Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Çerkesya

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
[[Dosya:Mount Elbrus May 2008.jpg|küçükresim|Çerkesya sınırlarında bulunan, aynı zamanda Avrupa'nın en yüksek dağı olan Elbruz Dağı (Çerkesçe: Ӏуащхьэмахуэ, Uaş'hamaxue)|196x196pik]]Çerkesya (Çerkesçe: Адыгэ Хэку; Çerkezistan ve Zihya/Zuğustan olarak da bilinir), günümüzde Rusya sınırlarında kalan Kuzeybatı Kafkasya'da var olmuş tarihî ülke ve bölge. Rus-Çerkes Savaşı sonucunda Çerkesya yıkılmış ve Çerkes nüfusunun %75-90'ı topluca katledilmiş, kalan Çerkeslerin büyük kısmı da Osmanlı topraklarına sürülmüştür. Orta Çağ'da Çerkesya çeşitli prensliklerden oluşuyordu. Devletin temsilî başı bu prenslikler arasından seçilen baş prens idi, ancak bu otorite sembolikti ve prenslikler yüksek özerkliğe sahipti. Moğol istilasına kadar Kuban'ın kuzeyinde hakim olan Çerkesler, Moğol ve Altın Orda devletinin saldırılarıyla ve Kırım Hanlığı'nın baskılarıyla daha yaygın şekilde "Çerkesya" olarak tanımlanan yere, Taman Yarımadası ile Kuzey Osetya arasındaki bölgeye, Kuban Nehri'nin güneyine çekildi. Çerkesler komşu Karaçay-Balkar ve Osetler ile de ilişki içindeydiler ve kimi zamanlarda onları hüküm altına aldılar. 18. ve 19. yüzyıllar arasında Çerkesya'da merkezi bir yönetim oluşmaya başladı. Avusturya ile Osmanlılar arasındaki Belgrad Antlaşması, Doğu Çerkesya'nın (Kabardey) bağımsızlığının uluslararası olarak tanınmasını sağladı. 1814-1815 yılları arasında toplanan Viyana Kongresi de Çerkesya'nın bağımsızlığının tanınmasını kabul etti. 1837'de Çerkes liderler Avrupa ülkelerine yasal tanınma talep eden mektuplar gönderdiler. Bunu takiben Birleşik Krallık Çerkesya'yı tanıdı. Ancak Rus-Çerkes Savaşı sırasında Rus İmparatorluğu, Çerkesya'yı bağımsız bir bölge olarak tanımadı. Bölge hiçbir zaman Rus kontrolünde olmamış olmasına rağmen, Çerkesler Rus toprağında isyan çıkaran bir grup asi olarak görüldü ve Rus generaller Çerkesleri milli isimleriyle değil, "dağlılar", "haydutlar" ve "dağ pisliği" olarak adlandırdı. Çerkesya, Çerkes halkının anavatanı olmasına rağmen, bugün Çerkeslerin çoğu başta Türkiye olmak üzere sürgünde yaşıyor. Etimoloji Çerkes adının kökeni hakkında değişik görüşler vardır. Antik Yunanlar, Çerkesya'dan "Siraces" olarak bahsetmişti. Bir görüşe göre Moğolca "yolu kesen kimse" anlamına gelen Jerkes kelimesinden türemiştir. Moğol istilasından önce Çerkesya kelimesi yerine Zihya kelimesinin kullanılması bu ismin Moğollar tarafından takılmış olabileceğine delil sürülür. Başka bir görüşe göre, Çerkes adının etimolojisi Kıpçak Türkî dillerde çeri kelimesi ile kes fiili ile kurulu bir kelime olup "asker doğrayan" manasına gelmektedir. Diğer bir görüşe göre ise Farsçadır. Çerkesler, Çerkes kelimesine ek olarak Zih olarak biliniyordu ve bazen Arap kaynaklarında Kaşak ve Şerkes, Rus kaynaklarında ise Kassog olarak geçiyordu. Çerkesya'ya komşu halkların Çerkesler için kullandığı farklı isimler vardı (; ), ancak Rus etkisi ile bu isimlerin çoğu unutuldu ve Çerkes kelimesi yerleşti. Bu dillerden alıntı yapan birçok Batı dilinde de aynı ya da benzerdir (Almanca: Tscherkessen, İngilizce: Circassian, Fransızca: Circassien). Çerkesler kendilerini tanımlamak için Çerkes kelimesini kullanmazlar; kendilerine Adığe derler.' Adığe kelimesinin etimolojisi tartışmalıdır. Bir görüşe göre "yükseklik" anlamına gelen atığe kelimesinden türemiştir ve Çerkeslerin yüksek dağlarda yaşayan bir halk olduğuna işaret eder. Coğrafya ve iklim Çerkesya, Doğu Avrupa'da, Batı Asya'nın kuzeyinde, kuzeydoğu Karadeniz kıyısına yakın bir yerde bulunuyordu. Rusya'nın Kafkasya'yı fethinden (1763-1864) önce, tahmini nüfusu 1 milyon olan Kafkasya'nın tüm verimli platosunu ve bozkırlarını kapsıyordu. Çerkesya'nın tarihi alanı batıda Taman Yarımadası'ndan doğuda bugünkü Kuzey Osetya-Alania'daki Mozdok kasabasına kadar uzanıyordu. Karadeniz kıyısında iklim sıcak ve nemli, alçak kesimlerde ılıman, yüksek kesimlerde ise daha serindir. Çerkesya'nın büyük bir kısmında yılın yarısından fazlasında don görülmemektedir. Ovalarda bozkır çayırları, yamaçlarda kayın ve meşe ormanları, dağlarda ise çam ormanları ve alp çayırları bulunur. Devlet yapısı Çerkesya'nın nüfuzlu prenslikleri, aralarından bir Baş Prens (Пщышхо) seçmek için düzenli olarak bir araya gelirlerdi. Böyle bir enstitünün varlığı yabancı kaynaklarca da teyit edilmektedir. 1427-1453 yılları arasında Büyük İnal, tüm Çerkes prensliklerini fethetti ve kendisini Çerkes Baş Prensi ilan etti. Onun ölümünün ardından Çerkesya yeniden bölündü. Yabancı gözlemcilerin gözünde Baş Prens, Çerkeslerin kralı olarak görülüyordu. Bununla birlikte, prenslikler büyük ölçüde özerkti ve unvan çoğunlukla sembolikti. 1237'de Dominikli rahipler Richard ve Julian, Macar büyükelçiliğinin bir parçası olarak Çerkesya'yı ve bu ülkenin Taman Yarımadası'nda bulunan ana şehri Matrega'yı ziyaret ettiler. Matrega'da elçilik, Büyük Prens'ten iyi bir karşılama aldı. Din Çerkes Paganizmi Semavi dinlerle tanışmadan önce Çerkesler geleneksel dinine inanıyordu. Bu dinin temeli baş tanrı Thaşho'ya ibadettir. Thaşho'nun "herkesin ihtiyaç duyduğu, ama kimseye ihtiyaç duymayan", "yoktan var eden, çoğaltan", "evrenin döngüsüne izin veren" gibi sıfatları vardır. Tüm varlıklar öz olarak birdir ve sonsuz bir döngünün parçasıdır; sadece yaratıcı olan Thaşho bu döngüden etkilenmez. Thaşho'ya "Güzel Tanrı, biz zavallılar sana dua ediyoruz" şeklinde dua edilirdi. Bunun yanında melekler veya Thaşho'nun emrindeki daha alt tanrılar da vardır. Önemli bir unsur, ataların ruhuydu. Ahirette fiziksel acı veya zevk kavramı yoktur: ruha manevi tatmin veya pişmanlık verilir. Bu nedenle, insanın dünyevi varoluşunun amacı ruhun mükemmelliğidir. Ataların ruhları anma gerektirir: cenaze şölenleri düzenlenir ve ölü ruhların anılması için kurban veya anma yemeği hazırlıkları uygulanır ve dağıtılır. Musevilik 8. yüzyılda Çerkesya'da yaklaşık 20 bin Yahudi'nin iskân edilmesi ve Hazar Kağanlığı ile kurulan ilişkiler sonucunda az da olsa bazı Çerkesler Museviliğe geçmiştir. Pek çok prens ve soylu Museviliği kabul etse de halktan sadece 59 Çerkes Museviliğe geçmişti. Çerkesya'da Musevilik sonunda yerini Hıristiyanlığa bıraktı. Hristiyanlık Ortodoks Hristiyan geleneğine göre, Hristiyanlık MS 55 yılında Havari Andreas'ın seyahatleri ve vaazlarıyla Çerkesya'ya geldi. Seküler kaynaklar ise Hristiyanlığın ilk olarak Bizans ve Gürcü etkisi ile MS 3. ve 5. yüzyıllar arasında Çerkesya'ya yayıldığını gösteriyor. Çerkesler için, tüm Hıristiyan öğretilerindeki en önemli ve çekici kişilik Aziz Yorgi'nin kişiliğiydi. Çerkesler Hıristiyan dinine "Çelehstan" ya da "Çiristan", paskalyaya "Utıj", rahiplere "Şogen" Papazlara "Şekhnik" adını verirlerdi. Ayin ve dualar Yunanca yapılıyordu. Zihya (Çerkesya) Ortodoks dünyasında saygın bir konuma sahipti. Çerkesya'nın Sinopoli, Phanagoria, Nikopsia ve Tmutarakan'da dört eski piskoposluk bölgesi vardı. 13. yüzyılın sonunda Zihya Piskoposluğu statüsü metropolitan statüsüne yükseltilmiştir. 1318'den beri kaynaklar, "Zicho-Matarch" adıyla bağımsız bir Zihya metropolünden bahsediyor. Rahip Ricasdus'a göre Çerkesler, "kendisini Ortodoks Hristiyanları olarak kabul ediyor ve Yunan yazısı kullanıyor" idi. Katolik 12. yüzyılda Kafkasya'da ilk Katolik misyonerler ortaya çıktı. Katolik haçlılar tarafından Konstantinopolis'in Fethi ile Katolik inancının yayılması hızlandı. Katolik dinini Çerkes prensi Ferzakht benimsedi. Papa, 1333'te ona çabalarından dolayı teşekkür eden bir mektup gönderdi. Katolik Kilisesi'nin misyonerlik faaliyeti sonucunda İtalyan kaynaklarında "Frenkkardaşi" olarak geçen bir Katolik Çerkes grubu ortaya çıktı. Daha sonra Papa'nın emriyle Çerkesya'ya gönderilen Katolik misyonerler Müslüman oldu. Bu Misyonerler Çerkesya'da "Karden" olarak biliniyordu. Bu kelimenin Kardinal kelimesinden geldiği düşünülmektedir. Çerkes prensi Büyük İnal, Katoliklerin Çerkesya'yı terk etmesi karşılığında Cenevizlilerin liderine kız vermişti. Hristiyanlığın çöküşü Tüm bunlara rağmen Hristiyanlık Çerkesler arasında tam olarak oturmamıştı, yerel pagan din ile karışıp yarı-pagan yarı-Hristiyan bir din haline gelmişti. Meryem Ana hem Tanrı'nın annesi hem de Arılar Tanrıçasıydı. İsa ise Çerkes baş tanrısı Thaşho ile bir olmuştu. Rus-Çerkes Savaşı'nın başlaması ile Hristiyanlık Çerkesler arasında Rus dini olarak görülmeye başladı ve kalan Hristiyanlar yavaş yavaş dinlerinden döndü. Bunun sonucunda Hristiyanlık halk arasında ağır tepki görmeye başladı. İslâm Abbasi misyonerler Çerkesler arasında tutunabilen tek İbrahimi din İslam olmuştur. Çerkesya'da küçük bir Müslüman topluluk, Orta Çağ'dan beri her zaman var olmuştu: 815 yılında Ebu İshak ve Muhammed Kindi isimli iki Arap dâî, Çerkesya'ya gelerek İslam'ı yaymaya çalıştı. Bunun sonucunda çok az da olsa bir grup Çerkes Müslüman oldu. Çerkes Memlüklerin çabaları 1382'de Mısır'da Çerkes bir köle olan Berkuk devletin kontrolünü ele geçirerek kendisini sultan ilan etti. Devletin ismi Devletü'l-Çerâkise yani "Çerkeslerin Devleti" olarak anılmaya başlandı. O dönemde Çerkesya'daki Çerkeslerin çoğunluğu Müslüman olmasa da Mısır'daki Çerkes Memlükler Müslümandı. Çerkes Memlük sultanlığı var olduğu sürece Çerkes Memlükler de Çerkesya'da İslam'ı yaymak için çaba gösterdiler. Osmanlı çabaları 1453'de İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmed, Çerkeslerin Ortodoks dünyası ile bağını kopararak İslam'a geçmelerinin yolunu açmış oldu. Bu olayın ardından Çerkesler İslam'ı yavaşça kabul etmeye başladı. Ardından Ceneviz kalıntılarını yok eden Osmanlılar Çerkesya ile Katolik dünyası arasındaki bağı da kopardılar. Tursun Bey'e göre bunun amacı Çerkesler arasında İslam'ı yaymaktı. Buna rağmen 16. yüzyılda dahi Müslümanlar Çerkesya'da azınlık halindeydiler. Çoğunluk hala Hristiyanlık veya geleneksel pagan dinine inanıyordu. İlk olarak Kırım Hanlığı'nın etkisiyle Kabardey Çerkesleri Müslüman oldu. 1578'de Kabardey prensi resmen İslam'a geçti. Bu dönemden kalma cami kalıntıları bulunmaktadır. Ardından Hatukay, Jane, Bolakay ve Besleney Çerkesleri Müslüman oldu. 1666'da Çerkesya'yı ziyaret eden Evliya Çelebi, Çerkes köylerinde cami olduğunu ve Çerkeslerin "la ilahe ilallah" dediklerini, ancak İslam'ı tam olarak anlamadıklarını ve eski geleneklerini devam ettirdikleri tespitinde bulunuyor. Bunun ardından Abzeh Çerkesleri Müslüman oldu. Abzehlerin Müslüman olmasından rahatsız olan Şapsığlar Abzehler ile savaştılar. Buna rağmen 1730'larda Şapsığ Çerkesleri de İslam'a geçti. Şapsığların Müslüman olmasından rahatsız olan Natuhaylar Şapsığları hain ilan ettiler ve bu sefer bu iki boy arasında savaş çıktı. Yine de eninde sonunda Natuhaylar da Müslüman oldu ve hatta bayraklarına Muhammed'in ismini yazdılar. 1737'de Jabağı Qazanoqo Kabardey baş kadısı olarak atandı ve adalet sistemini Kur'an ve Adığe Xabze öğretilerini harmanlayarak düzenledi. 1779'da Çerkesya'ya gelen Ferah Ali Paşa'nın teşviki ile Çerkesya'da 85 yeni cami inşa edildi. Gezgin Tasavvufçular ve Rusya'dan gelen istila tehdidi, Çerkesya'nın İslamlaşma sürecini hızlandırdı. Osmanlı İmparatorluğu'nda yetişen Çerkes alimler de İslam'ın yayılmasında büyük rol oynadı. 1820'lerde Çerkesya'yı ziyaret eden Taitbout de Marigny, Çerkeslerin çoğunlukla Müslüman olduğunu ancak Haç sembolüne de saygı duyduklarını belirtir. 19. yüzyılın ilk yarısında Çerkesya’yı ziyaret eden Prof. Dr. Karl Koch, Çerkeslerin dini inancından şu şekilde söz etmiştir:1826'da İslam tüm Çerkesya'nın resmî dini ilan edildi. 1837 itibarıyla Cuma hutbelerinde Rusların tarafına geçenler hain ilan ediliyordu. Seferbiy Zanuqo bu dönemde Rus Çarına yazdığı bir mektupta Çerkeslerin "küçükten büyüğe tamamen Müslüman olduğunu" belirtiyor. 1840'da Müslüman olmayan azınlık Çerkesler de Naib Muhammed Emin'in çabaları sonucunda topluca şehadet getirdi. Tarih Köken Çerkeslerin ataları Çerkesler Kafkasya'nın yerli halkı olarak kabul edilmektedir ve komşu Kafkas halklarıyla akrabalık bağları vardır. Günümüzdeki Çerkeslerin ataları, Sind-Meot kabileleri olarak bilinmektedir. Arkeolojik araştırmalar sonucu ortaya çıkan bulgular Sind-Meot kabilelerinin Kafkasya'nın yerli halkı olduğunu göstermektedir. Bazı Sovyet araştırmacılar, Çerkesle ve Hint-Avrupa dili konuşan topluluklar, özellikle Keltler arasında bağlantılar olduğunu ortaya atsa da bu teori detaylı araştırılmamıştır. Bazı araştırmacılar Çerkesler ve Antik Anadolu Halklarından olan Hattiler arasında bağlantılar olduğunu, Çerkes dili ile bu medeniyetlerin dilleri arasında benzerlik olduğunu savunmuştur. Çerkesler üzerinde yapılan genetik testler kapsamında Adige Cumhuriyeti, Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti ve çeşitli diasporalarda yaşayan Çerkesler üzerinde yapılan testlerde, Çerkeslerin Türkler ile kan bağının olmadığı ve en yakın akrabalarının İnguşlar, Çeçenler ve Abhazlar olduğu ortaya konulmuştur. Sözdebilimsel iddialar Beyaz üstünlüğü ırkçılığının yükselişi sırasında Alman ırk teorisyenleri Çerkeslerle ilgilendiler. Çerkeslerin ve Avrupalıların kafatasları arasında yakın bir benzerlik keşfettiklerini iddia ederek Avrupalıların ve Çerkeslerin "Kafkas" (Caucasian) olarak adlandırılan ortak bir ırktan olduklarını ilan ettiler. O dönem Avrupa'da yaygın olan Çerkes güzeli inancından güç alan ırkçı ırk teorisyenleri, Çerkeslerin "üstün ırk" olduğunu ve bu nedenle Avrupalı akrabalarının da öyle olduğunu iddia ettiler. Çerkeslerden "Tanrı'nın insanlık için mükemmel planı" olarak söz ettiler. Özellikle modern zamanlarda dünya çapındaki Çerkes örgütleri bu tarz ırkçı iddiaları desteklemediklerini beyan etti. Antik Çağ Çerkeslerin antik isimleri Milattan önce 3000 yılında Miyekuape (Maykop) uygarlığı kuruldu. Antik çağlarda Çerkesler pek çok farklı isim ile biliniyordu. "Kerket" ve "Sucha" bunlara örnektir. Sind-Meotlar Milattan önce 500 yılında Sind devleti kuruldu. Bu dönemde, Çerkesya'da Grekler ve Sind-Meot kabileleri yaşıyordu. Sindlerden ilk kez, MÖ 5. yüzyılda yaşayan Grek şairi Hipponaks, daha sonra da Herodot söz etmektedir. Strabon da, Karadeniz kıyısına yakın bir yerde bulunan Sind kenti Aborake'den söz eder. Sindika'ya ilişkin bilgiler Grek belgelerinden ve arkeolojik buluntulardan öğrenilmiştir, bu sebeple fazla detay yoktur. Sindika krallığının sanatçı ve tüccarların konakladığı, işlek bir ticaret devleti olduğu da biliniyor. Orta Çağ Çerkeslerde 4. yüzyıl itibarıyla feodalizm oluşmaya başlamıştı. Çerkesler, Sind kabileleri önderliğinde kurulan Cite devleti (5. yüzyıl) ve Ubıhlar önderliğinde kurulan Zyxia (Zihya) devleti (6. yüzyıl) gibi pek çok devlet kurdu ancak siyasi birlik sağlayamadı. 9. yüzyıl itibarıyla Çerkesya'da Bizans etkisi ile Hristiyanlık yayılmaya başladı. 1382 yılında Çerkes köleler Memlük tahtını ele geçirdi, Burci Hanedanı başa geçti ve Memlükler Çerkes devleti oldu. 1223'te Kafkasya'yı istila etmeye başlayan Moğollar Çerkeslerin bir bölümünü ve Alanlar'ın çoğunu yok ettiler. Bunu izleyen Altın Orda saldırıları sırasında topraklarının büyük bir bölümünü yitiren Çerkesler, Kuban nehrinin gerisine çekilmek zorunda kaldı. 1395 yılında Çerkesler Timur'a karşı şiddetli savaşlar yaptılar. Savaşı Çerkesler kazansa da Timur Çerkesya'yı yakıp yıktı. İnal Prens İnal, Çerkesler ve Abhazlar tarafından "Prenslerin prensi" olarak adlandırılır, bunun sebebi tüm Çerkes kabilelerini birleştirip Çerkesya devletini kurmasıdır. İnanışa göre İnal, Kabardey, Besleney, Çemguy ve Hatıkuay kabilelerinin atasıdır. Taman yarımadasında toprak sahibi olan İnal, Kendisine çoğunlukla Hegayk kabilesinden oluşan bir ordu kurup 1400'lü yıllarda amacının o dönemde pek çok devlete bölünmüş Çerkesleri tek devlet altında birleştirmek olduğunu açıkladı ve Orta Çerkesya'ya doğru yola çıkarak kendi prensliğini ilan ettikten sonra Çerkes devletlerini tek tek himayesi altına aldı. Çerkes asiller ve prensler İnal'ın yükselişini engellemeye çalıştılar fakat Mzımta Irmağı yakınındaki bir savaş sonucu 30 Çerkes lordu İnal ve destekçileri tarafından mağlup edildi. On tanesi idam edilirken, geri kalan yirmi lord, bağlılık yemini ederek İnal'ın yeni devletinin güçlerine katıldı. Batı Çerkesya'ya hükmeden İnal, 1434 yılında Doğu Çerkesya'ya düzenlenen Kabardey bölgesini kurduğu ve 1438 yılında Kuban Nehri'nin kuzeyine düzenlenen Çerkes topraklarındaki Kırım Tatar boylarını Ten Nehrine kadar sürdüğü seferler başta olmak üzere, etkili genişlemeler ile Çerkes diyarının tamamını veya büyük bir kısmını tek devlet altında birleştirmeyi başardı. İnal tarafından kurulan bu yeni Çerkes devletinin başkenti İnal'ın doğup büyüdüğü Taman bölgesinde kurulan Şencır şehri oldu. Şencır şehrinin tam olarak nerede olduğu bilinmese de, en desteklenen teori Klarapoth ve Pallas tarafından yapılan betimlemelere uyan Krasnaya Batareya bölgesi olduğudur. Abhaz sülaleleri Şaş'e (Çaçba) ve Aşe (Açba), olası bir savaşta İnal'ın yanında olacaklarını açıkladılar. Savaşı kazanan İnal, resmen Kuzey Abhazya'yı fethetti ve Abhaz halkı İnal'ın hükümdarlığını tanıdı, İnal Abhazya'da hükümdarlığını kesinleştirmiş oldu. Abhazya bayrağındaki yıldızlardan birisi İnal'ı temsil eder.küçükresim|İnal-Quba Dağı İnal, 1453 yılında topraklarını oğulları ve torunları arasında bölüştürdü ve 1458 yılında öldü. Bunun ardından Çerkes kabile-prenslikleri oluştu. Bunlardan bazıları, Temruk tarafından kurulan Çemguy, Beslan tarafından kurulan Besleney, Kabarta tarafından kurulan Kabardiya, Zanoko tarafından kurulan Şapsığ. Abhaz iddiasına göre, İnal, Kuzey Abhazya'da ölmüştür. Çoğu kaynak bu teoriyi kabul etse de, bölgede yapılan araştırmalar ve arama çalışmaları İnal'ın kabrinin burada olmadığını göstermektedir. Rus kaşif ve arkeoloji uzmanı Evgeniy Dimitriyeviç Felitsin'e göre, İnal'ın mezarı Abhazya'da değildir. 1882'de yayınlanan bir haritada, Felitsin, İnal'a büyük önem vermekle beraber onun mezarını Abhazya'da değil, Karaçay-Çerkesya'da bulunan İspravnaya bölgesine yerleştirmiştir. Bu bölgede, antik heykeller, höyükler, mezarlar, kiliseler, kaleler ve surlar olduğunu, İnal gibi birisin için ideal bir kabir olacağını eklemiştir. Çerkes-Rus ilişkileri 1550'lü yıllarda prens Temruk, Rus Çarı IV. İvan ile Osmanlı ve Fars tehlikesine karşı müttefiklik kurdu ve savunma inşaat etti. Bu dönemde Çerkesler Hristiyandı ve İslam yayılmaya başlamamıştı. 1556'da Çerkesler, Çerkes toprağında kurulmuş Tatar askeri üsleri Temryuk ve Taman'ın ele geçirildiği bir dizi askerî operasyon gerçekleştirdi. Çerkeslerin bu hareketi büyük ölçüde aynı yıl Astrahan Hanlığı'nın yenilgiye uğratılmasına katkıda bulunmuştur. 1561'de Korkunç İvan, Kabardey prensi Temruk İdar'un kızı Goshan ile evlendi ve ona Mariya adını verdi. Yeni Çağ Kanjal savaşı 1708'de Çerkesler Tatar baskınlarından kurtulmak için Osmanlı padişahına büyük bir haraç ödedi, ancak padişah yükümlülüğü yerine getirmedi ve Tatarlar Çerkesya'nın merkezine kadar baskın yaptılar, alabildikleri her şeyi soyup götürdüler. Bu sebeple Kabardey Çerkesleri bir daha Kırım Hanına ve Osmanlı Sultanına haraç ödemeyeceğini açıkladı. Osmanlılar, Çerkesleri zapt etmek için en az 20 bin kişilik ordusunu Kırım hanı Kaplan-Girey liderliğinde Kabardey'e gönderdi ve Kabardey'i baştan sona yakıp yıkarak haracı kesmesini emretti. Osmanlılar, Kabardeylere karşı kolay bir zafer bekliyordu, ancak Çerkesler Kazanıko Jabağı'nın kurduğu strateji sayesindee galip geldi. Türk-Kırım ordusu bir gecede tamamen imha edildi. Kırım Hanı Kaplan-Giray, ağabeyini, bir oğlunu, tarla aletlerini, çadırlarını ve kişisel eşyalarını bırakarak canını kurtarmak için Çerkes ordusundan kaçtı. Çerkesler, uzun yıllar boyunca topraklarını defalarca mahveden düşmanı sonunda yok etmenin sevinciyle savaş mahalline kutlama yaptı. Savaştan bitkin düşen Çerkesler birkaç gün boyunca savaş alanında dolaşıp hem kendilerinden hem de düşmanlarından hayatta kalanlar arıyorlardı. Shora Nogmov'a göre, bilinçsiz ve çaresizce savaş alanından kaçan ve bir uçurumdan düşen, ayaklarından bir ağaca sarılmış ve oracıkta ölmüş olan Alegot Paşa'yı buldular. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, Alegoth adı altında soylu Nogay Murza Allaguvat'ın saklandığını göstermiştir. Rus-Çerkes savaşı 1714 yılında I. Petro Kafkasyayı işgal planı kurdu. Bu planı uygulamaya koyamasa da, işgalin gerçekleşmesi için politik ve ideolojik temeli attı. II. Katerina, bu planı uygulamaya koymaya başladı. Rus ordusu, Terek Irmağı kıyılarına konuşlandırıldı. 1763 yılında Rus İmparatorluğu Çerkesya işgalini başlattı ve Rus-Çerkes Savaşı başladı. Bunun ardından Çerkes kabileleri birleşerek kısmi bir konfederasyon yapısı oluşturdular. Rus-Çerkes savaşı sırasınca iki taraf da birbirine pek çok baskınlar düzenledi. Ruslar Çerkes köylerini yakıp yıkarken bölgedeki Kozaklar Çerkes köylerini yağmalamayı bir spor haline getirmişti. Buna karşı pek çok Çerkes kabilesi Ruslara karşı akınlar düzenliyordu. 13 Haziran 1861 tarihinde Şaşe (Soçi) şehrinde Çerkesler "Büyük Özgürlük Meclisi" adında bir meclis kurdular. Meclis başkanı rolüne Karandıko Berzeg Hace (Къэрэндыкъо Бэрзэдж Хьаджэ) getirildi. Oluşturulan bu yeni devlet yönetimi, İmam Şamil'in Çeçenya ve Dağıstan'ın bir bölümü üzerinde kurduğu şer'i (İslami teokratik) devlet biçiminin aksine, laik ve demokratik ilkelere dayanıyordu. Bütün yönetim kadroları seçim yoluyla oluşturuluyor ve önemli kararlar federasyonu oluşturan üç ana bölgenin ortak oluru ile alınıyordu. 1864 Mayıs ayında 20.000 yaralı ve yorgun Çerkes atlısından oluşan Çerkes ordusu ile tam donanımlı 100.000 kişilik Rus ordusu arasında son bir savaş yaşandı. Çerkes savaşçılar, Rus ordusuna hücum etti ve hattı yarmaya çalıştı ancak çoğu Rus topçuları ve piyadeleri tarafından vuruldu. Kalan savaşçılar militan olarak savaşmaya devam etti ve kısa süre içinde yenik düştü. Savaşta 20.000 Çerkes atlısının tamamı öldü. Rus ordusu Çerkes askerlerin cesetlerinin üstünde zafer kutlamalarına başladılar ve böylece 21 Mayıs 1864 resmi olarak savaşın bitişi oldu. Bu savaşın yaşandığı yer günümüzde Krasnaya Polyana olarak bilinir. "Krasnaya Polyana" kızıl çayır anlamına gelir. Adını tepeden nehre akan Çerkes kanından alır. Nehir, savaşın ardından haftalarca kırmızı akmıştır. Bunun ardından, Büyük Özgürlük Meclisi çalışmalarına ara vererek dağıldı. Çerkesya, Rusların eline geçti. Tek bir istisna olan dağlık kesimlerde yaşayan ve Rusların nefret anlamında uçan orman haydutları olarak adlandırdığı Hak'uçlar, kuşatılmış ve donanımsız olmalarına karşın topraklarını terk etmeyi ve Ruslara boyun eğmeyi kabul etmediler; istilâ ordusuna karşı, direnişlerini 1870'li yıllara, yani tükenene değin sürdürdüler. Çerkes sürgün ve soykırımı Kbaade savaşının ardından Çerkes sürgün ve soykırımı başlamış oldu. Ruslar, Çerkes köylerini basıp yakmaya, geri dönüşü olanaksızlaştırmak için de tarlaları tahrip etmeye, meyve ağaçlarıa kadar keserek halkı Karadeniz kıyısına doğru sürmeye başladılar. Rus askerleri, hamile kadınların karnını yararak içindeki bebeği çıkarmak gibi çeşitli pek çok acımasız yöntemleri kendini eğlendirmek için kullanıyordu. Rus İmparatorluğuna teslim olmayan Çerkeslerin çoğu öldürüldü ya da sürgüne maruz kaldı. Osmanlı gemileri tarafından Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu'ya (günümüzde Türkiye, Suriye, Ürdün, Filistin, İsrail, Irak, Kosova ve İran) yerleştirilen Çerkesler, yolda Osmanlı gemicilerinden de zulüm gördü ve başta salgın hastalıklar olmak üzere pek çok sebeple yolda büyük kayıp verdiler. İtaat eden azınlık kısım ise Kuban Nehri yakınındaki bataklıklara yerleştirildi. Sonunda Çerkesya bir baştan öbür başa, hemen bütünüyle soykırım ve etnik temizlikten geçirilmiş oldu. Yakın Çağ Kuzey Kafkasya Dağlı Cumhuriyeti 1917 yılında Çerkesler de dahil olmak üzere pek çok Kuzey Kafkas halkı birleşerek bağımsızlık ilan ettiler ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti (Aynı zamanda Dağlı Cumhuriyeti olarak da bilinir) devletini kurdular. Bu devlet, 1921 yılında Sovyetler Birliği ordusu tarafından işgal edildi. Sovyetler birliği Halen Rusya sınırları içerisinde bulunan Çeçenistan, İnguşetya, Kuzey Osetya, Kabardey Balkar Özerk Cumhuriyeti, Dağıstan ve Karaçay-Çerkes Özerk Cumhuriyeti bölgeleri de bu Cumhuriyet sınırlarına dahildi. Dağlı ÖSSC içinde bir ulusal okrug (ilçe) oluşturan Kabardey Çerkesleri, 1 Eylül 1921'de Dağlı ÖSSC'den ayrılarak Kabartay Özerk Oblastı'nı (il) oluşturdular. Sırasıyla, 12 Ocak 1922'de, şimdiki Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti yerinde Karaçay-Çerkes, 16 Ocak 1922'de Kabardey-Balkar ve 27 Temmuz 1922'de Adigey özerk oblastları ve en son 23 Eylül 1924'te de, Karadeniz kıyısında Şapsığ Ulusal Rayonu (ilçe) oluşturuldu. Modern cumhuriyetler 5 Aralık 1936'da Çerkes nüfusunun çoğunluğunun yaşadığı Kabartay-Balkar; 3 Temmuz 1991'de de, daha az sayıda bir Adıge nüfusunu barındıran Adıgey (ya da Adıge) ve Karaçay-Çerkes oblastları da birer cumhuriyet oldular. Bu üç cumhuriyet, şimdi Rusya Federasyonu (RF) içindedir. Şapsığ Ulusal Rayonu ise 24 Mayıs 1945'te kaldırıldı. Sovyet rejiminin düşüşünden sonra, Xabzeci dünya görüşünün canlanması Çerkes aydınlar tarafından 1990'larda milliyetçilik ve kültürel kimliğin parçası olarak, daha yakın zamanlarda ise Vahhabilik ve diğer İslami köktenciliklere karşı bir güç olarak desteklendi. Hareket, 2012 istatistiklerine göre özellikle Karaçay-Çerkesya'da (% 2) ve Kabardino-Balkarya'da (%3) gelişti. 29 Aralık 2010'da, tanınmış bir Kabardey-Çerkes etnografı ve Xabze savunucusu olan Arsen Tsipinov, Çerkes olmayan İslamcılar tarafından öldürüldü. Günümüzde Çerkeslere uygulanan baskı = 2011 yılında internet üzerinden "May 21 Call to Action - Where is Circassia?" isimli barışçıl bir bağımsızlık hareketi başlatıldı. Bu hareket kalem kılıçtan üstündür felsefesiyle yola çıkmıştı, üyeler Rus fanatik demonimçilerden silahlı tehtidler almaya başlayınca yavaş yavaş yoklara karıştı. Haziran 2019'de Xabze savunucusu Martin Kochesoko Rus hükûmeti tarafından hapis cezasına çarptırıldı. Çerkes milliyetçiler çeşitli protestolar ve internet üzerinden kampanyalar düzenleyerek Rus hükûmetine baskı uyguladıktan sonra ev hapsine alındı. Temmuz 2020'de Soçi’ye yakın Adler’de inşa edilen ve Çerkes soykırımı sırasında katliam yapan liderleri yücelten anıtın Çerkesler tarafından yıkılmasından rahatsız olan Rusya Devlet televizyonu sunucusu Mikhail Leontiev, programında konuyu yorumlarken Çerkesler hakkında hakaret ve aşağılama içeren ve yeni bir Çerkes katliamını öne süren ifadeler kullandı. Bunun ardından "Yeni Çerkes Soykırımı" konusu gündem oldu. Üst düzey siyasetçi ve yöneticiler Çerkeslere yönelik hakaretlerde bulunarak, soykırım çağrısı yaptı. Rusya devlet şirketleri Gazprom ve Rumsfelt’in yöneticileri ve çeşitli siyasetçiler kaldırılan anıt üzerinden Çerkeslere ağır hakaretler içeren açıklamalar yaptı. Rus teknoloji tasarımcısı Artemy Lebedev Çerkeslere yönelik ağır hakaretler ve yeni soykırım imalarının bulunduğu açıklamalarda bulundu. Hemen ardından Lebedev’e Rusya’da üst düzey nişanlardan olan “Vatan Liyakat Nişanı” verilmesi bu kişilerin devlet tarafından korunduğu şüphesini uyandırdı.[[Dosya:Хамышки.jpg|küçükresim|Çerkesya sınırlarında bulunan Khamyshki bölgesi (Çerkesçe: Хъымыщкӏэй, X'ımışk'ey)|195x195pik]] Nüfus Çerkes boyları Çerkesya'da 12 ana kabile yaşıyordu. Bunlar, prenslik yapısında bulunan Besleney, Bjeduğ, Hatıkuay, Kabardey, Mamhığ, Çemguy, Ubıh, Yecerukay, Jane ve demokratik yapıda olan Natuhay, Abzeh ve Şapsığ olarak ayrılabilir. Abzah Abzahlar ya da Abzehler, Kabardeylerdan sonra en kalabalık Çerkes boyu ve diasporadaki en büyük nüfusa sahip olan boyudur. Türkiye Çerkeslerinin çoğunluğunu oluştururlar ve ayrıca Suriye ile Ürdün'de de yaşarlar. İsrail Çerkesleri içinde Şapsığlardan sonra ikinci ve son sırada olup Rehaniye kasabasında yaşarlar. Osmanlı sadrazamı Salih Hulusi Kezrak Abzah kökenlidir. Batı Çerkeslerinin Bjeduğ, Temirgoy gibi boylarında soylu sınıfı varken, Abzahlarda bu sınıflar görülmez. Tarihte şeriat ile yönetilen iki Çerkes boyundan birisidir. Bu sebeple diğer Çerkes boylarına göre asillerin nüfuzu daha az ve sınıf farklılıkları daha az belirgindir. Bjeduğ Bjeduğlar, Batı Çerkeslerinden bir Çerkes boyu. Kafkasya'da nüfusları fazla iken, diasporada az sayıda bulunurlar. 1830 yıllara kadar Kuban Irmağı'nın kuzeyinde bugünkü Krasnodar şehri civarında yaşıyorlardı. Genelde tarım ve madencilikle uğraşan Bjedugların en ünlü liderleri Prens Pshiuk'tur. Rus-Çerkes savaşları sırasında yaşadıkları bölgelerin düz arazi olması dezavantajı sebebiyle Ruslarla kısmi barış yapmışlardır. Ancak yaptıkları bu barışa rağmen devam eden savaşta diğer Çerkes kabilelerine yiyecek ve savaşçı desteğinde bulunmuşlardır. Besleney Besleneyler, Doğu Çerkesleri kolundan Çerkes boyu. En yakın akrabaları yıllar önce onlardan ayrıldıkları Kabardeyler olup, onlar gibi Besleneylerde de soylu sınıfı bulunmaktaydı. Besleney Çerkesçesi, doğu ve batı Çerkesçe arasında bir köprü görevi görür. Besleney ismi, Çerkes beylerinin soy atası sayılan İnal'ın torunlarından Beslan'ın adından gelmektedir. Çemguy Çemguylar, Batı Çerkeslerinden bir Çerkes boyu. Nüfusları Kafkasya'da fazla iken diasporadaki en küçük Çerkes topluluğudur. Bazı Batı Çerkeslerinde bey soylu sınıfı bulunmaz iken, Bjeduğlarda olduğu gibi Çemguylarda da bu sınıflar görülür. Adigey Cumhuriyetindeki resmi Batı Çerkesçesi yazı dili Çemguyların lehçesi esas alınarak oluşturulmuştur. Hatukay Hatukaylar, Batı Çerkeslerinden bir Çerkes boyu. Sürekli savaşan savaşçı kimlikli bir boy olarak biliniyorlardı. Rus-Çerkes Savaşı sırasında teslim olmayı reddederek savaştıkları için Kafkasya'daki varlıkları Çerkes soykırımı sırasında sürgün ve katliam yoluyla yok edildi. Günümüzde Kafkasya'da hiç kalmadıkları için Çerkes diyalektolojisinde adları geçmez. Şapsığlar, Hakuçlar, Abzehler gibi Batı Çerkeslerinde soylu sınıfı bulunmaz iken, Bjeduğ ve Çemguylarda olduğu gibi Hatukaylarda da bu sınıf görülür. Jane Janeler, Batı Çerkeslerinden bir Çerkes boyu. Çerkes soykırımı sırasında yok oluşun eşiğine gelerek, büyük ölçüde başka boylara karışarak erimiş olduklarından, lehçelerini konuşan kimse kalmamıştır.[[Dosya:SAWSROUQA.jpg|küçükresim|174x174px|sağ|Nart destanlarının kahramanı Sosruko (Batı Саусырыкъо Doğu Сосрыкъуэ)]] Mahoş Mahoşlar, Batı Çerkeslerinden Çerkes boyu. Çerkes Sürgününde Türkiye'de Samsun ilinin Alaçam ilçesine yerleşmişlerdir. Mahoşlardan 1858-1859 yıllarında Osmanlı topraklarına birçok grubun göç etmiş olduğuna dair kayıtlara Osmanlı Arşiv belgelerinde rastlanmıştır. Mahoşlarla akraba olan Mamhığlar üzerine ilk ve en geniş bilgiyi 1667 yılında Evliya Çelebi vermiştir. Çerkes soykırımı sırasında yok oluşun eşiğine gelerek, büyük ölçüde başka boylara karışarak erimiş olduklarından, lehçelerini konuşan kimse kalmamıştır. Natuhaylar Natuhaylar, Batı Çerkesleri kolundan bir Çerkes boyudur. Sürgünden sonra Natuhaylar’dan Anapa yakınındaki Hatramtuk (Хьатрамтыку) köyü kalmıştır bu köy 1924 yılında yerinen kaldırılarak, Adigey’in Tahtamukay rayonuna taşınmış ve şimdiki Natuhay (Нэтыхъуай) köyünü oluşturmuştur. Çerkes soykırımı sırasında yok oluşun eşiğine gelerek, büyük ölçüde başka boylara karışarak erimiş olduklarından, lehçelerini konuşan kimse kalmamıştır. Natuhaylar Kafkasya'da Rusya'ya karşı en faal bir biçimde karşı koyan kabileler arasında yer almışlardı. Şapsığ Şapsığlar, Kuzey Kafkasya'nın yerli halklarından olan Batı Çerkeslerine mensup topluluklardan biridir. Dilleri olan Şapsığca 1945 yılına kadar yazı ve edebiyat dili olmuştur. Eskiden onlardan ayrı olan Hakuçlar günümüzde resmî olarak Şapsığlardan kabul edilmektedir. Şapsığlar, Kırım Hanlığı’na karşı savaşan diğer Çerkesleri desteklediler. Kafkas Savaşı’nda Çarlık Rusya’sının en radikal düşmanları arasında yer aldılar. Geleneksel Şapsığ kültürü, Çerkes kültürünün parçasıdır. Şapsığlar, tarım, sığır ve at yetiştiriciliğiyle uğraşırlar. İslam öncesinde Şapsığlar, Çerkeslerin tanrıları olan Şıble (şimşek ve yıldırım tanrısı), Sozereş (bereket tanrısı), Yemiş, Ahin ve Hakustaş gibi tanrılara tapıyorlardı. Yecerekuay Yecerukaylar, Batı Çerkesleri kolundan bir Çerkes boyudur. Çerkes soykırımı sırasında yok oluşun eşiğine gelerek, büyük ölçüde başka boylara karışarak erimiş olduklarından, lehçelerini konuşan kimse kalmamıştır. Kabardey Kabardeyler, Doğu Çerkesleri kolundan bir Çerkes boyudur. Rusya içindeki özerk Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti'ne adını veren halklardan biridir. En kalabalık Çerkes boyudur. Büyük ve Küçük Zelençuk havzalarından güneydoğuya doğru Vladikavkaz'a uzanan ve Kuma ile Terek'in yukarı kollarının suladıkları geniş bölgede otururlar.Batı komşuları Besleneyler ki Kabardey'in bir kolu olarak kabul edilirler, Abazalar, doğu komşuları Çeçen-İnguşlar,güney komşuları ise Karaçay-Balkar'dır. Büyük ve Küçük Kabardeyler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Büyük Kabardeyler Nalçik ve çevresinde, Küçük Kabardeyler ise Mozdok çevresinde otururlar. Dil [[Dosya:Adyghe-Abazian Language.jpg|küçükresim|160x160px|sağ|Kuzeybatı Kafkas dilleri (Абазэ-Адыгэбзэхэр): Abaza dilleri (абазэбзэхэр) ile Adığe dilleri (адыгэбзэхэр)]] Rusya'da sınıflandırılma Rusya'da 1920 sonrasında üç lehçede (Doğu Çerkesçesinden Kabardey ile Batı Çerkesçesinden Çemguy ve Şapsığ) yazılan dört bölgesel edebiyat (Kabardey, Şerces, Adigey ve Şapsığ) doğmuştur. Bu dört edebiyattan ikisi, yani Kabardey ve Şerces bölgesel edebiyatları (bazı önemsiz kelimeler dışında) Kabardey edebî dilini benimsemiştir. Bu dört edebiyat 1945 yılına değin sürmüş, aynı yıl Şapsığların özerkliğine son verilmesi ile birlikte, Şapsığ edebiyatı ve yazılı yaşamı da son bulmuş, geriye sadece iki edebiyat dili (Kabardey ve Adigey) ve üç bölgesel edebiyat kalmıştır: Kabardey, Şerces (Çerkes) ve Adigey. Adığe edebiyatının sözlü ürünleri Abhaz ve Abaza dili ürünlerinden daha süslü ve duygulu olan anlatımlarıyla farklılaşır. Adığece Sözlük 14 Mart 1853 tarihinde Abzeh boyundan bir Çerkes olan Wumar Bırsey (Бырсэй Умар, Бэрсей Умар, (Rusça: ') tarafından Tiflis'te ilk Adığe alfabesinin ve Adığece Sözlüğün (Адыгэбзэ псэлъалъэр) yayımlandığı günün anısına her yıl Çerkesler tarafından 14 Mart Çerkes Dili Günü ya da Adığe Dili Günü/ Adığece Günü olarak kutlanmaktadır. Sözlü edebiyat Sözlü edebiyatın başlıca türleri şarkılar ve türküler ile bilmece, atasözü, masal, öykü, tekerleme ve benzeridir. Anlatımlarda sık sık mecaza başvurulur. Sözlü ürünler içinde en geniş yeri tutan ve birçok öğesi eski Grek destanlarını hatırlatan Nart destanları ya da Nartlar 1946-1968 yılları arasında derlenen ve biriktirilen 705 tekstin bir araya getirilmesiyle 1968-1971 yılları arasında Maykop'ta yayımlanmıştır. Destan yeni derlemelerle 8 cilde ulaşmıştır. Destan 31 bölüme ayrılmaktadır. Her bir bölüm ayrı bir Nart kahramanını yaşamına ayrılmaktadır. Yaklaşık üç asırlık Koç'as destanı daha çok Batı Çerkeslerinde görülür. Çerkesçe konuşan diğer halklar Eskiden Ubıhça konuşmuş olan Ubıhların da anadili haline haline gelen Çerkesçe, Çerkes Ermenileri ile Çerkes Rumları (Urımlar) tarafından konuşulduğu gibi, Karaçay, Balkar ve Abazalar (Abazin) arasında da konuşulabilmektedir. Kaynakça Kategori:Kafkasya Kategori:Kafkasya'da kurulan devletler Kategori:Çerkesler Kategori:Avrupa tarihindeki devletler Kategori:Rus İç Savaşı
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri