Sözlükte "çoklar, beni bulsunlar, yerim onları" gibi testosteron kokulu entry'ler giren çaresiz hemcinslerim olmuş. Bir de öfkeyle "kaşar", "orospu", "ruh hastası" diyenler... Sanırım bu cinsdaşlarım, flörtöz kadını her gördüğü erkeğe flaşör yakan, cıvık, kikirdek, vıcık vıcık bazı sözlük kadınlarıyla karıştırmışlar.
Freudyen bir açıklama yapmaya gerek duymadan söylemeliyim ki flörtöz kadın, her gördüğü erkeği baştan çıkarmak için mavi boncuk dağıtıp, egosunu tatmin etme amacında olan o zavallı kadın değildir. Size bakarken bile kendisini gören, gözlerinizdeki kendi yansımasını baygın baygın seyre dalan narsist kadın da değildir. Ömrünü bu işlere adamış profesyonel bir ilişki gurusu, kadın dünyası alanında yüksek ihtisas yapmış uluslararası bir gentil, meftuniyet, hassasiyet ve hissiyat fasiküllerinin her bir sayfasını itinayla yalayıp yutmuş bıkmaz usanmaz bir Don Juan olarak, flörtöz kadın kimdir ve nasıldır kısaca anlatayım.
Öncelikle belirtmeliyim ki gerçek flört, kadın-erkek ilişkileri içindeki bir sanattır. İnce ince işlenerek, ölçüsünde ve kıvamında temaslarda bulunularak, sonuca götürmeyecekmiş gibi sanılan fakat sonuca gidecekmiş gibi de hissettiren gözlü ve sözlü iletişim halidir. Flörtöz kadını, belli belirsiz bir tebessümle ve kısmen muzipçe attığı kaçamak bakışlardan hemen tanıyabilirsiniz. Fakat dikkat edilmesi gereken önemli husus şudur: O bakışlar öküzün trene baktığı gibi melül melül değil, periyodik aralıklarla ve yandan yandan olmalıdır. Sululuk, sırnaşıklık, yavşaklık ve kendilerine zenne gibi kırıtılmalardan hazzetmezler. Onların olayı, tatlı tatlı bakışı ve kibar kibar teması kışkırtıcı bir hazza dönüştürerek ruhlarını kuş tüyüyle okşama isteğidir.
Ayrıca, flörtöz kadınların tüm bunları yaparken sınırlarını kalın çizgilerle belirledikleri bir güvenlik alanları vardır. Eğer siz, hayâl sinemanızda erotik temalı yatak fantazileri sahnelendirerek bu alanı ihlal ederseniz, o tatlı nazardan mahrum kalabilirsiniz. Sonrasında muhtelif ortamlarda "gösterdi ama vermedi" diye ağlarsınız.
Son olarak, tüm bu açıklamalarıma itiraz edecek, "Hadi be adam sen de" diyecek veya "Flörtözlük benim ana mesleğim fakat biz sizin sandığınız gibi bir şey değiliz" diyerek savunmaya geçecek bir kadın varsa, şimdi konuşsun. İtirazı yoksa şayet, sonsuza kadar sussun ve gözleri konuşsun!
Freudyen bir açıklama yapmaya gerek duymadan söylemeliyim ki flörtöz kadın, her gördüğü erkeği baştan çıkarmak için mavi boncuk dağıtıp, egosunu tatmin etme amacında olan o zavallı kadın değildir. Size bakarken bile kendisini gören, gözlerinizdeki kendi yansımasını baygın baygın seyre dalan narsist kadın da değildir. Ömrünü bu işlere adamış profesyonel bir ilişki gurusu, kadın dünyası alanında yüksek ihtisas yapmış uluslararası bir gentil, meftuniyet, hassasiyet ve hissiyat fasiküllerinin her bir sayfasını itinayla yalayıp yutmuş bıkmaz usanmaz bir Don Juan olarak, flörtöz kadın kimdir ve nasıldır kısaca anlatayım.
Öncelikle belirtmeliyim ki gerçek flört, kadın-erkek ilişkileri içindeki bir sanattır. İnce ince işlenerek, ölçüsünde ve kıvamında temaslarda bulunularak, sonuca götürmeyecekmiş gibi sanılan fakat sonuca gidecekmiş gibi de hissettiren gözlü ve sözlü iletişim halidir. Flörtöz kadını, belli belirsiz bir tebessümle ve kısmen muzipçe attığı kaçamak bakışlardan hemen tanıyabilirsiniz. Fakat dikkat edilmesi gereken önemli husus şudur: O bakışlar öküzün trene baktığı gibi melül melül değil, periyodik aralıklarla ve yandan yandan olmalıdır. Sululuk, sırnaşıklık, yavşaklık ve kendilerine zenne gibi kırıtılmalardan hazzetmezler. Onların olayı, tatlı tatlı bakışı ve kibar kibar teması kışkırtıcı bir hazza dönüştürerek ruhlarını kuş tüyüyle okşama isteğidir.
Ayrıca, flörtöz kadınların tüm bunları yaparken sınırlarını kalın çizgilerle belirledikleri bir güvenlik alanları vardır. Eğer siz, hayâl sinemanızda erotik temalı yatak fantazileri sahnelendirerek bu alanı ihlal ederseniz, o tatlı nazardan mahrum kalabilirsiniz. Sonrasında muhtelif ortamlarda "gösterdi ama vermedi" diye ağlarsınız.
Son olarak, tüm bu açıklamalarıma itiraz edecek, "Hadi be adam sen de" diyecek veya "Flörtözlük benim ana mesleğim fakat biz sizin sandığınız gibi bir şey değiliz" diyerek savunmaya geçecek bir kadın varsa, şimdi konuşsun. İtirazı yoksa şayet, sonsuza kadar sussun ve gözleri konuşsun!