Başlık karakter sınırına takıldı. Bir asosyal tiplemesi şöyle: seyrek saç, eşşek kadar simsiyah bir sırt çantası, kulak üstü kulaklık (JBL, Marshall gibi markalar), maymun gibi tüm vücudu saran kıllar, yaz/kış eksik olmayan ter, 10-15 arası fazla kilo, kirli sakal, ateizm, sevgilisizlik, bitmez tükenmez bir oyun muhabbeti (ben de oynuyorum da işyerindeki kızlara Commander Shepard'ı övecek kadar değil). 4-5 tane tanıdım ve hepsi de bu şekilde. Diğer ortak noktaları:
- Nerde ne konuşacağını bilmezler, ulu orta, iş ortamında "taşşak geçmek" deyimini kullanabilirler.
- Hızlı konuşurlar, bir sikim anlaşılmaz. Diksiyon, tonlama falan hak getire.
- Çok fazla yabancı dilde kelime kullanırlar, öyle ki, İngilizce bilmeyen anlamaz ancak "when did you invented ..." hatasını da yapmakta bir beis görmezler.
- Sosyal açıdan yetersizler, sonradan insan görmüşlerdir, iki kelimeyi bir araya getiremezler dolayısıyla restoranda yemeğin içeriğini sorduktan sonra "tamam, alıyorum." cümlesini kurabilir, sen utanırsın.
En son karşılaştığım bu tipi, stajyerim olmakta, söylediğim saatten 15 dk sonra yanına gidebildim bugün. Gidince söylediğim ilk şey "kusura bakma ya, merh..." iken lafımı kesip "geciktiniz biraz???" dedi, kusuru musuru bir kenara bırakıp "allah allah, bekle bi şey olmaz " dedim ama rahat edemedim kafayı yemek üzereyim, su insanlara bir çözüm bulmalı. Halka karışma dersleri falan vermeli belediyeler.
*Edit: Diz altı capri ve japonca merakı*
- Nerde ne konuşacağını bilmezler, ulu orta, iş ortamında "taşşak geçmek" deyimini kullanabilirler.
- Hızlı konuşurlar, bir sikim anlaşılmaz. Diksiyon, tonlama falan hak getire.
- Çok fazla yabancı dilde kelime kullanırlar, öyle ki, İngilizce bilmeyen anlamaz ancak "when did you invented ..." hatasını da yapmakta bir beis görmezler.
- Sosyal açıdan yetersizler, sonradan insan görmüşlerdir, iki kelimeyi bir araya getiremezler dolayısıyla restoranda yemeğin içeriğini sorduktan sonra "tamam, alıyorum." cümlesini kurabilir, sen utanırsın.
En son karşılaştığım bu tipi, stajyerim olmakta, söylediğim saatten 15 dk sonra yanına gidebildim bugün. Gidince söylediğim ilk şey "kusura bakma ya, merh..." iken lafımı kesip "geciktiniz biraz???" dedi, kusuru musuru bir kenara bırakıp "allah allah, bekle bi şey olmaz " dedim ama rahat edemedim kafayı yemek üzereyim, su insanlara bir çözüm bulmalı. Halka karışma dersleri falan vermeli belediyeler.
*Edit: Diz altı capri ve japonca merakı*