İnternet üzerinde neredeyse tüm saat forumlarında, sayısız geyik muhabbetinde konu acilmiş, pek çok kavgaya/gerilime neden olmuş kıyaslama. Bir miktar sanat sanat için mi yoksa toplum için mi? Bir miktar da menemen soğanlı mı olur, soğansiz mi tartışmalarına da benzemiyor, değil yani. Açıkçası bu kıyaslamanın net bir kazananı yok, bence var sence var. İkisi de harika saatler ve umarım her saatsever bir gün her iki saati de deneyimleme şansı bulur. Her iki model de yıllardır üretimde olduğu için hangi Daytona vs hangi Speedy ile başlayalım bence elzem. Bu noktada çelik ve mevcut modelleri kıyaslayalım derim. Ayrıca Speedy’nin heslite modelini değil, safir camlı versiyonunu kıyaslamaya dahil edelim. Mümkün olduğunca basitleştirmek için numaralandırmak gideceğim. Kararı siz verin.
1) Öncelikle Daytona’yı bayiden alman normal şartlarda mümkün değil, üzerine ciddi bir prim ödemek, gri markete veya ikinci elde almak gerekiyor. Speedy için böyle bir dert yok. Havaalanında bile alabilirsiniz, koluna takarsın. Bu açıdan bakınca Speedy çok öne geçiyor ama piyasada bulunabilirlik hipotetik olarak eşit olduğu bir dünya kurarsak, fiyat politikasına bakıldığında bence işin rengi değişiyor. Bayi fiyatından alındığı takdirde bence Daytona, Speedy’den çok daha üstün bir saat. Ha, bu imkansıza çok yakın değil, ayrı.
2) Daytona bence proporsiyon ve bileğe uyum konusunda muadillerinin çok ötesinde bir saat. Hayatımda kendimi en iyi hissettiğim Rolex diyebilirim. Özellikle göreli ince bilekleriniz varsa laps diye oturur, çıkarmak istemezsin. Speedy için aynı şeyi belli açılardan söyleyebiliriz ama tam karşılaştırmak güç. 42mm Speedy her ne kadar büyük dursada, kısa luglarıyla ince bilekleri de o kadar rahatsız etmez. Ama Daytona ile konfor yarışına girdiginde zorlanacağı kesin.
3) Bilezik konusunda Omega’nin sabitliği bol, tarihi hataları ile kullanıcılarını üzen bir marka ama son Speedy bu konuda gerçekten günah çıkartmış. Gerek taper’i gerekse ince ayarı ile bence Daytona’nın önüne bile geçebilir. Hem spor hem de chick sport bir saat haline getirmiş. Daytona ise hala Easy Linkten öteye geçemedi ki bu bence Rolex’in ayibi. Aslında isteseler neler yapabileceklerini Submariner ve Deepsea’dan biliyoruz oysa ki.
4) Biri kronometreli, biri otomatik olduğu için biraz elma vs armut olacak. Ama yine son nesil 3861 kalibre bence pek çok övguyu hak ediyor. Master Chronometer olması, güç rezervi ve güzel dekore edilmiş mekanizması oldukça cazip, harika bir revaskyon. Daytona ise piyasadaki en ince ve taş gibi mekanizmalardan birine sahip. Zaten Zenith dönemlerinden biliyoruz, en iyisini yapana kadar dışardan mekanizma almaya razı olacak kadar mükemmeliyetçi bir firma karşımızdaki.
5) Günlük kullanım açısından Speedy daha az dikkat çekici bir saat, Daytona hele panda konfigürasyonu ve ceramic bezel ile daha çok ben burdayım diyor. Bir diğer konuda su geçirmezlik mevzusunda ki bu konuda Omega direkt sınıfta kalıyor, ama bunu dert etmez ben plaja zaten saat takmadan giderim diyorsanız siz bilirsiniz bence sorun yok. Ben, kişisel olarak saatlerimi suya sokmaktan imtina etmeyen biri olarak bunu deal breaker olarak görüyorum.
6) Kronograf düğmeleri ve kasa tasarımı konusunda da birkaç laf edelim. Ben kilitli kronograf düğmesini kullanım zorluğuyla açısından sıkıntılı buluyorum açıkçası ama görsel ve su geçirmezlik katkısı açısından da bir o kadar önemli. Speedy için de yıllarca bir kurma kolu, crown sorunu vardı ki bu modelle artık rahatlıkla kurulabilir bir saat oldu diyebiliriz, ayrıca düğme hissiyatı her ikisinde de çok keyifli.
Evet, yazıkça yorulduğum için yazıyorum artık. İsim, gücüm var. Toparlamak gerekirse her iki saat de harika, ikisi de ikonik ve alanı pişman etmeyecek güzellikler. Benim için toplamda (ikinci elde %100 primli alınmadıği takdirde) Daytona konfor ve kullanım rahatlığı açısından bir tık önde geliyor ama piyasaların koşullarını düşündüğümüzde o primli fiyatları da “bence” hak etmiyor. Bu arada Speedy’de çok zamlandı son 2 senede ama yine de değerini hak eden bir model. Böyle bakınca alabilen Daytona, alamayan Speedy alsın derim. Ama Daytona alamıyorum o zaman Speedy alayım tuzağına da düşmeyin. İkame saat her zaman tehlikeli bir tuzak. O kasinti icinizden hiç gitmeyebilir bu durumda pre ceramic modellere de bir göz atabilirsiniz derim.
1) Öncelikle Daytona’yı bayiden alman normal şartlarda mümkün değil, üzerine ciddi bir prim ödemek, gri markete veya ikinci elde almak gerekiyor. Speedy için böyle bir dert yok. Havaalanında bile alabilirsiniz, koluna takarsın. Bu açıdan bakınca Speedy çok öne geçiyor ama piyasada bulunabilirlik hipotetik olarak eşit olduğu bir dünya kurarsak, fiyat politikasına bakıldığında bence işin rengi değişiyor. Bayi fiyatından alındığı takdirde bence Daytona, Speedy’den çok daha üstün bir saat. Ha, bu imkansıza çok yakın değil, ayrı.
2) Daytona bence proporsiyon ve bileğe uyum konusunda muadillerinin çok ötesinde bir saat. Hayatımda kendimi en iyi hissettiğim Rolex diyebilirim. Özellikle göreli ince bilekleriniz varsa laps diye oturur, çıkarmak istemezsin. Speedy için aynı şeyi belli açılardan söyleyebiliriz ama tam karşılaştırmak güç. 42mm Speedy her ne kadar büyük dursada, kısa luglarıyla ince bilekleri de o kadar rahatsız etmez. Ama Daytona ile konfor yarışına girdiginde zorlanacağı kesin.
3) Bilezik konusunda Omega’nin sabitliği bol, tarihi hataları ile kullanıcılarını üzen bir marka ama son Speedy bu konuda gerçekten günah çıkartmış. Gerek taper’i gerekse ince ayarı ile bence Daytona’nın önüne bile geçebilir. Hem spor hem de chick sport bir saat haline getirmiş. Daytona ise hala Easy Linkten öteye geçemedi ki bu bence Rolex’in ayibi. Aslında isteseler neler yapabileceklerini Submariner ve Deepsea’dan biliyoruz oysa ki.
4) Biri kronometreli, biri otomatik olduğu için biraz elma vs armut olacak. Ama yine son nesil 3861 kalibre bence pek çok övguyu hak ediyor. Master Chronometer olması, güç rezervi ve güzel dekore edilmiş mekanizması oldukça cazip, harika bir revaskyon. Daytona ise piyasadaki en ince ve taş gibi mekanizmalardan birine sahip. Zaten Zenith dönemlerinden biliyoruz, en iyisini yapana kadar dışardan mekanizma almaya razı olacak kadar mükemmeliyetçi bir firma karşımızdaki.
5) Günlük kullanım açısından Speedy daha az dikkat çekici bir saat, Daytona hele panda konfigürasyonu ve ceramic bezel ile daha çok ben burdayım diyor. Bir diğer konuda su geçirmezlik mevzusunda ki bu konuda Omega direkt sınıfta kalıyor, ama bunu dert etmez ben plaja zaten saat takmadan giderim diyorsanız siz bilirsiniz bence sorun yok. Ben, kişisel olarak saatlerimi suya sokmaktan imtina etmeyen biri olarak bunu deal breaker olarak görüyorum.
6) Kronograf düğmeleri ve kasa tasarımı konusunda da birkaç laf edelim. Ben kilitli kronograf düğmesini kullanım zorluğuyla açısından sıkıntılı buluyorum açıkçası ama görsel ve su geçirmezlik katkısı açısından da bir o kadar önemli. Speedy için de yıllarca bir kurma kolu, crown sorunu vardı ki bu modelle artık rahatlıkla kurulabilir bir saat oldu diyebiliriz, ayrıca düğme hissiyatı her ikisinde de çok keyifli.
Evet, yazıkça yorulduğum için yazıyorum artık. İsim, gücüm var. Toparlamak gerekirse her iki saat de harika, ikisi de ikonik ve alanı pişman etmeyecek güzellikler. Benim için toplamda (ikinci elde %100 primli alınmadıği takdirde) Daytona konfor ve kullanım rahatlığı açısından bir tık önde geliyor ama piyasaların koşullarını düşündüğümüzde o primli fiyatları da “bence” hak etmiyor. Bu arada Speedy’de çok zamlandı son 2 senede ama yine de değerini hak eden bir model. Böyle bakınca alabilen Daytona, alamayan Speedy alsın derim. Ama Daytona alamıyorum o zaman Speedy alayım tuzağına da düşmeyin. İkame saat her zaman tehlikeli bir tuzak. O kasinti icinizden hiç gitmeyebilir bu durumda pre ceramic modellere de bir göz atabilirsiniz derim.