Devlet, Emlak Fiyatlarına Müdahale Etmemeli mi?
Kredi faizlerindeki düşüş, emlakçıların ve müteahhitlerin satılık daire fiyatlarını keyfi olarak %20-%50 artırmasına yol açmış ve bu durum alıcıları mağdur etmiş. 300.000 TL olan bir daire, artık 380.000 TL'ye ilana konuluyor. Müteahhitler, sıfır binalara yüksek miktarlarda kredi çekilmesini engelliyor. Bir vatandaş 300.000 TL değerinde bir daire için kredi çekmek istediğinde, müteahhit bu krediyi vermeyi reddediyor. Çünkü müteahhitler, dairelerin değerini devlete göre daha düşük göstererek vergiden kaçınıyorlar. Eğer vatandaş tüm fiyatı krediyle ödemek istediğinde, müteahhit mecburen devlete 300.000 TL'ye sattığını bildiriyor ve devlet "Sen benzer daireleri 150.000 TL'ye sattığını söylemiştin, neden şimdi 300.000 TL?" diye soruyor. Bu nedenle, müteahhitler vergi kaçırsınlar diye kredi çekilmiyor ve faizlerin düşmesi hiçbir anlam ifade etmiyor.
Bu soruna bir çözüm olarak, devlet emlak fiyatlarını belirleyebilir ve tapu devri sırasında izin verebilir. Böylece, vatandaşlar "Benim dairem 500.000 TL değerinde" diyerek abartılı fiyatlar talep edemeyecek ve orta sınıfın ev sahibi olma hayalleri suya düşmeyecektir. Devlet, "Senin bu fiyattan satacaksın, yoksa satmayacaksın" diyerek bir düzen ve adalet getirebilir. Elbette bu sistemin dezavantajları olacaktır ve orta sınıfın ev sahibi olma hayalleri zorlaşabilir. Ancak, serbest piyasa ekonomisine aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilebilir.
Serbest piyasa ekonomisine bir örnek olarak, maske fiyatlandırması gösterilebilir. Devlet, tüketicileri korumak için bir tavan fiyat belirlemiştir. Benzer şekilde, emlak piyasasına da bir tavan fiyat getirilebilir. Her satın alma işleminde, tapudan bir memur göndererek uzman bir değerleme şirketi tarafından belirlenen fiyatın üzerine satılmadığından emin olabiliriz. Böylece, alıcı ve satıcı arasında gizli anlaşmalar yapılamaz.
Sonuç olarak, emlak fiyatlarındaki keyfiyet ve adaletsizlik, vatandaşları mağdur ediyor. Devletin bu duruma müdahale etmesi ve bir düzen getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, ev sahibi olmak hayalleri gerçek olamayabilir. Belki de, devlet tarafından belirlenen bir tavan fiyat, adil ve şeffaf bir emlak piyasası yaratabilir.
Kredi faizlerindeki düşüş, emlakçıların ve müteahhitlerin satılık daire fiyatlarını keyfi olarak %20-%50 artırmasına yol açmış ve bu durum alıcıları mağdur etmiş. 300.000 TL olan bir daire, artık 380.000 TL'ye ilana konuluyor. Müteahhitler, sıfır binalara yüksek miktarlarda kredi çekilmesini engelliyor. Bir vatandaş 300.000 TL değerinde bir daire için kredi çekmek istediğinde, müteahhit bu krediyi vermeyi reddediyor. Çünkü müteahhitler, dairelerin değerini devlete göre daha düşük göstererek vergiden kaçınıyorlar. Eğer vatandaş tüm fiyatı krediyle ödemek istediğinde, müteahhit mecburen devlete 300.000 TL'ye sattığını bildiriyor ve devlet "Sen benzer daireleri 150.000 TL'ye sattığını söylemiştin, neden şimdi 300.000 TL?" diye soruyor. Bu nedenle, müteahhitler vergi kaçırsınlar diye kredi çekilmiyor ve faizlerin düşmesi hiçbir anlam ifade etmiyor.
Bu soruna bir çözüm olarak, devlet emlak fiyatlarını belirleyebilir ve tapu devri sırasında izin verebilir. Böylece, vatandaşlar "Benim dairem 500.000 TL değerinde" diyerek abartılı fiyatlar talep edemeyecek ve orta sınıfın ev sahibi olma hayalleri suya düşmeyecektir. Devlet, "Senin bu fiyattan satacaksın, yoksa satmayacaksın" diyerek bir düzen ve adalet getirebilir. Elbette bu sistemin dezavantajları olacaktır ve orta sınıfın ev sahibi olma hayalleri zorlaşabilir. Ancak, serbest piyasa ekonomisine aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilebilir.
Serbest piyasa ekonomisine bir örnek olarak, maske fiyatlandırması gösterilebilir. Devlet, tüketicileri korumak için bir tavan fiyat belirlemiştir. Benzer şekilde, emlak piyasasına da bir tavan fiyat getirilebilir. Her satın alma işleminde, tapudan bir memur göndererek uzman bir değerleme şirketi tarafından belirlenen fiyatın üzerine satılmadığından emin olabiliriz. Böylece, alıcı ve satıcı arasında gizli anlaşmalar yapılamaz.
Sonuç olarak, emlak fiyatlarındaki keyfiyet ve adaletsizlik, vatandaşları mağdur ediyor. Devletin bu duruma müdahale etmesi ve bir düzen getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, ev sahibi olmak hayalleri gerçek olamayabilir. Belki de, devlet tarafından belirlenen bir tavan fiyat, adil ve şeffaf bir emlak piyasası yaratabilir.
