Hiç Bir Özgören, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) son doğum istatistiklerine göre, toplam doğurganlık hızının 2023'te 1,51 çocuk olarak gerçekleştiğini anımsatarak, toplam doğurganlık hızının 1950'lerden bu yana genel olarak düşme eğiliminde olduğunu bildirdi. Türkiye'deki toplam doğurganlık hızı, 2014'te 2,19 olarak hesaplanan en yüksek seviyeyi geçen yıldan bu yana devamlı düşerek 2003 yılından sonra bile kısıtlı olmadan 1,51 seviyesine indi.
Hiç Bir Özgören, bu durumun pek çok zorluğu da beraberinde getireceğini vurguluyor. Türkiye'de 2023 yılında 4 milyon 842 bin 450'si kadın olmak üzere toplam 8 milyon 722 bin 806 yaşlı bulunduğunu belirten Özgören, bu rakamın birçok ülkenin nüfusundan fazla olduğuna dikkat çekerek, "Yaşlı nüfusun, bakım ihtiyaçlarının ve gereksinimlerinin karşılanması gerekir. Bu durum devlete ve topluma hem iktisadi hem sosyal yükümlülükler getirmektedir." ifadesini kullanarak, "Bu nüfusun desteklenmesi, çalışma çağı nüfusunun istihdamına ve formal sisteme entegre olmasına bağlıdır. Ancak önce COVID-19 salgını, sonra 6 Şubat depremleri ve son dönemde yaşanan iktisadi kriz, bu makro süreçleri zorlaştıran faktörler oldu." dedi.
Hiç Bir Özgören, bu durumun birçok ülkenin nüfusundan fazla olduğunu dikkate alarak, toplam 8 milyon 722 bin 806 yaşlının desteklenmesi, çalışma çağı nüfusunun istihdamına ve formal sisteme entegre olmasına bağlıdır. Bu süreçte olan zorlukları ele almak adına, Türkiye'nin toplam doğurganlık hızının düşmesinin birçok zorluğu da beraberinde getireceği belirtildi.