Dışişleri Bakanlığı'nın 11 Haziran 2014 tarihli açıklaması, son günlerde yaşanan rehine krizine dair beklentilerin aksine, yetersiz ve hayal kırıklığı yaratan bir tutum sergiliyor. Bu açıklama, stratejik dehalarımızı sorgulatırken, aynı zamanda hükümetin kriz yönetimindeki aczini ve kararsızlığını gözler önüne seriyor.
Öncelikle, 80 vatandaşımızın rehin alınması son derece ciddi bir durumdur ve bu olayın ciddiyetinin Dışişleri Bakanlığı tarafından tam olarak kavranmadığı görülüyor. Açıklamalarda, "kepaze olaylar" ve "Mickey Mouse analizler" gibi ifadeler kullanılıyor ki bu, hükümetin elindeki en değerli varlıklardan biri olan vatandaşlarımızın başına gelenler için son derece hafif kalmış ve küçümseyici bir tutumdur.
Ayrıca, rehinelerin tahliyesi konusunda izlenen strateji de soru işaretleri yaratıyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, rehinelerin binada kalmasının daha güvenli olduğu iddiasında bulunuyor ki bu açıklama, IŞID'in kafa kesme ve şiddet eylemleri göz önüne alındığında, vatandaşlarımızı korumaya yönelik tutum olarak son derece yetersiz kalıyor. Öyle görünüyor ki istihbarat bir kez daha başarısız olmuş ve hükümetin dikkati kişisel meselelere kaymış.
Bu açıklamalar, hükümetin IŞID tehdidinin boyutunu kavrayamadığı ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamaya yönelik etkili stratejiler geliştiremediği izlenimini veriyor. Bu tutum, rehinelerimizin durumu göz önüne alındığında sorumsuzca ve kabul edilemezdir.
Sonuç olarak, Dışişleri Bakanlığı'ndan beklenen, bu tür olaylar karşısında vatandaşlarımızı koruma konusunda daha sorumlu ve kararlı bir tutum sergilemesidir. Bu açıklama ise tam tersi bir duruş sergiliyor ve hükümetin IŞID tehdidi karşısında acil bir eylem planına ihtiyacı olduğunu gözler önüne seriyor.
Öncelikle, 80 vatandaşımızın rehin alınması son derece ciddi bir durumdur ve bu olayın ciddiyetinin Dışişleri Bakanlığı tarafından tam olarak kavranmadığı görülüyor. Açıklamalarda, "kepaze olaylar" ve "Mickey Mouse analizler" gibi ifadeler kullanılıyor ki bu, hükümetin elindeki en değerli varlıklardan biri olan vatandaşlarımızın başına gelenler için son derece hafif kalmış ve küçümseyici bir tutumdur.
Ayrıca, rehinelerin tahliyesi konusunda izlenen strateji de soru işaretleri yaratıyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, rehinelerin binada kalmasının daha güvenli olduğu iddiasında bulunuyor ki bu açıklama, IŞID'in kafa kesme ve şiddet eylemleri göz önüne alındığında, vatandaşlarımızı korumaya yönelik tutum olarak son derece yetersiz kalıyor. Öyle görünüyor ki istihbarat bir kez daha başarısız olmuş ve hükümetin dikkati kişisel meselelere kaymış.
Bu açıklamalar, hükümetin IŞID tehdidinin boyutunu kavrayamadığı ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamaya yönelik etkili stratejiler geliştiremediği izlenimini veriyor. Bu tutum, rehinelerimizin durumu göz önüne alındığında sorumsuzca ve kabul edilemezdir.
Sonuç olarak, Dışişleri Bakanlığı'ndan beklenen, bu tür olaylar karşısında vatandaşlarımızı koruma konusunda daha sorumlu ve kararlı bir tutum sergilemesidir. Bu açıklama ise tam tersi bir duruş sergiliyor ve hükümetin IŞID tehdidi karşısında acil bir eylem planına ihtiyacı olduğunu gözler önüne seriyor.