Bir adam, sarhoş bir şekilde "Sen çok güzel bir insansın" dedi, sesi alkolün etkisiyle fısıltıya dönüşmüştü. Gözlerime baktı, ben ise gözlerimi kaçırdım. İltifat almaya alışık değildim, kulaklarım mahçubiyet yaşarken, gözlerimse mahçuptu. Sadece gülümsedim. Sonra, "Seninle olmak heyecan verici olurdu" dedi. Sağ eli sol elimi tutarken kavradı, ama devamında gelen olasılıklarla dolu cümleyi beklememe gerek kalmadı. Gözlerine baktım, fakat onunkiler başka tarafa bakıyordu. Mahçubiyet dolu sözleri, karşılıklı mahçubiyetimizi pekiştirdi. Sabah uykudan uyandığında, yatağın boş tarafını görmek sana şaşırtıcı gelmedi. Eğer gözlerine bakabilseydim, karşında gördüğüm şey karşısında şaşıracağımı düşünmüyorum. Üç kelime, iki göz, tek bir anlam: "Çok eskiden rastlaşacaktık."