Güneşin metin arolat'ın vefat haberiyle gözlerimi açtım. Boğazıma bir şey oturdu, yutkunamadım. Ardından gözümden pıt pıt birkaç damla yaş düştü. Aslında 1995 yılında çıkan "dert değil" adlı şarkısına dair pek bir şey bilmiyordum. Ama şarkı ve klip benim için o kadar dönüştürücü olmuştu ki, metin arolat'ı kendimi de şahsi tarihçemin bir parçası olarak geçmişime mihlamışım. 16 yaşındaydım, çocukluktan ergenliğe dikey geçişimin fon müziği olmuştu. Şimdi metin arolat vefat edince, sanki o tedirgin, sabırsız, telaşlı, meraklı, yeniyetme ve umut dolu ilk gençliğim de sonsuza kadar ellerimin arasından kayıp gitmiş gibi hissediyorum. Hayat böyle bir şey işte. Dünyanın en iyi şarkısını yazmanız gerekmez, hiç detone olmadan söylemeniz de gerekmez. Yaptığınız iş mükemmel değildir ama karşınızdakine öyle bir temas eder ki, ortaya çıkan sonuç mükemmel ve kalıcı olur. Başım sağolsun.