Türk halkı nezdinde gurbetçilerimiz denildiğinde akla gelen tanımlamalar genellikle ekmek parası için yurt dışında çalışan, memleketinden uzakta zor koşullarda çalışan ve ailesine destek olan kişilerdir. Ancak son yıllarda bu tanım biraz değişime uğramış gibi görünüyor. Artık gurbetçilerimiz sadece ekmek parası için çalışmıyor, aynı zamanda memleketindeki yaşam standartlarını yükseltmek, daha iyi bir hayat sürmek adına yurt dışına gidiyor. Bu yeni nesil gurbetçiler, memleketlerinde sahip olamadıkları imkanları yurt dışında buluyor ve bu sayede hem ekonomik olarak ilerleme kat ediyorlar hem de yaşam kalitelerini yükseltmiş oluyorlar.
Fakat bazı gurbetçilerimizin, özellikle de Avrupa ülkelerinde yaşayanların, oradaki medeniyet ve düzene uyum sağlama konusunda birtakım sorunları olduğu görülüyor. Yurt dışında, özellikle Batı ülkelerinde, çevreye ve topluma karşı sorumluluk bilinci oldukça gelişmiştir. Bu ülkelerin vatandaşları, çevre temizliğine büyük önem verir ve atıklarının doğru bir şekilde bertaraf edilmesini beklerler.
Ancak içerikte bahsedilen olayda gördüğümüz gibi, bazı gurbetçilerimiz ne yazık ki bu kurallara uymakta zorluk çekiyorlar. Yurt dışından gelerek memleketlerine gelen gurbetçilerimizden biri, arabasıyla seyir halindeyken camdan çöpünü dışarı atıyor ve bu durum bir başka yurttaşı rahatsız ediyor. Bu olay, gurbetçilerimizin yurt dışındaki medeniyet ve düzeni memleketine getirmediğini, aksine memleketteki kurallara uymama ve çevreye karşı sorumsuz davranış içinde olduğunu gösteriyor.
Bu durum sadece bir örnek, maalesef ki gurbetçilerimizin bir kısmı çevre bilinci ve toplum içinde yaşama konusunda eksik kalıyor. Yurt dışındaki yaşam tarzını memleketine getirmek yerine, kendi ayılarını ve medeniyetsizliğini de beraberinde getiriyorlar. Bu da bizi, gurbetçilerimizin davranışlarını ve tutumlarını sorgulamaya yönlendiriyor.
Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız, oradaki kurallara uymak zorunda kalırken, memleketine geldiklerinde neden aynı duyarlılığı göstermiyor? Neden memleketini, yolunu, bankını, belediyesini ve çevresini hakir görüyor? Neden kendi memleketinde bile düzensiz ve medeniyetsiz bir tutum sergiliyor?
Bu soruların cevabını belki de gurbetçilerimizin kendilerinde aramaları gerekiyor. Unutmamalıdırlar ki, yurt dışında yaşıyor olsalar da, temelde bir Türk vatandaşıdırler ve memleketinin itibarını gözetmekle yükümlüdürler. Çevreye ve topluma karşı sorumluluk bilincini geliştirmeli ve memleketlerine geldiklerinde de aynı duyarlılığı göstermelidirler.
Son olarak, vatandaşlarımızın bu tür davranışlarından utanç duyması ve kendilerini sorgulaması gerekiyor. Memleketimizi, yolumuzu, bankımızı ve belediyemizi hakir görmek yerine, her yerde aynı medeniyet ve düzen bilincini göstermeliyiz. Çevreye karşı sorumluluk duygumuzu geliştirmeli ve "ben buradayım, banane" modundan kurtulmalıyız. Unutmayalım ki, bir toplumun gelişimi ve ilerlemesi, bireylerin çevreye ve topluma karşı sorumluluk bilincine bağlı olarak ilerler.
Fakat bazı gurbetçilerimizin, özellikle de Avrupa ülkelerinde yaşayanların, oradaki medeniyet ve düzene uyum sağlama konusunda birtakım sorunları olduğu görülüyor. Yurt dışında, özellikle Batı ülkelerinde, çevreye ve topluma karşı sorumluluk bilinci oldukça gelişmiştir. Bu ülkelerin vatandaşları, çevre temizliğine büyük önem verir ve atıklarının doğru bir şekilde bertaraf edilmesini beklerler.
Ancak içerikte bahsedilen olayda gördüğümüz gibi, bazı gurbetçilerimiz ne yazık ki bu kurallara uymakta zorluk çekiyorlar. Yurt dışından gelerek memleketlerine gelen gurbetçilerimizden biri, arabasıyla seyir halindeyken camdan çöpünü dışarı atıyor ve bu durum bir başka yurttaşı rahatsız ediyor. Bu olay, gurbetçilerimizin yurt dışındaki medeniyet ve düzeni memleketine getirmediğini, aksine memleketteki kurallara uymama ve çevreye karşı sorumsuz davranış içinde olduğunu gösteriyor.
Bu durum sadece bir örnek, maalesef ki gurbetçilerimizin bir kısmı çevre bilinci ve toplum içinde yaşama konusunda eksik kalıyor. Yurt dışındaki yaşam tarzını memleketine getirmek yerine, kendi ayılarını ve medeniyetsizliğini de beraberinde getiriyorlar. Bu da bizi, gurbetçilerimizin davranışlarını ve tutumlarını sorgulamaya yönlendiriyor.
Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız, oradaki kurallara uymak zorunda kalırken, memleketine geldiklerinde neden aynı duyarlılığı göstermiyor? Neden memleketini, yolunu, bankını, belediyesini ve çevresini hakir görüyor? Neden kendi memleketinde bile düzensiz ve medeniyetsiz bir tutum sergiliyor?
Bu soruların cevabını belki de gurbetçilerimizin kendilerinde aramaları gerekiyor. Unutmamalıdırlar ki, yurt dışında yaşıyor olsalar da, temelde bir Türk vatandaşıdırler ve memleketinin itibarını gözetmekle yükümlüdürler. Çevreye ve topluma karşı sorumluluk bilincini geliştirmeli ve memleketlerine geldiklerinde de aynı duyarlılığı göstermelidirler.
Son olarak, vatandaşlarımızın bu tür davranışlarından utanç duyması ve kendilerini sorgulaması gerekiyor. Memleketimizi, yolumuzu, bankımızı ve belediyemizi hakir görmek yerine, her yerde aynı medeniyet ve düzen bilincini göstermeliyiz. Çevreye karşı sorumluluk duygumuzu geliştirmeli ve "ben buradayım, banane" modundan kurtulmalıyız. Unutmayalım ki, bir toplumun gelişimi ve ilerlemesi, bireylerin çevreye ve topluma karşı sorumluluk bilincine bağlı olarak ilerler.