Geçtiğimiz günlerde sevgilime çok kızdım. Bir sözlük gibi, hata yaptı. Herkes hata yapar, ben de daha büyüklerini yapmıştım. O da benden önce hatalar yapmıştı. Her şey birbirleri ile ilintili, biliyorsunuz. Ben affetmeyi savunurum, sözlük. Birisi gerçekten pişman ise affedilmeyi hak eder. Onu benim hatamdan önce yaptıkları için affettim. Ama o beni hiç affedemedi. Karakter meselesi belki. Yapamadı işte. Beni affetmesini çok istedim, sözlük. Elimden geleni yaptım onun için. O da bunun farkında.
Daha da özel bir şey var biliyor musun? Bunların hepsi içimden geldi. Sonra o kızdığım geçen güne geldi gün. Ciddi bir hata yaptı, ilişki bitirecek boyutta. Affedeceğimi biliyordum, çünkü pişman olacağını biliyordum. O gece tek başıma içtim sözlük. Şarap son zamanlarda alışkanlık olmuştu. İçerken düşündüm ki hayatımda derinden etkileyen dört karar verdim. İlki çok küçüklükte gelen bir kariyeri düşünmemekti. Çok küçüktüm, pişman değilim. İkincisi lise üç yıllarımda piç adam olmak yerine efendi adam olmayı seçmekti. Tercihimi o yönde kullandım. Pişman değilim. Daha sonraki kararım o lise üçteki kıza tutulup aynı yerden başka bir şey düşünmemekti, illa Ankara olacaktı demekti. Kabul, istediğim şey de oradaydı ama yine de şart değildi. Pişman mıyım? Kesinlikle değilim. Son kararım ise üniversite hayatımı güzelleştiren karakterli bir kız ile alakalı. Lise aşkım bitmiş, farklı dünyaların insanı olmuşken, başka bir kızla çok mutlu oldum. Dile kolay üç yılım da onunla geçti. Ama sonlara doğru bu kız beni çok üzdü, sözlük. Ben de bu kıza yanlış yaptım, yerine başkasını aldım. İşte bu karar hayatımı değiştiren son karar oldu. Bu kararından çok ama çok pişmanım, sözlük.
Bu yeni kız beni çok sevdi, ben onu sevdim, o beni üzdü, ben onu daha çok üzdüm, ben pişman oldum, o daha az sevdi. Sonrasında bırakıp gitti. Hem de bu kızın gözü önünde beni dövmeye çalışan arkadaşlarının yanına. Bu kız beni çok hayal kırıklığına uğrattı, sözlük. Onunla yaşadığım şeyler için pişman değilim, ama onu seçtiğim için pişmanım. Beni kimse bunun kadar üzmedi, sözlük.
Daha da özel bir şey var biliyor musun? Bunların hepsi içimden geldi. Sonra o kızdığım geçen güne geldi gün. Ciddi bir hata yaptı, ilişki bitirecek boyutta. Affedeceğimi biliyordum, çünkü pişman olacağını biliyordum. O gece tek başıma içtim sözlük. Şarap son zamanlarda alışkanlık olmuştu. İçerken düşündüm ki hayatımda derinden etkileyen dört karar verdim. İlki çok küçüklükte gelen bir kariyeri düşünmemekti. Çok küçüktüm, pişman değilim. İkincisi lise üç yıllarımda piç adam olmak yerine efendi adam olmayı seçmekti. Tercihimi o yönde kullandım. Pişman değilim. Daha sonraki kararım o lise üçteki kıza tutulup aynı yerden başka bir şey düşünmemekti, illa Ankara olacaktı demekti. Kabul, istediğim şey de oradaydı ama yine de şart değildi. Pişman mıyım? Kesinlikle değilim. Son kararım ise üniversite hayatımı güzelleştiren karakterli bir kız ile alakalı. Lise aşkım bitmiş, farklı dünyaların insanı olmuşken, başka bir kızla çok mutlu oldum. Dile kolay üç yılım da onunla geçti. Ama sonlara doğru bu kız beni çok üzdü, sözlük. Ben de bu kıza yanlış yaptım, yerine başkasını aldım. İşte bu karar hayatımı değiştiren son karar oldu. Bu kararından çok ama çok pişmanım, sözlük.
Bu yeni kız beni çok sevdi, ben onu sevdim, o beni üzdü, ben onu daha çok üzdüm, ben pişman oldum, o daha az sevdi. Sonrasında bırakıp gitti. Hem de bu kızın gözü önünde beni dövmeye çalışan arkadaşlarının yanına. Bu kız beni çok hayal kırıklığına uğrattı, sözlük. Onunla yaşadığım şeyler için pişman değilim, ama onu seçtiğim için pişmanım. Beni kimse bunun kadar üzmedi, sözlük.