Cem Karaca'nın efsanevi şarkısı "Kara Bahtım" adeta bir his şölenine dönüşen bir parça. Türk müziğinin en etkileyici başlangıçlarından birine imza atmış olan Karaca, felek çetesini toplamış ve içindekilerle gelmiş, feryat figan etmiş. Kara bahtım, sitem dolu, beklentilerle dolu ve sonunda bir vazgeçişin acısıyla yüklü. Direğim kırılıyor, gemim batıyor, hala poyraz gibi esiyor kara bahtım, bu kadar müthiş bir anlatım yapılır mı? İstanbul'un rüzgarları gibi esen bu şarkı, insanı derinden sarsıyor. Karaca, felekten umudunu kesmeyenlerden, en zor anlarda bile başını öne eğmeyenlerden. Aslan gibi dimdik dururken, kaplan gibi gözlerini korkuya büründürmeyen. Çakala boyun eğmeyen, pes etmeyen Karaca'nın yürekten gelen bir eseri "Kara Bahtım". Parçanın sonundaki vazgeçiş noktası ise insana derinden dokunan bir hüzün barındırıyor. Hayal kırıklıklarını, kısmetin ve şansın etkisiz kaldığı anları, masallarla değil gerçeklerle yüzleşmeyi anlatıyor. İşte böyle, Karaca'nın eseri gerçekten de ruhu titreten, derinlikleri keşfettiren bir başyapıt.