Sovyetler Birliği, Türkiye üzerindeki hak iddialarını ancak 1953'te Josef Stalin'in ölümüyle resmen düşürdü. Soğuk Savaş [[Dosya:Tsitsernakaberd, Armenian Genocide memorial complex 03.jpg|küçükresim|upright=0.72|Tsitsernakaberd'deki Ermeni Soykırımı anıtı.]] 1960'ların ortalarında Sovyetler Birliği'nde Nikita Kruşçev'in iktidara gelmesiyle ve destalinizasyon sürecinin başlamasıyla beraber Sovyet halkına göreceli özgürlük tanımasından sonra bir Ermeni milliyetçiliği dalgası başladı. Ermeni Soykırımı'nın 50. yıldönümü olan 24 Nisan 1965'te Erivan'da kitlesel bir gösteri düzenlendi. Binlerce Ermeni, soykırım kurbanlarını anmak için Erivan sokaklarına dökülürken amaçları "Sovyet hükûmetinin otoritesine meydan okumak"tan ziyade "hükümetin dikkatini soykırıma çekmek" ve "Sovyet hükûmetini kaybettikleri toprakları geri almalarında onlara yardım etmeye" ikna etmekti. Sovyet hükûmeti, göstericilerin taleplerini dikkate alarak, soykırım için bir anıt dikti. Tsitsernakaberd tepesinde inşa edilen anıt, 1967 yılında tamamlandı. 1960'lar ve 1970'lerde Ermenistan'ın içinde ve dışında Sovyetler Birliği'ne ve Türkiye'ye karşı yasa dışı siyasi ve silahlı mücadelede bir artış görülü. 1966'da Haykaz Haçaturyan tarafından Erivan'da Ulusal Birlik Partisi adında bir yasa dışı milliyetçi parti kuruldu. 1966'dan 1980'lerin sonlarına kadar Sovyet Ermenistanı'nda gizlice faaliyet gösteren parti, kurucu üyelerinin 1968'de hapse atılmasından sonra Paruyr Hayrikyan tarafından yönetildi. Parti, Ermenilerin kendi kaderini tayin etme hakkını ve bu yolla Büyük Ermenistan'ın kurulmasını savunuyordu. Partinin çoğu üyesi ise hapsedildi ve parti yasaklandı. Parti her ne kadar 1977 Moskova bombalamalarından sorumlu tutulsa da tarihçi Jay Bergman'a göre "saldırıların arkasındaki akıl hiçbir zaman kesin olarak belirlenmedi". Gerard Libaridian'a göre, 1970'lere gelindiğinde Ermeni Soykırımı'nın tanınması Ermeni davasının çok önemli bir hedefi haline geldi ve diaspora siyasi partileri, soykırımın tanınması ile Büyük Ermenistan ideali arasında bağlantı kurdu çünkü Türkiye'nin soykırımı tanıması, Batı Ermenistan iddialarına meşru dayanak getiriyordu. 1970'lerin ortasından 1980'lerin sonlarına kadar, Orta Doğu ve Batı Avrupa'da birçok ülkece terörist olarak kabul edilen Ermeni militer örgütler faaliyet gösterdi. Bu örgütler arasından en çok öne çıkanı olan Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu, dünyanın birçok yerindeki Türk büyükelçiliklerine ve konsolosluklarına saldırılar gerçekleştirdi. Taşnaksütyun ile bağlantılı Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları ve Ermeni Devrimci Ordusu da başta Batı Avrupa'da olmak üzere birçok bölgede benzer saldırılar gerçekleştirdi. David C. Rapoport, bu örgütlerin 1973'te "Türk devletinden intikam almak amacıyla" Kaliforniya'da Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Muavin Konsolos Bahadır Demir'e suikast düzenleyen Gürgen Yanıkyan'dan ilhâm aldığını savunmaktadır. Dağlık Karabağ sorunu [[Dosya:Karabakh movement demonstration at Yerevan Opera square (Indifference is a crime).jpg|küçükresim|upright=1.13|Karabağ hareketi tarafından Erivan'da gerçekleştirilen bir protesto. Soldaki afişte Ermeni Soykırımı, Eylül Günleri ve Şuşa Katliamı'nın altına Sumgayıt pogromu yer almakta olup sağdaki afişte "Sumgayıt'ın fâillerine ceza" yazmaktadır.]] Şubat 1988'de Ermenistan SSC ve Ermeni çoğunluklu Dağlık Karabağ Özerk Oblastı'nda Karabağ hareketi başladı. Dağlık Karabağ'ın Ermenistan'a bağlanmasını hedefleyen hareket, Büyük Ermenistan idealini yeniden canlandırdı. 20 Şubat 1988'de bölgesel yasama organı Dağlık Karabağ Yüksek Konseyi, bölgenin Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nden ayrılarak Ermenistan'a bağlanması talebini yayımladı. Moskova hükûmeti talebi reddederken, Erivan'da yüz binlerce insan ilhâkı desteklemek için gösteri yaptı. Birkaç gün sonra, 26 Şubat'ta, Azeri çetelerince Ermenilere karşı pogrom düzenlendi ve bunun sonucunda binlerce Ermeni zorunlu olarak Azerbaycan'dan göç etmek zorunda kaldı. Buna karşın aynı yılın Mart ayında Ermenistan'ın Gugark bölgesinde Azeri azınlığa karşı Ermenilerce pogrom yürütülmeye başlandı. 15 Haziran 1988'de Ermenistan Yüksek Sovyeti, Dağlık Karabağ'ın Ermenistan'a ilhâkını onadı. 17 Haziran 1988'de Azerbaycan Yüksek Sovyeti, bölgenin Azerbaycan'ın bir parçası olduğunu belirterek bölgeyi Ermenistan'a devretmeyi reddetti. Kasım 1988'de Azeriler tarafından Ermenilere karşı Kirovabad kentinde başka bir pogrom gerçekleştirildi. Aralık 1988'de Karabağ'ın ilhâkı gösterilerine öncülük eden Karabağ Komitesi'nin önde gelen üyeleri tutuklandı, ancak Mayıs 1989'da serbest bırakıldılar. 1 Aralık 1989'da Ermenistan Yüksek Sovyeti ve Dağlık Karabağ Yüksek Konseyi, iki bölgenin birleştiğini ilan etti. Ocak 1990'da bu kez Bakü'de Ermenilere karşı başka bir pogrom ve katliam gerçekleşti. Pogromu durdurmak için Bakü'ye giren Sovyet ordusu, 19-20 Ocak 1990'da 90'dan fazla sivilin katline yol açacak Kara Ocak'ı gerçekleştirdi. 1990 seçimlerinde Ermeni parlamentosunda çoğunluğu bağımsızlık yanlıları aldı. 23 Ağustos 1990'da Ermeni parlamentosu egemenlik konusunda bir karar aldı. Sovyet ve Azeri güçlerinin Nisan ve Mayıs 1991'de Koltso Harekâtı'yla binlerce Ermeni'yi zorunlu göç etmek zorunda bırakmalarının ardından bölgedeki gerilim daha da arttı. Ağustos 1991'deki başarısız darbe girişiminin ardından Sovyetler Birliği'nin içindeki cumhuriyetler teker teker bağımsızlık ilân etmeye başladılar. 2 Eylül 1991'de Dağlık Karabağ Özerk Oblastı, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti olarak tek taraflı bağımsızlık ilân etti. 21 Eylül 1991'de, Ermenistan'ın Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını ön gören referandumdan bağımsızlık kararı çıktı. 26 Kasım 1991'de Azerbaycan parlamentosu, Dağlık Karabağ'ın özerkliğini kaldırdı. 10 Aralık 1991'de Dağlık Karabağ'da bölgedeki Azeri azınlık tarafından boykot edilen bir bağımsızlık referandumu yapıldı ve sandıktan %99 ile bağımsızlık kararı çıktı. Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çatışmalar, 9 Mayıs 1992'de Ermeni kuvvetlerinin Şuşa'yı işgâli ile tam ölçekli bir savaşa dönüştü. 1993 yılına gelindiğinde, Ermeni kuvvetleri yalnızca Dağlık Karabağ'ı değil, aynı zamanda bölgenin çevresindeki birçok rayonu da kontrol altına aldı. Savaşın sonunda 5 Mayıs 1994'te Kırgızistan'ın Bişkek kentinde mütareke imzalandı. Thomas de Waal'a göre, Ermenilerin zaferine üç faktör katkıda bulundu: "Azerbaycan'daki siyasi ve askeri belirsizlik, Rusların Ermenilere güçlü desteği ve Ermenilerin üstün savaş becerileri." Mütarekenin imzalanmasından 2020 Dağlık Karabağ Savaşı'na kadar Ermenistan dâhil hiçbir Birleşmiş Milletler üyesi tarafından tanınmayan Dağlık Karabağ Cumhuriyeti, Dağlık Karabağ ve çevresinde de facto hüküm sürdü. 2020 Dağlık Karabağ Savaşı'ndaki zaferin ardından Azerbaycan, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti kontrolündeki Karabağ'ı çevreleyen toprakların yanı sıra Dağlık Karabağ bölgesindeki Şuşa ve Hadrut'ta da yeniden kontrolü sağladı. Savaşın ardından Rusya Federasyonu arabuluculuğunda imzalanan mütarekeyle beraber Ermenistan ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti arasında iki bölge arasındaki ulaşımı sağlayan Rus barış güçlerinin kontrolündeki Laçın Koridoru haricinde kara bağlantısı kalmadı. Destekçiler Ermeni Devrimci Federasyonu 1890'daki kuruluşundan bu yana sol milliyetçi Ermeni Devrimci Federasyonu, Büyük Ermenistan fikrinin en büyük savunucusu olarak bilinmektedir. Ermeni Devrimci Federasyonu, aynı zamanda Ermeni diasporasındaki en etkili örgütlerden biri olarak da bilinir. Ermeni Devrimci Federasyonu'nun tanımına göre günümüzdeki Ermenistan Cumhuriyeti'nin yanı sıra Dağlık Karabağ ve çevresi, Nahçıvan, Cavaheti ve Batı Ermenistan'ı kapsayan bölge; Büyük Ermenistan iddiaları için en çok kabul gören tanım konumundadır. 1998 parti programında Taşnaksütyun'un ilk hedefinin "Sevr Antlaşması'na göre belirlenen Ermeni toprakları ile Cavaheti, Nahçıvan ve Artsah'ı içeren bağımsız ve özgür bir Birleşik Ermenistan" olduğu belirtilmektedir. "Özgür, Bağımsız ve Birleşik Ermenistan", partinin ana sloganıdır ve partinin Paris'te yapılan 10. genel kongresinde partinin ana hedefi olarak belirlenmiştir. EDF'nin üst kademe isimlerinden Hrant Markaryan, 2004'te olası Ermenistan-Türkiye ilişkileri için aşağıdaki ifadeleri kullanmıştır: Miras Ulusal liberal düzlemdeki Miras partisinin platformu, Büyük Ermenistan savına açık bir atıfta bulunmasa da partinin lideri ve bazı üyeleri sava desteklerini ifade ettiler. Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin Ermenistan tarafından resmî olarak tanınmasını destekleyen Miras, 2007, 2010 ve 2012 yıllarında Ermenistan Ulusal Meclisi'ne ülkenin tanınması için yasa tasarıları sunsa de her üç tasarı da iktidar partisi olan Ermenistan Cumhuriyetçi Partisi'nin oylarıyla reddedildi. Sovyet sonrası Ermenistan'ın ilk dışişleri bakanı olan parti lideri Raffi Hovannisian, "Dağlık Karabağ, Cavaheti ve Batı Ermenistan'daki ulusal çıkarlarımızın ve çocuklarımızın geleceğinin bilincine ancak halka yönelen bir hükûmet ile sahip olabiliriz." ifadeleriyle sava atıfta bulunmuştur. 2011 yılında, önde gelen parti üyelerinden Zaruhi Bostancıyan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ cumhurbaşkanlarına açık bir mektupta, diaspora Ermenilerinin Ermenistan ve Dağlık Karabağ'a geri getirilmesini planlayarak, "ülkemizin kurtuluşu için bir temel oluşturacağız" ifadelerini kullandı. Nisan 2015'te Ermeni Soykırımı'nın yüzüncü yılı konulu bir konferansta Bostancıyan, Ermenistan'ın "tarihi vatan toprakları" üzerinde hak iddia ederek ülkenin "toprak bütünlüğünü geri kazanması" gerektiğini belirtti. Miras lideri Hovannisian ise Ermenilerin tarihi toprakları üzerindeki iddialarının ne kadar gerçekçi olduğu sorulduğunda, "Bugünün hayalleri yarının gerçekleri hedefleri olacak" yanıtını verdi. Hovannisian, 11 Nisan 2015'te The Jerusalem Post'ta yayınlanan bir görüş yazısında, Türkiye'nin Batı Ermenistan'ı işgal ettiğini belirterek "tarihi Batı Ermenistan'da bir Ermeni yuvasının yaratılması" çağrısında bulundu. Hovannisian ayrıca "Türkiye ve Ermenistan cumhuriyetleri arasındaki müzakerelerin, Karadeniz'de Ermeni irtifakına ilişkin hükümler de dahil ancak bununla sınırlı olmamak üzere, resmi sınırın ilk kez karşılıklı olarak çizilme ihtimâlini arttırdığını" da sözlerine ekledi. Ermeni Demokrat Liberal Parti Ermeni diasporasındaki bir burjuvazi muhafazakâr parti olan Ermeni Demokrat Liberal Parti, Büyük Ermenistan savını desteklemektedir. Ağustos 1990'da parti lideri Edmond Azadyan, Ermeni parlamentosunda aşağıdaki ifadeleri kullandı: Kamuoyu görüşleri Batı Ermenistan [[Dosya:Ararat is and remains Armenian.jpg|küçükresim|Eski Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Lübnan'ın başkenti Beyrut'a yapılan bir ziyaret sırasında Lübnan'daki Ermeniler tarafından açılan "Ağrı Dağı Ermenidir, Ermeni kalacak." pankartı.|250x250pik]] Büyük Ermenistan kavramına ilişkin herhangi bir kamuoyu verisi bulunmasa da Hürriyet Daily Newse göre sav, Ermeniler arasında popülerdir. Tel Aviv Üniversitesinden Moshe Gammer ve Prag Üniversitesinden Emil Aslan Souleimanov ise bu kavramın Ermeni diasporasında popüler olduğunu öne sürmektedirler. Gerard Libaridian ise Büyük Ermenistan savının kabûlünün veya tazminat olarak herhangi bir toprak talebinin tüm Ermeni diasporası için geçerli olmamasına rağmen Türk tarafının hâlâ soykırımı inkâr etmesinin ve soykırımın yarattığı tahribatı karşılamak için hiçbir çalışma yürütülmemesinin çoğu Ermenice haksızlık ve adaletsizlik olarak görüldüğünü belirtmiştir. Ermenistan'da 2014 yılında yapılan bir ankette Ermenistan'ın Türkiye'den Ermeni soykırımı tazminatı olarak hangi taleplerde bulunması gerektiğini sordu. Buna göre ankete cevap verenlerin %80'i Ermenistan'ın toprak iddiasında bulunması gerektiğini kabul etti (%30'u sadece toprak talebinde bulunurken, diğer %50'si toprağın yanı sıra mâli ve mülkî talepte de bulundu). Buna karşın cevap verenlerin sadece %5,5'i Türkiye'den herhangi bir talepte bulunulmaması gerektiğini söyledi. 2012'de yapılan bir ankete göre, sorulan Ermenilerin %36'sı, Türkiye'nin Ermeni Soykırımı'nı tanımasının toprak tazminatıyla sonuçlanacağı konusuna katılıyorum ya da kısmen katılıyorum cevabını verirken %45'i ise katılmıyorum cevabını verdi. Anketi yapan Barometer.am web sitesinde 2014 yılında yayımlanan bir yazıda, Ermenilerin çoğunun soykırım tazminatı olarak Türkiye'den hem toprak hem de mâli tazminat istenmesi gerektiğini düşünürken buna karşın çoğu kişinin bu taleplerin gerçekleşmesini mümkün görmediği belirtildi. Dağlık Karabağ [[Dosya:Armenia and Artsakh graffiti in Yerevan.jpg|küçükresim|upright=1.14|Ermenistan'ın başkenti Erivan'da Ermenistan ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin hak iddia ettiği Dağlık Karabağ ve çevresini birleşmiş bir şekilde gösteren bir grafiti. Haritanın altında Ermenice "işgâl değil kurtuluş" yazmaktadır.]] 2016 yılında Amerikan Jacobin dergisinde yayımlanan bir yazıda Ermenilerin çoğunun Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin tam bağımsızlığının Büyük Ermenistan ideali için bir sıçrama tahtası olarak kullanılmasına karşı çıktığı belirtilmesine karşın Karabağ'ın ne koşulda olursa olsun savunulması ve Ermeni hükmünde tutulması gerektiği belirtildi. 2017'de Ermenistan'da yapılan bir ankete göre cevap verenlerin %86,4'ü Karabağ ve çevresinde herhangi bir toprak tavizine karşı çıkarken %8,2'si ise yerleşim uğruna toprak tavizlerinin sorun olmadığını belirtti. 2013 Caucasus Barometer anketine göre, Dağlık Karabağ'ın Ermenistan'a ilhâkı sorulduğunda katılımcıların %77'si ilhâkı kesinlikle desteklerken, %13'ü belli şartlar altında destekledi, katılımcıların %7'si ise olası bir ilhâka karşı çıktı. Popüler kültür Ermenilerin yaşadığı tüm bölgeleri içine alacak bir Büyük Ermenistan fikri, Ermeni yurtseverlik şarkılarının ana teması olmuştur. Nersik İspiryan ve Harout Pamboukjian, bu tür şarkıların en ünlü icracıları arasındadır. Bu şarkıların en bilinen örneklerinden biri, 1989'da Gusan Haykazun'un yazdığı Piti Gnank 'tır. 2005'ten 2008'e kadar Armenfilm tarafından Ermeni çizgi film ressamı Robert Sahakyants tarafından çizilen Çanaparh Depi Tun adlı dört kısa çizgi film yayınlandı. Çizgi film, 2050 yılında Karin'den bir grup okul çocuğunun "düşmandan kurtarılmış" Tigranakert, Bağeş, Muş ve Akdamar'a gezilerini konu almaktadır. Yaşadıkları ülkenin adı, Ermenistan'ın tarihi ismi olan Hayktır. Çizgi film, ARMTV tarafından yayınlanmıştır. Son röportajlarından birinde Sahakyants, neden çizgi filmin Batı Ermenistan'ı konu aldığı hakkında şunları ifade etti: "Bugün Batı Ermenistan hakkında bir çizgi film üretiyorum çünkü bir gün o topraklara döneceğimize inanıyorum." Güncel kullanımı Günümüzde "Büyük Ermenistan" terimi Ermeni Devrimci Federasyonu tarafından aşağıdaki bölgeleri içerecek şekilde kullanılmaktadır: Ermenistan Doğu Anadolu Bölgesi (bir kısmı) Doğu Karadeniz Karabağ Nahçıvan Cavaheti Tarih İki tip Büyük Ermenistan vardır. Bunlar; Tarihsel Büyük Ermenistan: Bu Ermenistanın, sınırları Ermeni Krallığının en geniş sınırlarına ulaştığı II. Dikran döneminden gelir. Bu Ermenistan'ın sınırları Hazar Denizi'nden, Akdeniz'e kadar uzanır. Osmanlı döneminde, Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti delegasyonunun 1919 Paris Barış Konferansına sunduğu "Birleşik Ermenistan" haritası esas itibarıyla "Tarihsel Büyük Ermenistanı" ele alır. Etnik Büyük Ermenistan: Osmanlı ve Rusya imparatorlukları içinde yaşayan Ermenileri esas alan Ermenistan'dır. Fakat karasal bir devletin karşılaşacağı ekonomik ve uluslararası sorunlar neticesinde, Ermenilerin çoğunlukta ya da önemli bir azınlık olmadığı Trabzon çevresi de bu Ermenistan'a eklenerek Etnik Ermenistan genişletilir. Bu genişleme "Wilson Ermenistanı" 'nında da vardır. Modern tabirdeki Büyük Ermenistan, bu genişletilmiş Etnik Büyük Ermenistan'dan gelir. Tepkiler Ermenistan Ermeni bir bolşevik önder olan Anastas Mikoyan, bu konu hakkında 1919'da şunları dile getirdi: "Emperyalist devletlere dayanan Ermeni milliyetçiler, Tarihi Ermenistan bölgesinde Büyük Ermenistan'ın kurulması gibi canice bir fikir ortaya atıyorlar. O bölgelerde pek Ermeni azınlığı olmadığı, aksine Müslümanlar daha çoğunlukta olduğu için o bölge Ermenileri ilgilendirmez. Partimiz, Büyük Ermenistan fikrini desteklememektedir." Ermenistan'ın 1991 ile 1998 yılları arasında cumhurbaşkanlığını yapan, ülkenin ilk cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan, 1997'de yayınladığı ve Birinci Dağlık Karabağ Savaşı'nı konu alan "War or Peace? Time to Get Serious" adlı makalesinde Tarihi Ermenistan bölgesinin Ermenistan'a geri verilmesini ve Kars Antlaşması'nın iptal edilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca bakınız Megali İdea Kilikya Pontus Kaynakça Kategori:Ermenistan coğrafyası Kategori:Orta Doğu Kategori:İrredantizm Kategori:Ermeni milliyetçiliği
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri