Economic Genocide in Chile: Open Letter to Milton Friedman and Arnold Harberger, https://www.jstor.org/stable/4364704 Bir ekonomik topluluğun, birliğin ya da kuruluşun, ekonomik anlamda kendisinden daha zayıf olan rakibinin tüm kaynaklarını sömürmesi, ekonomik olarak çökertmesi durumudur. Ekonomik soykırım, serbest piyasa ekonomisinin (sınırlandırılmamış) geçerli olduğu koşullarda mümkündür. Piyasa koşulları, herkese eşit mesafede olmadığı için adil bir uygulama değildir. Serbest piyasa koşullarında her üretici ve tüketici, piyasada ideal olarak tüm ürün ve hizmetlere eşit yaklaşımdadır. Fakat bazı üreticilerin, arz-talep dengesinin bozulması sonucu fazla zenginleşip, tekel oluşturma çabasına girişmesi ile ekonomik soykırım başgösterir. Ekonomik soykırımın varolabilmesi için tek bir firmanın olması gerekmez. Birkaç firma ya da kuruluş, kendi aralarında tröst oluşturup, diğer piyasa unsurlarını elde edebilirler. Kartel anlayışı bu bağlamda tröste göre daha zayıftır. Çünkü kartelde firmalar ya da ekonomik oluşumlar tüzel kişiliklerini korumaktadırlar. Siyasi bağlamda bakılırsa, bir ülkenin, kendi çıkarları doğrultusunda başka bir ülke üzerinde; politik, askeri, sosyal, kültürel ve ekonomik üstünlük sağlamak amacı ile dengesiz üstünlük çabası ekonomik soykırıma örnek verilebilir. Amaç, diğer ülkenin ekonomik olarak bağımsızlığını kaybetmesi, ekonomik şantaj ile istenilen yaptırımların yapılmasını sağlamaktır. Ekonomik Soykırım tanımı ilk defa Prof. Dr. Andre Günder Frank tarafından "Economic Genocide in Chile: Open Letter to Milton Friedman and Arnold Harberger" makalesinde kullanılmıştır. Makaleye https://www.jstor.org/stable/4364704 link üzerinden ulaşabilirsiniz. Prof. Frank 1970 yılında Şili Devlet Başkanı olarak seçilen Salvador Allende Gossens'in ekonomi danışmanıydı. Sosyalist bir ekonomik program uygulamayı hedefliyorlardı. Ancak 11 Eylül 1973 tarihinde yapılan Amerika destekli askeri darbe sonucu Başkan Allende katledildi. Sonrasında da Amerika tarafından Prof. Milton Friedman kontrolünde "Şikago Çocukları" Şili'ye gönderilerek cunta hükümeti için yeni bir ekonomik program uygulamaya konuldu. Bu ekonomik programda özetle; 1. Bütün mal ve hizmetlerin fiyatları serbest bırakıldı. 2. Aynı anda para arzının artırıldı. 3. "Özgür" bir sermaye piyasasının sağlanması; o kadar serbest ki büyük firmalara sermaye akışına yardım etmenin ötesinde bu firmaların devletin denetim ve hatta muhasebesinin dışında kendi finansal araçlarını oluşturması sağlandı. 4. Bu finansal araçlar aynı zamanda parasal ödeme araçlarını artırmanın yanı sıra aynı zamanda paranın dolaşım hızının da artırılması sağlandı. Bunlar yapılarak Şili'de ekonomik olarak neler yapılmış oldu? 1. Enflasyon hızla yukarı çekildi. 2. İşçi ücretleri düşürüldü 3. Bu sayede işçilerden (yoksuldan) alınan servet sermayedara (zengine) aktarıldı. 4. Piyasanın özgürlüğü adına sendikaların pazarlık gücü azaltıldı ve ücret zamları engellendi. 5. Ülkenin varlıkları, fabrikaları ve şirketleri yabancı şirketlere ucuza satıldı. 6. Şili'de 20 milyon dönüm arazi yabancı şirketlere satıldı. 7. Sadece işçi ücretleri aynı zamanda işsizlik de artırıldı. Devletin sosyal güvenlik ve sağlık harcamaları da kesilerek özellikle sağlık hizmeti ücretli hale getirildi. 8. Arka arkaya devalüasyonlar yapılarak ülkenin para birimine değer kaybettirildi. 9. Getirilen gümrük tarifeleriyle yabancı şirketlerin ihtiyaç duyduğu ürünlerin ithalatı serbest bırakıldı. 10. Bu sayede ve yoksullaştırılan halkın düşen alım gücü sayesinde ithalat azaltıldı ve böylece dış ticaret dengesi ve ödemeler bilançosu makyajlandı. 11. Yoksullaştırıldığı için Şili halkının satın almaya gücü yetmediği yerel sanayi ve hatta gıda ürünleri ihraç edilerek cari açık makyajlandı. Prof. Dr. Andre Günder Frank yukarıda özetlenen süreci Şili halkına yapılan bir "Ekonomik Soykırım" olarak isimlendirmektedir. Bu açıklamalara dayanarak Ekonomik Soykırım "Bir ülkede hükümetin uyguladığı ekonomik politikalarla ülkenin sahip olduğu varlıkları (fabrikalar, tarlalar) yabancılara ucuza satması; halkını yoksullaştırarak ülke kaynaklarından sağlanacak refahın yabancılara aktarılması" şeklinde tanımlanabilecektir.