Freud, rüyaları görselleşmiş sözcükler olarak yorumlarken, belki de Breton'un rüyaya en yakın sanat disiplini olarak gördüğü 'sinema' ve 'yazın' arasında dolaylı bir ilişki olduğunu ifade ediyordu. Edebi eserlerin ve onların görselleşmiş versiyonlarının bu tür bir ilişkinin etkisi altında olabileceğini söylemek yanlış olmaz, sanırım. Benim aklıma gelen başarılı ve başarısız uyarlamalardan dörderini sıralayayım:
İyi Olanlar:
- Jan Svankmajer, Lesson Faust (1994): Üç farklı Faust uyarlamasından oluşan bu film, klasik bir eseri veya eserleri sürrealist bir bakış açısıyla nasıl okuyabileceğimizi gösterdiği için başarılı sayılabilir.
- Victor Nieuwenhuijs, Venus in Furs (1994): Leopold von Sacher-Masoch'un aynı adlı romanından uyarlanan bu film, acının şiirini ve derinliğini görsel bir dille anlattığı için başarılıdır.
- Walerian Borowczyk, Love Rites (1987): Andre Pieyre de Mandalargues'ın 'Tout Disparaitra' romanından uyarlanan bu film, bedenin erotik yönlerini ustaca ele alıp yeniden yorumladığı için başarılıdır.
- Marco Ferreri, Tales of Ordinary Madness (1981): Bukowski'nin aynı adlı eserinden uyarlanan bu film, günlük yaşamı şairane bir anlatıma, beklenmedik bir trajediye ve sözcüklerin ötesine taşıyan bir yapım olduğu için başarılı sayılabilir.
Başarısız Olanlar:
- Jesus Franco, Marquis de Sade's Justine (1969): Sade'ın eserini ucuz bir şekilde yorumlayan bu film, karakterleri yetersiz ve romanın ruhunu yansıtamayan bir şekilde ele aldığı için başarısızdır.
- Michel Gondry, L'Écume des Jours (Mood Indigo) (2013): Boris Vian'ın eserini aşırı bir şekilde şekillendirip onu asıl ruhundan uzaklaştırarak renkli bir reklam filmine dönüştürdüğü için başarısızdır.
- Leos Carax, Polax (1999): Herman Melville'in 'Pierre, or the Ambiguities' adlı eserinden uyarlanan bu film, Melville'in derin psikolojik öğelerini zorlama bir şekilde masalsılaştırarak yapısız bir yapım haline getirdiği için başarısızdır.
- Christophe Honoré, Ma Mère (2004): Georges Bataille'ın eserini gereksiz bir şekilde pornografiye dönüştürdüğü, dengesiz bir senaryo ve zayıf oyunculuklarla filmi sekteye uğrattığı için başarısızdır.
İyi Olanlar:
- Jan Svankmajer, Lesson Faust (1994): Üç farklı Faust uyarlamasından oluşan bu film, klasik bir eseri veya eserleri sürrealist bir bakış açısıyla nasıl okuyabileceğimizi gösterdiği için başarılı sayılabilir.
- Victor Nieuwenhuijs, Venus in Furs (1994): Leopold von Sacher-Masoch'un aynı adlı romanından uyarlanan bu film, acının şiirini ve derinliğini görsel bir dille anlattığı için başarılıdır.
- Walerian Borowczyk, Love Rites (1987): Andre Pieyre de Mandalargues'ın 'Tout Disparaitra' romanından uyarlanan bu film, bedenin erotik yönlerini ustaca ele alıp yeniden yorumladığı için başarılıdır.
- Marco Ferreri, Tales of Ordinary Madness (1981): Bukowski'nin aynı adlı eserinden uyarlanan bu film, günlük yaşamı şairane bir anlatıma, beklenmedik bir trajediye ve sözcüklerin ötesine taşıyan bir yapım olduğu için başarılı sayılabilir.
Başarısız Olanlar:
- Jesus Franco, Marquis de Sade's Justine (1969): Sade'ın eserini ucuz bir şekilde yorumlayan bu film, karakterleri yetersiz ve romanın ruhunu yansıtamayan bir şekilde ele aldığı için başarısızdır.
- Michel Gondry, L'Écume des Jours (Mood Indigo) (2013): Boris Vian'ın eserini aşırı bir şekilde şekillendirip onu asıl ruhundan uzaklaştırarak renkli bir reklam filmine dönüştürdüğü için başarısızdır.
- Leos Carax, Polax (1999): Herman Melville'in 'Pierre, or the Ambiguities' adlı eserinden uyarlanan bu film, Melville'in derin psikolojik öğelerini zorlama bir şekilde masalsılaştırarak yapısız bir yapım haline getirdiği için başarısızdır.
- Christophe Honoré, Ma Mère (2004): Georges Bataille'ın eserini gereksiz bir şekilde pornografiye dönüştürdüğü, dengesiz bir senaryo ve zayıf oyunculuklarla filmi sekteye uğrattığı için başarısızdır.