güzellik, kendi içinde bir ölçütlendirmesi olan, oran/orantı/yetkinlik kurallarıyla uyumlu, estetik heyecan ve hayranlık uyandıran bir kavramdır. Aynı zamanda "güzellik", değer yargılarının bağlı olduğu normatif kavramlardan da biridir. Mesela "iyi" ile "kötü" nasıl zekâ alanında uygulanıyorsa, "güzel" ile "çirkin" de duygusal duyarlılık alanında var eder kendini. "güzel nedir" sorusunu ilk defa felsefi bir yaklaşımla ele alan ve cevap arayan kişi Platon'dur. Bazı düşünürler ise güzelliğin nesnel bir ortaklık taşımadığını; bu kavramın sadece belirli tarihsel dönemlerde ve belirli toplumsal sınıfların idealize etmelerinden ileri geldiğini kabul eder. Eğer bahsi geçen, "çok güzel" olarak nitelendirilen kadın: dünyadaki tüm canlılarla bir bütün olduğunun bilinciyle varlığını başkaları için de anlamlı kılabilmiş, su terazisi kadar hassas bir vicdanla evrensel düzeydeki insani erdemleri hazmedebilmiş, ödünç pozlardan/her türlü yapaylıktan arınarak alçak gönüllü bir sahiciliği yakalayabilmiş, öğrenilmişin rahatlığına/sıkıcı tekrarların döngüsüne kilitlenmeden sürekli bir devinim halinde olmayı başarabilmiş ise; gerçekten çok güzeldir.