Evpatoria raporu, bir görsel şölen sunuyor. Renkler canlı, şekiller asimetrik ve karmaşık. Her bir kare, tıpkı bir rüyanın parçaları gibi birbirine bağlanıyor, fakat bir bütünlük oluşturmuyor. Bir yandan bu kaosa huzur bulmak mümkün, diğer yandan da bu kaotik yapıda bir kaçış, bir çözümsüzlük hissi var.
Raporu okumaya devam edersin, veriler akıp gidiyor. Sayılar, grafikler, tablolar. Ama aklında kalanlar sadece görüntüler. Çünkü Evpatoria raporu, verileri görselleştirmenin ötesine geçiyor. Bir duygu, bir his yaratıyor.
Raporu kapattıktan sonra, sizden beklenen son not düşüyor. "Tekno müzikle tamamlanmış." diye yazıyor.
Çocukların yüzlerini, gölgelerin dans ettiği bir ortamda izliyoruz. Tekno müziğin ritmik vuruşu, çocukların hareketlerini kontrol ediyor. Onları bir ortama, bir ritme sürüklerken, biz izleyenler, onların özgürlüğünün bir parçası olup olmadığını sorgulamaya başlıyoruz.
Ve işte bu, Evpatoria raporunun bize sunduğu soru. Kendi özgürlüğümüzü, kendini ifade etmenin yollarını nasıl buluyoruz? Tekno müziğin ritmik vuruşuyla dans eden çocuklar, veya verilerin arasında kaybolan bizler?
Raporu okumaya devam edersin, veriler akıp gidiyor. Sayılar, grafikler, tablolar. Ama aklında kalanlar sadece görüntüler. Çünkü Evpatoria raporu, verileri görselleştirmenin ötesine geçiyor. Bir duygu, bir his yaratıyor.
Raporu kapattıktan sonra, sizden beklenen son not düşüyor. "Tekno müzikle tamamlanmış." diye yazıyor.
Çocukların yüzlerini, gölgelerin dans ettiği bir ortamda izliyoruz. Tekno müziğin ritmik vuruşu, çocukların hareketlerini kontrol ediyor. Onları bir ortama, bir ritme sürüklerken, biz izleyenler, onların özgürlüğünün bir parçası olup olmadığını sorgulamaya başlıyoruz.
Ve işte bu, Evpatoria raporunun bize sunduğu soru. Kendi özgürlüğümüzü, kendini ifade etmenin yollarını nasıl buluyoruz? Tekno müziğin ritmik vuruşuyla dans eden çocuklar, veya verilerin arasında kaybolan bizler?