Edward Hopper'ın "Little Boy Looking at the Sea" tablosu. Hopper henüz 9 yaşındayken karnesinin arkasına çizdiği bir eser. Yalnızlığı barındırıyor, her seferinde beni benden alan bir sanat eseri. Sanat eleştirmeni veya sanat alanında eğitim almış biri değilim, fakat tabloları incelemek, sanat eserlerine bakmak çok hoşuma gidiyor. Bazılarından inanılmaz bir haz duyduğumu hissediyorum, Edward Hopper'ın denize bakan küçük çocuk tablosu da tam olarak onlardan biri.
Bakarken kendi çocukluğumdan bir sahneyi anımsıyorum. Belki gerçekten öyle bir sahne yaşamışımdır, belki de hiç yaşamadım. Ancak kesinlikle o duygu içinde bulunmuşum ve bunu betimleyememişim. Bu tabloda her şey yerli yerine oturmuş gibi. Küçük çocuğun deniz kıyısındaki yapayalnızlığı, uzaklara bakışı, başının hafif eğik oluşu, ellerini arkadan bağlarkenki büyümekle büyümemek arasında kalışı... hepsi... Resim yeteneğim olsa böyle bir şey çizerdim herhalde dedirten, çok sevdiğim bir tablo.
Bakarken kendi çocukluğumdan bir sahneyi anımsıyorum. Belki gerçekten öyle bir sahne yaşamışımdır, belki de hiç yaşamadım. Ancak kesinlikle o duygu içinde bulunmuşum ve bunu betimleyememişim. Bu tabloda her şey yerli yerine oturmuş gibi. Küçük çocuğun deniz kıyısındaki yapayalnızlığı, uzaklara bakışı, başının hafif eğik oluşu, ellerini arkadan bağlarkenki büyümekle büyümemek arasında kalışı... hepsi... Resim yeteneğim olsa böyle bir şey çizerdim herhalde dedirten, çok sevdiğim bir tablo.