Bilime ve teknolojiye çok meraklıydım. En sevdiğim oyuncağım büyüteçti. Alırdım elime büyüteci akşama kadar dışarıda böcekleri, çiçekleri falan incelerdim. Bazen de güneşi kullanarak ufak tefek ateşler yakardım. Güneş ışığıyla ateş yakabilmek beni hep şaşırtıyordu o zamanlar. Bir de evdeki televizyon, kablolu telefon, radyo falan bozulsa da içini açsam diye sabırsızlıkla beklerdim. Özenle vidalarını sökerken yaşadığım heyecanımı hala hatırlıyorum. Özellikle içinden çıkan mıknatıslar favori parçam olurdu. İrili ufaklı bir sürü mıknatısım vardı. O zamanlar işte ailenin önemi ortaya çıkıyor. Eğer aileniz sizin bu ilgi alanlarınızı fark edip o yönde eğitim almanızı sağlarsa ilerde yüksek ihtimalle mutlu bir birey olarak topluma karışıyorsunuz. Ama tutup da size kendi bildiği doğrular üzerinden bir hayat inşa ederse kendinizi benim gibi hiç alakasız bir yerde, alakasız işler arasında hayatı sorgularken bulabilirsiniz.