Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Dîn-i İlâhî

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Dîn-i İlâhî, 1582'de Bâbür İmparatoru Ekber Şah tarafından kurulan ve o bölgede hâkim olan Budizm, Cayinizm, Hristiyanlık, Hinduizm, İslam, Sihizm, Zerdüştlük (diğer adıyla Mecusîlik) gibi dinleri birleştirmeyi ve böylece tebaasının tek bir dine inanmasını öngören yeni bir dinin adıdır. [[Dosya:AbulFazlPresentingAkbarnama.jpg|küçükresim|upright=1.36|Ekber Şah'ın müridlerinden Ebu'l-Fazl ibn Mubarek, Ekber-Nâme'yi Ekber Şah'a sunarken.]] Kuruluşu Ekber Şah, farklı dinlere sahip olan tebaasını ortak tek bir din çatısı altında birleştirme projesiyle kendine mahsus ve birlik içinde bir imparatorluk kurmaya çalışmış, bu amaçla Senkretik bir din kurmayı plânlamıştır. Tebaasının manevî liderliğini üstlenmeyi amaçlayan Ekber Şah, farklı dinlerin âlimlerini kendisine bağlamaya çalıştı. 1580'lere doğru Zerdüştlüğe meyleden Ekber Şah, bir süre bir Zerdüşt gibi yaşayarak sarayda gece gündüz ateş yakılmasını emredip bu ateşin söndürülmemesi görevini Ebu-l Fadl'a verdi. Ekber Şah, aynı dönemde Caynizm ve Sih inançlarının temsilcilerini de sarayında bulundurdu. 1579 yılından itibaren, Portekizli işgalcilerle birlikte gelen Cizvit papazlarını da sarayında uzun süre misafir etti. Hristiyanlığı öğrenmeye heves edip Cizvitlere İncil'i tercüme ettirdi, kilise kurmalarına müsaade edip çocuklarının eğitimiyle onları görevlendirdi. Fakat teslis inancını kabullenemedi. Ekber Şah, sulh-i küllî düşüncesini Müslümanlara kabul ettirmek için onlar üzerinde manevî otorite kurmanın yollarını aradı ve halk arasında o zamanlar yaygın olan mehdiyet düşüncesini kullandı. Bu düşünceye karşı en büyük engel olarak ulemâyı gördü. 1575'te başkent Fetihpur Sikri'de Divanhane adı verilen bir ibadethane yaptırıp burada Sünnî ve Şiî Müslüman âlim, edip ve mutasavvıfları bir araya getirerek dinî konularda münâzaralar tertip etti. Bu toplantılara katılan ulemâ arasındaki şahsî çekişmeler, ulemanın zaafları ve şer'î meselelerdeki anlaşmazlıkları öne çıkarılıp ulemâ ve hocaların Müslümanlar üzerindeki itibarları ve güvenilirliklerini yıprattı. Bu toplantılara daha sonra Hindu, Hristiyan ve Mecûsî âlimleri de davet eden Ekber Şah, onlara İslâm aleyhine konuşmaya müsaade etti. Bu toplantılarda İslâm'ın bedevî bir millete geldiği, Babür halkı gibi yüksek bir millete uygun olmadığı, vahyin akla aykırı olduğu, Kur'ân'ın Allah kelamı olmadığı görüşleri dile getirildi. 1579 yılında Fetihpur Sikri Ulu Camii'nde minbere çıkan Feyzi en-Nagori, Ekber Şah'ın ilâhî mertebeye yüceltildiğini ifâde eden manzûm bir hutbeyi okuyarak onu müctehid-i zaman ilan etti. Ebu'l-Fadl'a göre de Ekber Şah zamanın imamıydı, insanların Allah'ın rızasını kazanabilmeleri için o hangi yolu, hangi mezhebi seçerse, ona tâbi olmaları şarttı. Tâcü l-ârifîn lakâbıyla şöhret bulmuş Şeyh Zekeriya, insan-ı kâmil sözüyle kastedilenin Ekber Şah olduğunu ve ona mutlak itâatin dinin emirlerinden olduğunu iddia ederek ona kıble-i murâdât (ona yönelince muratların gerçekleşeceği kıble) adını vermiş, bu iddialarını delillendirmek için hadis uydurmaktan çekinmemişti. Öte yandan Ekber Şah, Taceddin Ayodhanî ile de dostluk kurmuş, bu zat vasıtasıyla Abdülkerim Cilî'nin insan-ı kâmil öğretisini kendisine uyarlamış ve kendi inancına mensup takipçilerinden huzurunda secdeye kapanmalarını istemiştir. Bâzı Brahmanlar da Ekber Şah'ın Vişnu'nun avatarı olduğunu söyleyerek onu Hinduların mabudu konumuna getirmiş, ona bağlılığın dört mertebesi olarak mal, can, namus ve dinin feda edilmesi gerektiğini, buna karşılık hikmet, şecaat, iffet ve adâletin elde edileceğini ilân etmişlerdi. Özellikleri Dîn-i İlâhî, on erdeme sahip olmayı emretmiştir. Bunlar cömertlik, kötü davranışlardan kaçınmak ve öfkeye hâkim olmak, dünyevî zevklerden el çekmek, dünyevî bağlardan ve meşgalelerden azâde olmak, takvâ, züht, basîret, yumuşaklık, şefkat, Allah'a bağlılık ve O'na ulaşmanın özlemini duyarak rûhun kirlerden arındırılmasıdır. Bu din şehvet düşkünlüğü, iftira ve gurur gibi günahları şiddetle yasaklıyor, insanlar arasında eşitlik, âlicenaplık, takva, hürriyet, sabır, perhiz, sıdk, ihtiyat, nezâket gibi faziletleri esas alıyordu. İslâm'da ve bütün büyük dinlerde ortak olan bu prensiplere Cainizm'deki canlı hiçbir şeyi öldürmeme ve Katoliklerin bekârlık prensibi de dâhil edilmişti. Yeni dinde âhiret inancı yerine tenasüh benimsenmişti. Ekber, kutsal bir kitaba sahip olduğunu iddiasında bulunmamış ve bir din adamı sınıfı da ihdas etmemiştir. Bu dinin inançla ilgili prensipleri şunlardı. Mutlak kudret sahibi bir Allah vardır. Güneş, Dünya'nın nimetidir. Onunla ilgili belirli anlarda özel âyinler yapılmalıdır. Ekber Şah, zamanın maddî ve manevî önderidir. Ona bağlılık mal, can, namus ve dinde fedakârlığı gerektirir. Dîn-i İlâhî'ye göre günde dört kere Güneş'e ibâdet ve her gün bin defa Güneş'in adını anmak gerekliydi. Ekber, öğleden sonra belli bir vakitte güneşin alçalmasına hürmeten eğer at üzerindeyse atından iner, uykudaysa uyanırdı. Güneş'in saltanat günü olarak kabul edilen Pazar günü düzenlenen kabul töreninde mürit adayı Şah'a yaklaşarak başındaki sarığı onun ayakları dibine bırakır, Şah da sarığı yerden alıp tekrar adayın başına koyarak onu dine kabul eder, müritten Ekber Şah'a bağlılığın dört mertebesi olarak mal, can, din ve nâmusunu fedâ edeceğine dâir sadâkat yemini etmesi istenirdi. Ekber Şah'ın icat ettiği takvim-i ilâhî'ye göre Şah'ın tahta çıkması, nevruz ve mihrican gibi bayramlar kutlanır, bu bayramlara dinî bayramlardan daha çok önem verilirdi. Bu dönemde herkesin istediği dine girmesine, dinî vazifelerini yerine getirip ibâdethane açmalarına, fâizle borç verilmesine, eğlence yerlerinin ve kumarhanelerin devlet kontrolünde açılmasına izin verildi. Şarap içmek serbest bırakıldı, devlet tarafından içki satılan dükkânlar açıldı. Nevrûz günü şarap içmek farz olarak ilân edildi. Yayılması Ekber Şah'ın yeni bir din oluşturma çabasına karşı İslâm âlimi İmâm-ı Rabbânî'nin büyük mücadele vererek ve Ekber Şah'ı eleştirerek bu dinin çok yaygınlaşmasını önlediği, ancak üst düzey devlet yöneticileri arasında yayıldığı kabul edilir. Kaynakça Kategori:Orta Çağ'da Hindistan Kategori:Babür İmparatorluğu Kategori:Dinî çoğulculuk Kategori:Ekber Şah Kategori:Senkretizm
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri