"Keşke Erkek Olsaydım: Bir Kadın Olarak Çaresizliğim"
Bu forumda yer vermek istediğim konu, toplumun kadınlara dayattığı kısıtlar ve beklentiler yüzünden içinden geleni yapamayan, özgürlüğünü kısıtlanan bir kadının çığlığı.
Kendimi sürekli olarak sinirlendiren, bana saygısızca davranan ve beni kontrol etmeye çalışan erkeğe karşı duyduğum öfke doruk noktasına ulaştı. O an, içimden "Keşke erkek olsaydım da bu malezya ne kadar güçsüz ve çaresiz olduğumu anlasaydı" diye haykırdım.
Erkek olsaydım, o bencil ve saldırgan davranışlara karşı durabilirdim. Erkek olsaydım, kendi kararlarımı verebilir, kimseye hesap vermek zorunda kalmadan hayatımı yönlendirebilirdim. Erkek olsaydım, beni sinirlendirenlere kafa göz girişebilir, sesimi duyurmak için fiziksel gücümü kullanabilirdim.
Fakat ben bir kadınım ve toplumun dayattığı cinsiyet rollerine uymak zorundayım. Yumuşaklığım, şefkatim ve empatim, beni zayıflık olarak görüp istismar edenler tarafından suistimal ediliyor. Bir kadın olarak, öfkemizi ifade etmemiz bile genellikle yargılanıyor ve bastırılıyor.
Bu durum, içimizde biriken öfke ve çaresizliğe yol açıyor. Biz kadınlar, erkeklerin sahip olduğu fiziksel gücü arzuluyoruz çünkü bu güç bize ifade özgürlüğü ve koruma hissi verebiliyor. Erkeklerin dayattığı bu güç dengesizliği, bizleri hem fiziksel hem de psikolojik olarak mağdur ediyor.
Bu forumda, kadın olmanın getirdiği zorlukları ve çelişkileri tartışmak istiyorum. Kadınların da erkeklerle eşit düzeyde saygı görmesi, özgürce yaşaması ve öfkesini ifade edebilmesi için neler yapılabilir? Toplumdaki bu cinsiyet eşitsizliği nasıl aşılabilir?
Bu yazıyla, aynı sorunları yaşayan diğer kadınlara seslenmek istiyorum. Birlikte güçlenmemiz ve sesimizi duyurmamız gerek. Keşke erkek olsaydık diye haykırmak yerine, kadın olmanın gücüyle hareket edelim ve bu dünyayı adil bir yer haline getirmek için mücadele edelim!
Bu forumda yer vermek istediğim konu, toplumun kadınlara dayattığı kısıtlar ve beklentiler yüzünden içinden geleni yapamayan, özgürlüğünü kısıtlanan bir kadının çığlığı.
Kendimi sürekli olarak sinirlendiren, bana saygısızca davranan ve beni kontrol etmeye çalışan erkeğe karşı duyduğum öfke doruk noktasına ulaştı. O an, içimden "Keşke erkek olsaydım da bu malezya ne kadar güçsüz ve çaresiz olduğumu anlasaydı" diye haykırdım.
Erkek olsaydım, o bencil ve saldırgan davranışlara karşı durabilirdim. Erkek olsaydım, kendi kararlarımı verebilir, kimseye hesap vermek zorunda kalmadan hayatımı yönlendirebilirdim. Erkek olsaydım, beni sinirlendirenlere kafa göz girişebilir, sesimi duyurmak için fiziksel gücümü kullanabilirdim.
Fakat ben bir kadınım ve toplumun dayattığı cinsiyet rollerine uymak zorundayım. Yumuşaklığım, şefkatim ve empatim, beni zayıflık olarak görüp istismar edenler tarafından suistimal ediliyor. Bir kadın olarak, öfkemizi ifade etmemiz bile genellikle yargılanıyor ve bastırılıyor.
Bu durum, içimizde biriken öfke ve çaresizliğe yol açıyor. Biz kadınlar, erkeklerin sahip olduğu fiziksel gücü arzuluyoruz çünkü bu güç bize ifade özgürlüğü ve koruma hissi verebiliyor. Erkeklerin dayattığı bu güç dengesizliği, bizleri hem fiziksel hem de psikolojik olarak mağdur ediyor.
Bu forumda, kadın olmanın getirdiği zorlukları ve çelişkileri tartışmak istiyorum. Kadınların da erkeklerle eşit düzeyde saygı görmesi, özgürce yaşaması ve öfkesini ifade edebilmesi için neler yapılabilir? Toplumdaki bu cinsiyet eşitsizliği nasıl aşılabilir?
Bu yazıyla, aynı sorunları yaşayan diğer kadınlara seslenmek istiyorum. Birlikte güçlenmemiz ve sesimizi duyurmamız gerek. Keşke erkek olsaydık diye haykırmak yerine, kadın olmanın gücüyle hareket edelim ve bu dünyayı adil bir yer haline getirmek için mücadele edelim!