Bir kitaba başladım bugün, aklıma sen geldin Eren. Yüreğim şehadet haberini öğrendiğim günkü gibi sızladı bin yerinden. Fotoğraflarına baktım, senin hakkında söylediklerini okudum, izledim. Sen gittin, geride hem yaşayamadıklarının hem de gidişinin acısı kaldı içimde. Gözyaşı olup aktı, yürek sızısı oldu. Senin için dua etmekten başka bir şey gelseydi keşke elimden. Hayatlarımız sen yaşıyorken kesişseydi, ablan olsaydım. Elinden tutabilseydim, destek olsaydım. Böyle gitmen çok yaralıyor beni. Ben dünyada gözünü kapattığın an bambaşka bir gezegende yeniden hayata gözlerini açtığına inanmak istiyorum. Çilesiz, sağlıklı, mutlu, anneciğinin tam da dilediği gibi “ışıklı, aydınlık” bir hayatın olduğunu düşünmek istiyorum hep. Kırlarda koşup oynadığın, yarın ne yiyeceğini düşünmediğin, yokluk nedir bilmeden neşe içinde yaşadığın bir hayatın olduğunu düşünüyorum. Okulunu okuyup bitirdiğin, iş güç sahibi olduğun, ailenle ve sevdiklerinle mutlu mesut “yaşadığın” bir hayat… Keşke… Seni tanımadan sevdim, yürekten ve seviyorum hâlâ. Hep seveceğim. Kim bilir… gelecekte belki bir oğlum olur, adını yaşatırım. Belki bir Eren gelir hayatıma, elinden tutarım. Başını okşar, öpüp koklarım. "İyi ki varsın Eren." iyi ki varsın kardeşim. Hep kalbimde olacaksın.