Baykal'ın sesini duyduğumda içimde anlam veremediğim bir karışıklık oluşuyor. Bu durum, beni aklıma hemen merhum Kısakürek'in bir şiirini getiriyor. O dönemde kaleme alınan bu şiirde farklı duygular ve değişik bir ruh hali vardı. Elbette, 1927 yılında yazılmış olan bu şiirin doğrudan Baykal ile ilişkili olmadığını biliyorum, ancak ilk satırları bugünü işaret eder gibiydi: "Hangi duygu, derinlere dokundu da, içime gizli bir alev salkımı düştü?" Baykal, 32. gün programında sakin kalmaya çalışırken "üzgünüm" diyerek duruyor. Oysa kişisel siyasi serüveninin temel özeti, tek kelimeyle "öfke"ydi! Bu durumu adeta anlatan merhum şairin dizeleri de vardı: "Hangi kabus sardı seni rüyalarında, ansızın cehennem sularında kaynarken?" M.Nedim Hazar'ın bu yazısından esinlenilmiştir. (Kaynak:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
)