"Kedi Ağlamaları ve Erkek Zırlamaları"
Geçtiğimiz günlerde, bir arkadaşımın evine misafir olarak gittiğimde ilginç bir olayla karşılaştım. Arkadaşımın kedisi evden kaçmış ve o da bu durumdan oldukça üzgün ve telaşlıydı. Koskoca bir adam, çocuk gibi zırlıyor, "Kedi benim yavrum, onu bulmam lazım!" diye ağlıyordu. Ben de durumun abartıldığını düşündüm ve ona sokaktaki birçok kedi olduğunu, kolayca bir tane bulabileceğini söyledim. Hatta espri yapıp, "Sokak kedileri senin gibi zırlayan erkekleri sevmez, onlar özgür ruhlu yaratıklar." dedim.
Arkadaşımın kız arkadaşı da olayın içindeydi. Bir yandan çalışıyor, bir yandan da arkadaşına moral veriyordu. "Aşkım, merak etme, kediciğim geri gelecek, biz de onu bulacağız." diyerek onu rahatlatmaya çalışıyordu. Ancak bu durum, bana biraz abartılı ve komik gelmişti.
Ertesi gün, kız arkadaşı Instagram'dan mesaj attı. "Bıktım ağlamaktan, kahve içelim mi?" diye sordu. Bir saat sonra kendimizi yatakta bulduk ve o geceyi gülerek geçirdik. Arkadaşımın kedisi hala kayıp olmasına rağmen, bu durum bize komik gelmişti. O gece, telefonumun adını "Kediciğim" olarak değiştirdim ve o geceyi kahkahalar atarak geçirdik.
Bu olay bana, bazı erkeklerin ne kadar hassas ve duygusal olabileceğini gösterdi. Arkadaşımın kedisi için gösterdiği tepki, belki de bazı insanlar tarafından abartılı bulunabilir. Ancak ben, onun bu temiz kalpli ve sevgi dolu tavrını sevdim. Kedisi için gösterilen bu özen ve sevgi, bana göre takdir edilmeye değerdi.
Peki, siz ne düşünüyorsunuz? Erkeklerin kedileri için zırlamaları ve ağlamaları sizce de komik değil mi? Belki de, biz kadınlar, erkeklerin bu hassas yanlarını görmezden geliyoruz. Onların da sevgi dolu ve duygusal yanları olduğunu unutuyoruz. Oysa ki, bazen bir kedinin evden kaçması, iki kalbi birleştiren bir olay olabiliyor.
Bu hikaye bize, sevginin ve şefkatin cinsiyet ayırt etmediğini hatırlatıyor. Belki de, arkadaşımın kedisi, onların aşklarını pekiştiren bir katalizör oldu. Kim bilir, belki de o kayıp kedi, onların hayatında yeni bir başlangıç yaratacak.
Geçtiğimiz günlerde, bir arkadaşımın evine misafir olarak gittiğimde ilginç bir olayla karşılaştım. Arkadaşımın kedisi evden kaçmış ve o da bu durumdan oldukça üzgün ve telaşlıydı. Koskoca bir adam, çocuk gibi zırlıyor, "Kedi benim yavrum, onu bulmam lazım!" diye ağlıyordu. Ben de durumun abartıldığını düşündüm ve ona sokaktaki birçok kedi olduğunu, kolayca bir tane bulabileceğini söyledim. Hatta espri yapıp, "Sokak kedileri senin gibi zırlayan erkekleri sevmez, onlar özgür ruhlu yaratıklar." dedim.
Arkadaşımın kız arkadaşı da olayın içindeydi. Bir yandan çalışıyor, bir yandan da arkadaşına moral veriyordu. "Aşkım, merak etme, kediciğim geri gelecek, biz de onu bulacağız." diyerek onu rahatlatmaya çalışıyordu. Ancak bu durum, bana biraz abartılı ve komik gelmişti.
Ertesi gün, kız arkadaşı Instagram'dan mesaj attı. "Bıktım ağlamaktan, kahve içelim mi?" diye sordu. Bir saat sonra kendimizi yatakta bulduk ve o geceyi gülerek geçirdik. Arkadaşımın kedisi hala kayıp olmasına rağmen, bu durum bize komik gelmişti. O gece, telefonumun adını "Kediciğim" olarak değiştirdim ve o geceyi kahkahalar atarak geçirdik.
Bu olay bana, bazı erkeklerin ne kadar hassas ve duygusal olabileceğini gösterdi. Arkadaşımın kedisi için gösterdiği tepki, belki de bazı insanlar tarafından abartılı bulunabilir. Ancak ben, onun bu temiz kalpli ve sevgi dolu tavrını sevdim. Kedisi için gösterilen bu özen ve sevgi, bana göre takdir edilmeye değerdi.
Peki, siz ne düşünüyorsunuz? Erkeklerin kedileri için zırlamaları ve ağlamaları sizce de komik değil mi? Belki de, biz kadınlar, erkeklerin bu hassas yanlarını görmezden geliyoruz. Onların da sevgi dolu ve duygusal yanları olduğunu unutuyoruz. Oysa ki, bazen bir kedinin evden kaçması, iki kalbi birleştiren bir olay olabiliyor.
Bu hikaye bize, sevginin ve şefkatin cinsiyet ayırt etmediğini hatırlatıyor. Belki de, arkadaşımın kedisi, onların aşklarını pekiştiren bir katalizör oldu. Kim bilir, belki de o kayıp kedi, onların hayatında yeni bir başlangıç yaratacak.