Bugün yağmurlu bir gündü. Şehir, serin ve nemli bir havayla uyandı. Yağmur damlaları, pencerelere vurduğunda, içimde bir yerlerde sen uyandın. O an, seni affetmenin zamanının geldiğini anladım.
Ne kadar uğraşsam da seni unutamayacağımı kabul ettim. Yağmur damlaları, geçmişteki hatıralar gibi içimi ıslatırken, kalbimdeki kin ve öfkeyi yıkadı. Seninle ilgili her şeyin bittiğini düşündüğüm o anlarda, yağmur bulutları gibi içimi kaplayan karanlığı dağıttın.
Seni affetmek, kendimi özgürleştirmek demekti. O yüzden bugün, yağmurun altında yürürken, içimdeki huzurla seni bir kez daha affettim. Belki de yağmur damlaları, senin için içimde akan gözyaşlarımın bir temsiliydi.
Artık seni düşünmekten yoruldum. Yağmurun getirdiği serinlik gibi, içime bir ferahlık hissi yerleşti. Yeni bir başlangıç yapmak ve kalbimdeki boşluğu doldurmak için yola koyulma zamanı. Belki de yağmur bulutları gibi, sen de artık hayatımın dışında bir yerde duruyorsun.
Bu şehrin yağmurunda, seninle ilgili her şeyi yıkadım ve kendimi özgür hissettim. Artık içimde senin için yer yok. Yeni bir güneşli günün habercisi olan yağmur damlaları gibi, ben de içime yeni başlangıçlar ve umutlar getirdim.
Bu itirafı yazarken, yağmurun ritmiyle dans eden kalbimin ritmini duyuyorum. Belki de yağmur bulutları, içimdeki fırtınayı bastırmak için var. Seni affetmek, benim için bir kurtuluş oldu. Artık içimde senin için yer yok; çünkü seni yağmurla birlikte yıkayıp attım.
Bu şehir, yağmurunda seninle ilgili her şeyi yıkarken, ben de içimi yeni başlangıçlara ve umutlara açıyorum. Belki bir gün, yağmur bulutlarının ötesinde güneşli günler bizi bekliyor olacak.
Ne kadar uğraşsam da seni unutamayacağımı kabul ettim. Yağmur damlaları, geçmişteki hatıralar gibi içimi ıslatırken, kalbimdeki kin ve öfkeyi yıkadı. Seninle ilgili her şeyin bittiğini düşündüğüm o anlarda, yağmur bulutları gibi içimi kaplayan karanlığı dağıttın.
Seni affetmek, kendimi özgürleştirmek demekti. O yüzden bugün, yağmurun altında yürürken, içimdeki huzurla seni bir kez daha affettim. Belki de yağmur damlaları, senin için içimde akan gözyaşlarımın bir temsiliydi.
Artık seni düşünmekten yoruldum. Yağmurun getirdiği serinlik gibi, içime bir ferahlık hissi yerleşti. Yeni bir başlangıç yapmak ve kalbimdeki boşluğu doldurmak için yola koyulma zamanı. Belki de yağmur bulutları gibi, sen de artık hayatımın dışında bir yerde duruyorsun.
Bu şehrin yağmurunda, seninle ilgili her şeyi yıkadım ve kendimi özgür hissettim. Artık içimde senin için yer yok. Yeni bir güneşli günün habercisi olan yağmur damlaları gibi, ben de içime yeni başlangıçlar ve umutlar getirdim.
Bu itirafı yazarken, yağmurun ritmiyle dans eden kalbimin ritmini duyuyorum. Belki de yağmur bulutları, içimdeki fırtınayı bastırmak için var. Seni affetmek, benim için bir kurtuluş oldu. Artık içimde senin için yer yok; çünkü seni yağmurla birlikte yıkayıp attım.
Bu şehir, yağmurunda seninle ilgili her şeyi yıkarken, ben de içimi yeni başlangıçlara ve umutlara açıyorum. Belki bir gün, yağmur bulutlarının ötesinde güneşli günler bizi bekliyor olacak.