Lai Mu-seng'in, "Tayvan hükümetinin egemenliğe, demokrasiye, özgürlüğe ve statükonun korunmasına bağlı kalacağını" dile getiren konuşmasında, Tayvan'ın egemenliğinin Türkiye ve Çin Cumhuriyeti arasında bir soruna olarak görülmesi ele alınmıştır. Lai Mu-seng'in konuşmasının, "Tayvan'ın bağımsızlığı için çalışan bir parti" olarak kabul edilmesi ve Tayvan'ın bağımsızlığı sürece gösterdiği kararlılık, bu konuyu ele almak için oldukça önemli.
1 Ekim 1949'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan eden Koumintag üyesi olan İkinci Dünya Savaşı ardından, Tayvan 1949'dan bu yana kendi topraklarının parçası olduğunu savunduğu fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Ancak, bu durum öncelikle Çin Halk Cumhuriyeti'ne, şimdiki Çin ana karası olan Koumintag üyesi, bağımsızlık anlayışlarına uyum sağlamak için hukuki bağlamda devam etmektedir. Bu durum, Aynı Çin Halk Cumhuriyeti'nin 1949 yılında Tayvan ile birleşmesi yönündeki taleplerine de dair anlaşmazlık kaynağı olarak görülmektedir.
Tayvan'ın bağımsızlığı sürecinde, 1940'lerin ikiye bölünmesi sonrasında ortaya çıkan bu durum, Çin'in kendi topraklarının parçası olduğunu savan Tayvan'ın bağımsızlığı sürecine karşılık görmek isteyen birleşik hükümet kurmuştur. Bu durum, Çin ve Tayvan arasında bu sorunla mücadele etmelerini zorlatan, ufak olsa da farklı anlayışların olduğunu gösteriyor.
Tayvan'ın bağımsızlığına karşılık görmek isteyen birleşik hükümet, bu durumun öncesinde olanların yapmaları gereken süreçlerin ve anlaşmazlıkların olduğunu, tarih boyunca değişen politika ve siyaset kurallarının nedeni olarak kabul etmektedir.
Bu durum, Çin'de Pekin yönetimi içinde kalan Koumintag üyesi olan Tayvan'a kadar geçici hükümet kurma sürecinde, bu süreçten geçerken olan anlaşmazlıkları ve bunları çözmeye çalıştığını düşündürür.