Çocuk sahibi olmayı istememek konusunda duyulan anlayışsızlık ve zorunluluk hissini anlatan bir hikaye. Bugün hastaneye gitmek zorunda kaldım ve bir taksiye bindim. Taksici, konuşmazsam ölecekmiş gibi bir haldeydi ve konuyu çocuk sahibi olmaya getirmeyi başardı.- Evli misin? + Evet.- Çocuk var mı? + Yok.- Neyse, bunda da bir hayır vardır. + ???Kendimi kahkaha atarak tutmamak için zorladım. Taksici, çocuk sahibi olmanın kutsal bir şey olduğuna o kadar inanmıştı ki, kendi isteğinizle çocuk sahibi olmayı istememeniz fikrini anlayamıyordu. Hatta, çocuğum olmadığını ve aslında çocuk sahibi olmayı istemediğimi düşünerek benim için üzülüyordu. Sonra ne mi oldu? Hastaneye vardık, ayağımın duracak halde olmadığını birkaç kez söylememe rağmen, polikliniklere gitmeyi reddetti ve beni aşağıda indirdi. İşte size az önceki "vicdanlı" adam. Çocuk sahibi olmayı istememekle ilgili herkes, bu isteğinize müdahale etmeye meyillidir. Ancak çocuksuz bir hayat isteyenler, çocuksuzluğunuz hakkında onlara ne diye sormazlar ki, "Neden?" dediklerinde ve siz de "İçimde böyle bir istek yok" dediğinizde, kabul etmekte zorluk çekerler. Çünkü onlara göre, "doğurunca istek gelir." Cidden, çocuk istemediğinize inandırmak için çocuk meraklılarının çabalarıyla uğraşmak zorunda kalırsınız. O anlaşılmaz bir şekilde, tüm dünya sizin olmayan çocuğunuzun derdine düşer.