Tartışmasız bir gerçek: MSN, özellikle de Telsim'in Mycep tarifiyle, uzak mesafeli ilişkilerin resmi sponsoru gibiydi. Facebook gibi kompakt bir yapıya sahip olmayan bu yazılım, bir simülasyondan farksızdı. Sağ çerçevede arkadaşlık isteği göndermenizi bekleyen hatunlar vaadi yoktu; MSN dünyasında ne ekersen onu biçerdin. Bu platformda, dünyanın en tehlikeli ormanında, gecenin kör karanlığında, yakandaki kırmızı bir karanfil gibi yalnız beklerdin.
Ve sonra, "Ne olur beni de sevin!" notuyla, "Kız MSN'i" kavramı ortaya çıkar. Bu ifade, tüm gizlerin saklı olduğu bir kapıdır. Örneğin, benim ve eşimin 2005'te bu platform sayesinde tanıştığımız düşünülürse, yazarken elim ayağım titriyordu. Çevrimiçi olduğunda içim pır pır ederdi; titreşim gönderdiğinde apartman sallanırdı. Gitar çalan bir adamın telleri, popomu şaklatırdı!
"Mirc daha efsanedir" teorisi ise tamamen reddedilmelidir. Mirc, MSN'den farklı olarak laubali ve kontrolsüz bir platformdu; herkes her an ulaşılabilir durumdaydı. Bu, Adam Smith'in emek-değer teorisinin tam tersiydi. MSN'de kaldırılan bir hatunun marjinal ürün değeri, diğer tüm platformların marjinal verimliliğini aşardı.
Ayrıca, sadık erkekler için örtük maliyetler de vardı; diğer alternatiflerden vazgeçmenin maliyetiyle karşı karşıya kalırlardı. Tüm bu faktörleri göz önüne aldığımızda, MSN'de aşkların saygınlığa eriştiğini görürüz. Hayvan gibi bir mesai, 56k modem ve mangal gibi bir yürek isteyen bu platform, her an bir "cam" veya A4 Tech kamera isteyebilirdi.
Sonuç olarak, MSN'den sevgili yapmak, efsanevi bir neslin eseridir; emek, sabır ve mangal gibi yürek gerektiren bir maceradır!
Ve sonra, "Ne olur beni de sevin!" notuyla, "Kız MSN'i" kavramı ortaya çıkar. Bu ifade, tüm gizlerin saklı olduğu bir kapıdır. Örneğin, benim ve eşimin 2005'te bu platform sayesinde tanıştığımız düşünülürse, yazarken elim ayağım titriyordu. Çevrimiçi olduğunda içim pır pır ederdi; titreşim gönderdiğinde apartman sallanırdı. Gitar çalan bir adamın telleri, popomu şaklatırdı!
"Mirc daha efsanedir" teorisi ise tamamen reddedilmelidir. Mirc, MSN'den farklı olarak laubali ve kontrolsüz bir platformdu; herkes her an ulaşılabilir durumdaydı. Bu, Adam Smith'in emek-değer teorisinin tam tersiydi. MSN'de kaldırılan bir hatunun marjinal ürün değeri, diğer tüm platformların marjinal verimliliğini aşardı.
Ayrıca, sadık erkekler için örtük maliyetler de vardı; diğer alternatiflerden vazgeçmenin maliyetiyle karşı karşıya kalırlardı. Tüm bu faktörleri göz önüne aldığımızda, MSN'de aşkların saygınlığa eriştiğini görürüz. Hayvan gibi bir mesai, 56k modem ve mangal gibi bir yürek isteyen bu platform, her an bir "cam" veya A4 Tech kamera isteyebilirdi.
Sonuç olarak, MSN'den sevgili yapmak, efsanevi bir neslin eseridir; emek, sabır ve mangal gibi yürek gerektiren bir maceradır!