İki yıl kadar önce buradaki birine dijital göçebe vizesi hakkında soru sormuştum. O zamanlar dijital göçebe olmakla ilgili yüzeysel bir bilgiye sahiptim ve bu yaşam tarzının bana uygun olup olmadığını kestiremiyordum. Biraz araştırıp tamamen böyle yaşama fikrini düşünüyordum. Konuşmalarımızın sonunda, "bence sen zaten dijital göçebesin; sadece adını koymamışsın," dedi. O an dijital göçebe olma fikri, tam anlamıyla içselleştirilmiş bir yaşam tarzının işareti gibi geldi. Çünkü zaten ben hep böyle yaşıyordum.
Sonrasında bu yaşam tarzını daha derinlemesine düşündüm ve gerçekten de son iki yıldır tamamen bu yaşam tarzına dönüştüğümü fark ettim. Artık nereye seyahat edeceğim ve her ayı nerede bitireceğim konusunda kesin bir plan yapmıyorum. Bu serbestlik, bazen sadece bir etkinliği ya da keşfedilmemiş bir yeri görmek için bile ülke değiştirmeme neden oluyor. Hayatım, bir yeri tam olarak nerede bitireceğimi bilmediğim, ancak her anında özgürlüğü ve keşfi deneyimlediğim bir maceraya dönüştü.
Yaklaşık altı yedi yıldır uzaktan çalışıyorum. Bu noktada, yıllar önce "bunu yapabilir miyim?" diye sorduğum cümleler, şimdi oldukça uzak ve neredeyse gerçek dışı görünüyor. Artık, dünyanın dört bir yanındaki çeşitli yerlerde çalışma fırsatım var. Hiçbir yere ait olmadan, dilediğim yere gidebilme özgürlüğü mükemmel bir duygu. Her gün yeni bir kültürle tanışmak, farklı şehirlerin enerjisini hissetmek, ve belki de sabahları farklı bir şehirde uyanmak gerçekten hayatı renklendiriyor.
Ancak, bu yaşam tarzının da bazı zorlukları var. İşimi yaparken, birlikte çalıştığım bir ekip var ve bu ekip üyeleri farklı zaman dilimlerinde bulunuyorlar. Bu yüzden, çalışma saatlerimi onların programlarına göre düzenlemem gerekiyor. Saat farkları bazen yorucu olabiliyor ve gününüzün bazı bölümleri geceye sarkabiliyor. Ama bu tür zorluklara rağmen, bu yaşam tarzının sunduğu özgürlük ve çeşitlilik kesinlikle buna değer. Her zorluk, yeni bir deneyim ve kişisel bir gelişim fırsatı olarak değerlendiriliyor.
Dijital göçebe olmak, yalnızca bir iş modelinden fazlası; bu, hayatın her anını dolu dolu yaşama ve kendi sınırlarını aşma yolunda bir serüven. Gelecek ay nereye gideceğimi bilmemek bazen kafa karıştırıcı olabilir, ama aynı zamanda bu belirsizlik, yaşamımı daha da renklendiriyor. Bu da bana her güne başlamak için dopdolu bir enerji veriyor. Bu yaşam tarzı bana sadece iş ve seyahat değil, aynı zamanda kendi kimliğimi bulma yolunda da eşsiz bir fırsat sundu sanırım.
Sonrasında bu yaşam tarzını daha derinlemesine düşündüm ve gerçekten de son iki yıldır tamamen bu yaşam tarzına dönüştüğümü fark ettim. Artık nereye seyahat edeceğim ve her ayı nerede bitireceğim konusunda kesin bir plan yapmıyorum. Bu serbestlik, bazen sadece bir etkinliği ya da keşfedilmemiş bir yeri görmek için bile ülke değiştirmeme neden oluyor. Hayatım, bir yeri tam olarak nerede bitireceğimi bilmediğim, ancak her anında özgürlüğü ve keşfi deneyimlediğim bir maceraya dönüştü.
Yaklaşık altı yedi yıldır uzaktan çalışıyorum. Bu noktada, yıllar önce "bunu yapabilir miyim?" diye sorduğum cümleler, şimdi oldukça uzak ve neredeyse gerçek dışı görünüyor. Artık, dünyanın dört bir yanındaki çeşitli yerlerde çalışma fırsatım var. Hiçbir yere ait olmadan, dilediğim yere gidebilme özgürlüğü mükemmel bir duygu. Her gün yeni bir kültürle tanışmak, farklı şehirlerin enerjisini hissetmek, ve belki de sabahları farklı bir şehirde uyanmak gerçekten hayatı renklendiriyor.
Ancak, bu yaşam tarzının da bazı zorlukları var. İşimi yaparken, birlikte çalıştığım bir ekip var ve bu ekip üyeleri farklı zaman dilimlerinde bulunuyorlar. Bu yüzden, çalışma saatlerimi onların programlarına göre düzenlemem gerekiyor. Saat farkları bazen yorucu olabiliyor ve gününüzün bazı bölümleri geceye sarkabiliyor. Ama bu tür zorluklara rağmen, bu yaşam tarzının sunduğu özgürlük ve çeşitlilik kesinlikle buna değer. Her zorluk, yeni bir deneyim ve kişisel bir gelişim fırsatı olarak değerlendiriliyor.
Dijital göçebe olmak, yalnızca bir iş modelinden fazlası; bu, hayatın her anını dolu dolu yaşama ve kendi sınırlarını aşma yolunda bir serüven. Gelecek ay nereye gideceğimi bilmemek bazen kafa karıştırıcı olabilir, ama aynı zamanda bu belirsizlik, yaşamımı daha da renklendiriyor. Bu da bana her güne başlamak için dopdolu bir enerji veriyor. Bu yaşam tarzı bana sadece iş ve seyahat değil, aynı zamanda kendi kimliğimi bulma yolunda da eşsiz bir fırsat sundu sanırım.