**Çocuklukta Garip Gelen Kelimeler**
Çocukken anlam veremediğimiz, garip ve gizemli gelen kelimelerle dolu bir dönemdi çocukluk. Bu kelimeler arasında en dikkat çekeni "milli piyango" olmuştu. Ne olduğunu anlamaya çalışsak da bir türlü kafamızda net bir şekilde canlandıramadığımız bir kavramdı. Bu kelime etrafında şekillenen büyük umutlar ve ardından gelen hayal kırıklıkları, belki de bizi hayata daha erken bir şekilde hazırlamıştı.
Her yeni yılın ve bayramın heyecanla beklenen olayıydı milli piyango. Büyük paraların kazanıldığı, zenginlik ve refahın müjdelendiği bir anlardı. Fakat çoğu zaman o büyük ikramiye bize uzak kalırdı. Eve bir tatlı heyecanla getirilen milli piyango biletleri, bir umut ışığı gibi yanardı. Sonuçlar açıklandığında ise o ışık, bir anda söner ve içimizde bir boşluk hissederdik.
Büyüdükçe ve gerçek hayatın karmaşasına kapıldıkça, milli piyangonun anlamı değişmeye başladı. Belki de hayatta asıl "ikramiyeyi" bulmak, sevdiklerimizle geçirdiğimiz zamanlar, umut etmek ve hayal kurabilmekti. Belki de asıl zenginlik, içimizdeki sevgi ve barış duygusuydu. Her yeni yıl ve bayram, sadece bir bahane değil, aynı zamanda umut dolu bir başlangıç olmalıydı. Ve belki de, çocuklukta garip gelen o kelimeler arasında kaybolmadan, asıl anlamı keşfetmek gerekiyordu.
Çocukken anlam veremediğimiz, garip ve gizemli gelen kelimelerle dolu bir dönemdi çocukluk. Bu kelimeler arasında en dikkat çekeni "milli piyango" olmuştu. Ne olduğunu anlamaya çalışsak da bir türlü kafamızda net bir şekilde canlandıramadığımız bir kavramdı. Bu kelime etrafında şekillenen büyük umutlar ve ardından gelen hayal kırıklıkları, belki de bizi hayata daha erken bir şekilde hazırlamıştı.
Her yeni yılın ve bayramın heyecanla beklenen olayıydı milli piyango. Büyük paraların kazanıldığı, zenginlik ve refahın müjdelendiği bir anlardı. Fakat çoğu zaman o büyük ikramiye bize uzak kalırdı. Eve bir tatlı heyecanla getirilen milli piyango biletleri, bir umut ışığı gibi yanardı. Sonuçlar açıklandığında ise o ışık, bir anda söner ve içimizde bir boşluk hissederdik.
Büyüdükçe ve gerçek hayatın karmaşasına kapıldıkça, milli piyangonun anlamı değişmeye başladı. Belki de hayatta asıl "ikramiyeyi" bulmak, sevdiklerimizle geçirdiğimiz zamanlar, umut etmek ve hayal kurabilmekti. Belki de asıl zenginlik, içimizdeki sevgi ve barış duygusuydu. Her yeni yıl ve bayram, sadece bir bahane değil, aynı zamanda umut dolu bir başlangıç olmalıydı. Ve belki de, çocuklukta garip gelen o kelimeler arasında kaybolmadan, asıl anlamı keşfetmek gerekiyordu.