AKP, her ikisini de kendi potasında erittiği için bugün bakıldığında arada fark yok gibi gözükse de aslında bu iki parti, iki ayrı akımın temsilcileriydi. DYP, toprak ağası Menderes'in DP geleneğinden geliyordu. Tabanı tarım burjuvazisi, toprak sahipleri, köylüler ve köyden kente göçen yoksullardı. Ideolojik çizgisi kasaba milliyetçiliği, gelenekselcikti. 90'ların başlarında Ülkücüler ile çok yakın ilişkileri vardı. Yanılmıyorsam bir ara Ülkücüler DYP'yi ele geçirmeye çalışıp genel başkan adayı bile çıkarmışlardı. Özellikle Çiller, Akar dönemlerinde derin devlet, mafya, aşiret vb. odaklarla içli dışlı oldular. ANAP ise Özal kültüne bağlı bir lider partisiydi. Merkez sağ tarihini sahiplense de net bir geleneği yoktu. Bünyesinde milliyetçiler, liberaller, muhafazakarlar ve sosyal demokratlar olmak üzere 4 akım vardı. Tabanı çok genişti, herkese hitap edebiliyordu. Yeniliklere, küreselleşmeye açıktı. 80'lerde zirveye çıkan neoliberalizmin Türkiye temsilcisiydi. Bir ANAPlı namaz kılanlarla da gece kulübüne veya sanat galerisine gidenlerle de ilişki kurabilirdi. DYP'ye kıyasla ANAP daha piyasacı ve ideolojisizdi.