Çocuklu ailelerle görüşmemek konusunda pek çok sebeptom var, ve bu durum çocuklu-çocuksuz tüm aileleri etkiliyor. Sorun, çocuklarını agresif ve saygısız bir şekilde yetiştiren ebeveynlerde yatıyor. Bu ebeveynler, çocuklarının başkalarına zarar vermesine ve saygısızlık etmesine izin veriyor veya teşvik ediyorlar.
Örneğin, alt kattaki komşularımın çocukları kapıları öyle bir çarpıyor ki, "dur" ya da "sus" diyen kimse yok. Ertesi gün, diğer katlardaki insanlar şikayet ediyor ve evde savaş mı olduğunu soruyorlar. Sadece kapıların gürültüsü değil, mutfak eşyalarım ve diğer değerli eşyalarım da bu çocuklar yüzünden kırıldı. Artık misafirleri evime davet etmemeye başladım çünkü en son sıcak çaydanlığı devirdiklerinde ve ortalığı dağıttıklarında, tüm misafirleri bırakıp onların annelerinin yapmadığını yaparak çocuklara masal anlatmak zorunda kaldım. Ev sahipliğinin ne demek olduğunu bilmeyen bu ebeveynler, çocuklarını kontrol etmemekle kalmıyor, aynı zamanda başkalarının evlerine saygısızlık etmelerine de izin veriyorlar.
Bu durum sadece benim başıma gelmedi, dışarda da görüşmelerimizi etkileiyor. Çocukları, saldırgan köpekler gibi yetiştirdikleri için, parkta bile rahat edemiyoruz. Bir şey soruyoruz, cevap verirken bir bakıyoruz ki çocuk yok, bir yerlere kaçmış. Bir de üstüne evhamlı ve geri zekalı olunca, muhabbeti mahvediyorlar. Çocuklarının davranışları karşısında isteksiz ve surat asık bir halde olan ebeveynler, "rahatsız oldular yavrum yapma" diyerek durumu küçümsüyor. Bir de TV'yi devirmeye kalkışan çocuklar oluyor, o zaman anlıyoruz ki bu ebeveynler çocuklarını nasıl yetiştirdiğini.
Bu durumun istisnaları da var elbette, kuzenim ikiz çocuk yetiştirdi ve onlarla başımın üstünde yeri var. Çocuklarını sevdikçe sevesi geliyor çünkü onlar insan gibi yetiştirilmişler. Ama ne yazık ki, bu ebeveynler istisna, kaideyi bozanları bulmak zor.
Çocuklu ailelerle görüşmemek, sadece bir tercih değil, bazen bir zorunluluk olabiliyor. Ebeveynlerin sorumluluk alması ve çocuklarını doğru bir şekilde yetiştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, hem kendi çocuklarına hem de toplumdaki diğer insanlara zarar veriyorlar.
Örneğin, alt kattaki komşularımın çocukları kapıları öyle bir çarpıyor ki, "dur" ya da "sus" diyen kimse yok. Ertesi gün, diğer katlardaki insanlar şikayet ediyor ve evde savaş mı olduğunu soruyorlar. Sadece kapıların gürültüsü değil, mutfak eşyalarım ve diğer değerli eşyalarım da bu çocuklar yüzünden kırıldı. Artık misafirleri evime davet etmemeye başladım çünkü en son sıcak çaydanlığı devirdiklerinde ve ortalığı dağıttıklarında, tüm misafirleri bırakıp onların annelerinin yapmadığını yaparak çocuklara masal anlatmak zorunda kaldım. Ev sahipliğinin ne demek olduğunu bilmeyen bu ebeveynler, çocuklarını kontrol etmemekle kalmıyor, aynı zamanda başkalarının evlerine saygısızlık etmelerine de izin veriyorlar.
Bu durum sadece benim başıma gelmedi, dışarda da görüşmelerimizi etkileiyor. Çocukları, saldırgan köpekler gibi yetiştirdikleri için, parkta bile rahat edemiyoruz. Bir şey soruyoruz, cevap verirken bir bakıyoruz ki çocuk yok, bir yerlere kaçmış. Bir de üstüne evhamlı ve geri zekalı olunca, muhabbeti mahvediyorlar. Çocuklarının davranışları karşısında isteksiz ve surat asık bir halde olan ebeveynler, "rahatsız oldular yavrum yapma" diyerek durumu küçümsüyor. Bir de TV'yi devirmeye kalkışan çocuklar oluyor, o zaman anlıyoruz ki bu ebeveynler çocuklarını nasıl yetiştirdiğini.
Bu durumun istisnaları da var elbette, kuzenim ikiz çocuk yetiştirdi ve onlarla başımın üstünde yeri var. Çocuklarını sevdikçe sevesi geliyor çünkü onlar insan gibi yetiştirilmişler. Ama ne yazık ki, bu ebeveynler istisna, kaideyi bozanları bulmak zor.
Çocuklu ailelerle görüşmemek, sadece bir tercih değil, bazen bir zorunluluk olabiliyor. Ebeveynlerin sorumluluk alması ve çocuklarını doğru bir şekilde yetiştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, hem kendi çocuklarına hem de toplumdaki diğer insanlara zarar veriyorlar.