Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Ermeni Mahallesi

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
küçükresim|İsrail tarafından Yahudi Mahallesi (merkez sağda) kapsamında değerlendirilen bölge olmaksızın Ermeni Mahallesi'nin haritası. Manastır (Patrikhane) bileşiği gri renktedir. St. James Katedrali koyu gri renkte gösterilmektedir. Ermeni Mahallesi (, Harat al-Arman; , Ha-Rova ha-Armeni; ), Kudüs'ün duvarlarla çevrili Eski Şehir'in dört mahallesinden biridir. Eski Şehir'in güneybatı kısmında yer almakta ve Sion Kapısı ile Yafa Kapısı'yla mahalleye girilebilmektedir. Eski Şehir'in toplamda %14'ünü kaplayarak 0.126km2 (126 dönüm) alana sahiptir. 2007 yılına göre 2 bin 424 (Eski Şehir'in toplamda %6,55) nüfusa sahiptir. Her iki kriterde de Yahudi Mahallesi ile karşılaştırılabilir. Ermeni Mahallesi, Hristiyan Mahallesi'nden Davud Sokağı (Suq el-Bazaar) ve Yahudi Mahallesi'nden Habad Sokağı (Suq el-Husur) ile ayrılmıştır. Kudüs'teki Ermeni varlığı, Ermenistan'ın Hristiyanlığı ulusal bir din olarak kabul ettiği ve Kudüs'te Ermeni rahiplerin yer aldığı MS 4. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bu nedenle, Ermeni vatanı dışındaki en eski yaşayan diaspora topluluğu olarak kabul edilir. Mahalle zamanla mahallede egemen olan St. James Manastırı etrafında gelişti ve modern biçimini 19. yüzyılda aldı. Manastır, MS 7. yüzyılda bir piskoposluk olarak kurulan Ermeni Apostolik Kilisesi'nin Kudüs Patrikhanesi'ne ev sahipliği yapmaktadır. Patrikhane, mahallenin fiili (de facto) yöneticisi olup Ermeni sakinleri için "mini refah devleti" olarak hareket etmektedir. Bert Vaux'a göre, Ermeni cemaati 20. yüzyılın ortalarından beri düşüş yaşamakta ve kaybolma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Rum Ortodoks ve Latin (Katolik) Hristiyanlardan resmen ayrı olmasına rağmen, Ermeniler kendi mahallelerini Hristiyan Mahallesinin bir parçası olarak görmekteler. Kudüs'ün üç Hristiyan Patrikhanesi ve Ermenistan hükûmeti, iki kesimin herhangi bir siyasi bölünmesine karşı olduklarını açıkça dile getirdi. Ayrı bir Ermeni Mahallesi'nin varlığının temel nedenleri, Kudüs'teki (İsrail ve Filistin'de de) Hristiyanların çoğunluğunun aksine, ne Arap ne de Filistinli olan Ermenilerin miafizmi ve farklı dil ve kültürleridir. Ancak, tüm niyet ve amaçlara karşın Ermeni Mahallesi'nde yaşayan Ermeniler, İsrail ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Filistinli olarak kabul edilmektedir. Filistinlilerde olduğu gibi Ermeniler de aynı kısıtlamaların çoğuyla karşı karşıya gelmektedir. Konum, sınırlar ve alan Ermeni Mahallesi, Kudüs'ün Eski Şehir'in güneybatı kısmında yer almaktadır. Mahalleye Sion ile Yafa kapılarından giriş yapılabilmektedir. Uluslararası Barış ve İşbirliği Merkezi tarafından yayınlanan 2007 tarihli bir araştırmaya göre mahalle, Eski Şehir'in toplamda %14'ünü kaplayarak 0.126km2 (126 dönüm) alana sahiptir. Ermeni Mahallesi, Hristiyan Mahallesinden Davud Sokağı (Suq el-Bazaar) ve Yahudi Mahallesi'nden Habad Sokağı (Suq el-Husur) ile resmen ayrılmıştır. Tarihi Kökenleri 4. yüzyılın başlarında Ermenistan, Kral III. Tiridates altında, Hristiyanlığı devlet dini olarak benimseyen ilk ülke oldu. Şehirdeki Hristiyanlığa ait kutsal yerlerinin ortaya çıkmasından sonra Kudüs'e 4. yüzyılın başlarında yerleşmek için çok sayıda Ermeni rahibinin geldiği kaydedildi. Bununla birlikte ilk yazılı kayıtlar 5. yüzyıla aittir. Kudüs bu nedenle Ermeni vatanı dışındaki en eski yaşayan diaspora topluluğu olarak kabul edilir. Philip Marsden, Kudüs'teki Ermenilerin hayatta kalmasının olağanüstü direnişlerini kanıtladığını yazdı. St. James Manastırı da dahil olmak üzere bu dönemde Ermeni kiliseleri inşa edildi. St. James Manastırı, 12. yüzyılın ortalarında genişletilmiştir. Bir Ermeni manastır yazıhanesi, 5. yüzyıl ortalarında faaliyete geçti. Bir Ermeni sokağının (Ruda Armeniorum) bulunduğu Sion Mahallesi'nde 6. yüzyılda tüccar ve zanaatkârlardan oluşan laik bir topluluk kurulmuştur. Bizans, Arap ve Memlûk dönemleri Dvin Birinci Konseyinde (506) Ermeni Kilisesi, 451 yılında Kalkedon Konsili'nde kabul edilen İsa'nın çifte doğasını reddederek Hristiyanlığın geri kalanından ayrıldı. Böylece Ermeniler kendilerini Bizans İmparatorluğu ile doğrudan yüzleşirken buldular. İmparator I. Justinianus, Monofizit Ermenilere zulmederek Kudüs'ü terk etmeye zorladı. 7. yüzyılda yaşayan bir Ermeni vakanüvis, bir kısmı daha sonradan kazılarda açığa çıkarılan Filistin'deki 70 Ermeni manastırının varlığından bahsetmiştir. Bizanslılar, 637'deki Kudüs kuşatmasından sonra şehri Râşidîn Halifeliği'ne bıraktı. Bu zamana kadar Kudüs'ün tek bir Hristiyan filosu vardı. MS 638'de Ermeniler, kendi başpiskoposunu seçti. Başpiskopos, Râşidîn Halifesi Ömer tarafından resmî olarak tanındı. Ermeni göçünün Kudüs'e temeli böylece sağlamlaştı. 12. yüzyılda yaklaşık bin Ermeni Kudüs'e, muhtemelen büyük ölçüde Kilikya Ermeni Krallığı'ndan, Haçlılarla birlikte taşındı. küçükresim|St. James Manastırı'nın girişi 1311'de Memlûk Sultanlığı döneminde Sultan Nasır Muhammed bin Kalavun, Başpiskopos Sarkis'e (1281-1313) başpapaz unvanını fermanla verdi. 1340'larda Ermenilerin kendi mahalleleri etrafında bir duvar inşa etmelerine izin verildi. Bu, Memlûk hükümdarlarının mahallenin bir tehdit oluşturmadığını düşündüklerini göstermektedir. Şehir duvarları ile surları yok etme, Haçlıların geri dönmelerini ve kurallarını yeniden tesis etmelerini engellemek için Memlûk yönetiminin temeliydi. Osmanlı dönemi küçükresim|c. 1900 yılında bir Ermeni rahibi nargile içerken; arkada Dormition Manastırı. Osmanlı yönetimi sırasında Kudüs kozmopolit bir şehir haline geldi. Dini hoşgörü vardı ve Hristiyan kiliseleri ile Müslümanlar arasındaki dini farklılıkları çözümlemek için bir Osmanlı yönetimi mevcuttu. İsrailli tarihçiler Kark ve Oren-Nordheim 2001'de şunları yazdı: "Ermeni Mahallesi, Hristiyan olmasına rağmen kendine özgü bir dil ve kültürü ile ayrı bir etnik grubu temsil eden, ayrı bir kimlik ve birliği muhafaza etme niyetiyle zulüm korkusu nedeniyle Araplar ve Osmanlı yetkilileri ile temasları en aza indirgemeyi amaçladı." Ancak Kudüs'teki Ermeni cemaati (Ermeni ya da Avrupa dillerine ek olarak) Arapça konuştu ve Filistin toplumuyla özdeşleşti. 1538'de Kudüs'ün mevcut surları, Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle tamamlandı. Bu surlar, Ermeniler tarafından inşa edilen iç duvarlarla birlikte, mahallenin ana hatlarını belirledi. 1562-63 kayıtlarında sadece 189 Ermeni sayılmışken 1690'da Osmanlılar döneminde sayı %239 artarak 640'a yükselmiştir. Vakanüvis Simeon Lehatsi'ye göre 1615-16'da Kudüs'te sadece on iki Ermeni aile yaşıyordu. 1690'da nüfustaki önemli artış, Ermeniler ve diğer Hristiyanların yaşadığı kentleşmeye atfedilmektedir. Böylece Ermeniler 1690 yılında Kudüs'teki Hristiyanların %22,9'unu oluşturdular ve en büyük ikinci Hristiyan cemaati haline geldiler. 19. yüzyılda, Ermeni ve Hristiyan mahallelerinin çoğunda Müslüman ve Yahudi mahallelerinde tercih edilen kubbelerin aksine "Avrupa tarzı gable çatılar" vardı. 1833'te Ermeniler şehrin ilk matbaa makinesini kurdular. 1857'de bir papaz okulu açıldı. 1855'te Kudüs'teki ilk fotoğraf atölyesi Ermeni Mahallesi'nde kuruldu. Kız (1862) ve erkek (1840) çocuklar için okullar 1869 yılında Kutsal Çevirmenler Okulu adı altında birleştirildi ve böylece Kudüs'teki ilk karma okul oldu. küçükresim|Dört mahalleyi gösteren 1883 tarihli Eski Şehir'in bir haritası 1883'te 102 Ermeni ailesi (%8), Eski Şehir'de Rum Ortodoks ve Katolik (Latin) topluluklarından sonra en büyük üçüncü Hristiyan topluluğunu oluşturdu. Bu sakinlerin yanı sıra, aynı yıl St. James Manastırı'nda 46 Ermeni rahip ve keşiş ile 55 asker yaşıyordu. Eski Şehir'deki 1905 Osmanlı nüfus sayımına göre Ermeni Mahallesinin nüfusu 382 kişiydi: Ermeniler (121) toplam nüfusun üçte birinden daha azını (%31.7) oluştururken Yahudiler (127) %33.2'sini, diğer Hristiyanlar (94) %24.6'sını ve Müslümanlar (40) ise %10.5'ini oluşturmaktaydı. Ermenilerden biraz daha fazla nüfusa sahip olan Yahudiler, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Yahudi Mahallesi'nin batı kısmı haline gelen Ermeni Mahallesi'nin doğu kısmına yerleşmişlerdir. I. Dünya Savaşı, İngiliz ve Ürdün dönemleri Birinci Dünya Savaşı'ndan önce, 1917'de İngilizler tarafından ele geçirilen Kudüs'te çoğunluk olmak üzere Filistin'de yaklaşık 2 bin ila 3 bin Ermeni vardı. 1915'ten itibaren Ermeni Kırımı'ndan kurtulan binlerce sığınmacı Kilikya'dan (Adana Vilayeti) mahalleye yerleşerek mahallenin nüfusunun artırdı. 1925'te yaklaşık 15 bin Ermeni'nin çoğunluk Kudüs olmak üzere Filistin'de yaşadığına inanılmaktadır. İngiliz Mandası döneminde, Ermenilerin sayısının 20 bine kadar çıktığı tahmin edilmektedir. Ancak 1931 İngiliz nüfus sayımı tüm Filistin'de sadece 3 bin 524 Ermeni yaşadığını göstermiştir. 1947'de, Filistin'den yaklaşık 1.500 Ermeni, Sovyet hükûmetinin Ermenistan nüfusunun çoğunlukla Orta Doğu'dan, büyük ölçüde etnik Ermenilerin ülkelerine geri gönderilmesine yönelik çabalarının bir parçası olarak Sovyet Ermenistan'a geri döndü. Bu, Kudüs'teki Ermeni cemaatinin uzun vadeli azalışının başlangıcıdır. 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında, Ermeni Mahallesi bombalardan ötürü hasar gördü. Filistin'den birçok Ermeni barındırıyordu. Der Matossian'ın “geçici silah” olarak tanımladığı silahlı bir Ermeni sivil gardiyan, bu mahalleyi savunmak için kuruldu. Savaş sırasında 40'tan fazla Ermeni öldü. İsrail dönemi 1967'de Altı Gün Savaşı'nın ardından Kudüs'ün Eski Şehir'i İsrail kontrolüne geçti. Ancak Ermeni Patrikhanesi, mahallenin fiili (de facto) yöneticisi olup, Ermeni sakinleri için "mini refah devleti" olarak hareket etmektedir. Arap-İsrail çatışması, mahallenin politik olarak taraf olmamış Ermeni nüfusunu önemli ölçüde etkiledi. Katolik Yakın Doğu Yardım Derneği tarafından yayımlanan 1992'deki bir makalede şu sözler dile getirilmiştir: "Kudüs'teki Ermeniler, Araplar ve İsraillilerle iyi ilişkiler kurmaya çalışır fakat topluluklarının şehirdeki gerilimlerden etkilendiğini inkâr etmezler." Sorunlar Ermeni Mahallesi'nde ikamet eden Ermeniler için önemli bir engel Ürdün vatandaşlığıdır (1967'den önce); bunun nedeni ise İsrail hükûmeti (Filistinlilere yaptıkları gibi) onları "daimi sakinleri" olarak görmesidir. 2005'te The Jerusalem Post, İsrail bürokrasisi "Kudüs Ermenilerini Filistinli olarak görüyor, bu da belgelerde ve havaalanında sıkıntı çekilmesinde sonsuz gecikmeler anlamına geliyor." diye yazdı. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından Kasım 2015'te yayınlanan bir haritada, Ermeni Mahallesi'ni Filistinli topluluklara ayrılan renkte gösterdi. Ermeni araştırmacı Tamar Boyacıyan'a göre, Ermenilerin Filistinlilerle tüm hukuki amaçlar için aynı kabul edildikleri için seyahat ve evlilik belgeleri almakta zorlanmaktalar. Birkaç Batılı gazetenin Filistin kökenli yabancı muhabiri Graham Usher, Beyrut merkezli Filistin Çalışmaları Enstitüsü'nün 2000 yılında yayımladığı bir makalesinde Ermenilerin Filistin 'sakinleri' statüsüyle değil, etnik olarak Ermeni olarak yüklendiğini yazdı ve şunları ekledi: "Ve aslında Ermenilerin yaşamları, mülkleri ve mirasları, İsrail'in Filistinli yurttaşlara yaptığı gibi aynı İsrail kısıtlamalarına maruz kalmaktadır." 2000 yılında The Economist, Ermenilerin Ermeni Mahallesi'nde yeni binaların inşasının önlenmesi gibi Filistinlilere dayatılanlara benzer şekilde hayatlarında kısıtlamalarla karşı karşıya kaldığını yazdı. Aşırı nüfuslu bölgedeki sınırlı alan, konutları pahalı hale getirmekte ve Boyacıyan'a göre "çoğu Ermeni, mevcut gelirleri göz önünde bulundurulduğunda, orada birincil ikametgahlarını sürdürmeyi göze alamaz." 1967 sonrası Yahudi yerleşimi sağ|küçükresim|1968'de genişletilmiş bir Yahudi Mahallesi'nin yeniden inşası için dört mahalleyi ve Ermeni Mahallesi'nin alanını kamulaştırılan (koyu mavi) Eski Şehir'in güney kısmının haritası (Filistin Uluslararası İlişkiler Akademik Topluluğu'na göre) Doğu Kudüs'ün Ürdün yönetimi sırasında (1948–67), Eski Şehir'de Yahudilerin yaşamalarına izin verilmedi. 1967'de Eski Şehir'de İsrail işgalinin başlamasından bu yana, Yahudi Mahallesi yaklaşık %40 oranında genişlemiş ve 2000 yılına kadar Ermeni Mahallesi'ndeki 581 mülkün 71'i (%12) veya 81'i (%14) Yahudilere aittir. Ermeni topluluğu, Yahudi Mahallesi'nin Eski Şehir'deki Yahudilerin sayısının artmaya devam etmesiyle büyürken Ermeni nüfusunun kaybolmasından endişe ettiklerini belirtmişlerdir. Ermeni Mahallesi'nin konumu, İsrail tarafından kontrol edilen Batı Kudüs ve Yahudi Mahallesi içindeki kutsal yerler arasındaki ana erişim yollarını barındırmakta ve Ağlama Duvarı, Ermeni mülklerini İsrail gözünde önemli bir gayrimenkul haline getirmektedir. Reuters'e göre, Ermeni Patrikhanesi "çoğunlukla Müslüman Filistinlilerle aynı görüşü paylaşmakta." Usher'e göre, Ermeni toplumu için İsrail'in egemenliği, Ermeni toplumu için "hayal edilebilecek en kötü gelecek" olacaktı. Kudüs Ermenileri topluluğunun üyeleri, İsrail hükûmetinin toplumlarının Eski Şehir'deki varlığını korumaya yönelik politika ve taahhütleri hakkında endişelerini dile getirdiler. Demografi 2000 yılındaki bilgilere göre Graham Usher, Ermeni Mahallesi'nin 1.200 nüfusu olduğunu tahmin etmiştir. 2007 yılında yapılan bir araştırmaya göre, mahallede 2 bin 424 kişi (Eski Şehir'in toplamının %6,55'i) yaşamaktadır. Ermeni nüfusunun azalışı [[Dosya:Armenian_parade_in_Jerusalem_2018-04-07_(26453187717).jpg|küçükresim|Paskalya geçit töreninde Ermeni izciler]] Ermeniler 20'nci yüzyılın ortalarında, 1948 Arap-İsrail Savaşı'ndan bu yana Araplar ve Yahudiler arasındaki çatışmanın ortasında yer almalarıyla Kudüs'ün Eski Şehir'inden göç etmeye başladılar ve bu durum, Daphne Tsimhoni tarafından "[Ermenilerin] yalnızlık duyguları" olarak nitelendirildi. İsrail-Filistin’in Kudüs’e yönelik uzun süredir devam eden siyasi çözümünün yokluğu, Eski Şehir’deki Ermenilerin sayısındaki düşüşün ana sebebi olarak gösterildi ve 1967'de 1.598'den 2006'da 790'a düştü. Bu sırada Müslüman nüfus 16 bin 681'den 27 bin 500'e, Yahudi nüfusu 0'dan (Ürdün işgali altında kaldıktan sonra) 3 bin 089'a yükseldi. Ermenilerin göçü, 1987 yılında Birinci İntifada'nın yaşanmasından sonra yoğunlaştı. Kudüs'teki fahri Ermeni konsolosu olan Tsolag Momjian'a göre, 2009 yılında (tüm Kudüs'teki toplam 2 bin Ermeniden) yaklaşık 600 Ermeni, Ermeni Mahallesi'nde yaşıyordu. 2010 ve 2011 yıllarında yayınlanan iki makale, Ermenilerin sayısını Ermeni Mahallesi'nde 500'e kadar indirmiştir. küçükresim|Mahalledeki bir sokak Ermenilerin sayısındaki sert düşüşe rağmen, İsrailli bilim insanı Daphne Tsimhoni 1983'te şunları yazdı: "Kudüs'teki kilise merkezlerinin varlığı, bazı din adamlarının ve belli sayıda davanın varlığını sürdürmektedir." Tam tersi, Amerikalı dilbilimci Bert Vaux 2002'de "Kudüs'ün Ermeni toplumu doğrudan yok olma tehlikesi altındadır ve Ermeni Mahallesi'ndeki kapalı ortam Beyrut'a ya da Batı'ya taşınmaya teşvik edilmektedir." diye belirtti. Altgruplar Haytayan, Ermeni Mahallesi'nde yaşayan üç grubun alt gruplarını tespit etti. İlk grup manastırda yaşayan rahipler ve din adamları (yaklaşık 50) içermektedir. Sıradan insanlar iki gruba ayrılmakta: manastır bileşimi içinde yaşayanlar ve Ermeni Mahallesinde olup manastır duvarlarının dışında yaşayanlar. Manastır duvarlarının yaklaşık üçte ikisinde oturma düzeni bulunmaktadır. Sıradan kişilerin yaklaşık üçte ikisi manastır duvarlarında oturmaktadır. Yerel olarak vanketsi (վանքեցի, lit. "manastırdan olanlar") bilinenlerin sayısı 700 kişiye çıkmaktadır. Patrikhaneye kira ödemezler (ya da sembolik ödeme yaparlar). Manastır duvarları dışında yaşayanlara kaghakatsi (քաղաքացի, lit. "şehir sakinleri") denmektedir. Geçmişleri yüzyıllara dayanır. Sadece belediye vergileri öderler. Bert Vaux, iki Ermeni alt grubunu tanımlar: k‘ałak‘ac‘is ("vatandaşlar" veya "şehir sakinleri") mahallenin Ermenice konuşan yerli halkıdır. Manastır duvarlarının dışında yaşarlar ve Kutsal Başmelekler Kilisesi'ne (Hreshtakapetats) katılırlar. k‘ałt‘agans ("muhacirler"), 1915 soykırımından sonra Kudüs'e taşınan ve Osmanlı İmparatorluğunun çeşitli bölgelerinden gelen Ermenilerin atasıdır. St. James katedralinde hizmetlere katılırlar. Vaux'a göre, "Varışlarından hemen sonraki dönemde, k‘ałak‘ac‘is tarafından zuwar ('ziyaretçiler' için Arapça kelime) olarak adlandırılmıştır. K‘ałt‘agans, k‘ałak‘ac‘is'leri 'pis Arap' olarak nitelendirmişlerdir. Her iki grup da bir süreliğine diğerlerine karşı ihtiyatlı davrandı ve II. Dünya Savaşı'ndan sonra önemli bir ölçekte evlenmemişlerdir. İlişkileri daha sonra gelişmiştir." Dil Coğrafi olarak Ermenice konuşulan dünyanın geri kalanından nispeten izole edilmelerinden ve Arapça konuşulan dil üzerinde önemli bir etkiye sahip olmasından ötürü Kudüs'te konuşulan Ermeni lehçesi son derece farklıdır. 1915 soykırımından sonra ataları Türkiye'den gelen Ermeniler, Türkçe etkisinde kalmış Batı Ermenice konuşmaktadırlar. Simge ve kurumlar küçükresim|Manastır bileşiminin detaylı bir haritası Ermeni Dini St. James Katedrali (Սուրբ Յակոբեանց վանք, Surb Hakobeants vank) dördüncü yüzyılda kurulmuş olduğu düşünülmektedir ancak mevcut yapı 12. yüzyıla kadar uzanmaktadır. St. Toros Kilisesi (Սուրբ Թորոս եկեղեցի, Surb T'oros yekeğetsi). Yerel geleneğe göre, kilise bir savaşta öldürülen oğlu Toros'un anısına Kilikya Ermeni Kralı I. Hethum tarafından 1270-1289 yılları arasında inşa edilmiştir. Kilise 1727 yılında mevcut durumuna yenilenmiştir. Kutsal Başmelekler Kilisesi (Սրբոց Հրեշտակապետաց եկեղեցի, Srbots Hreštakapetats yekeğetsi; Deir Al Zeitoun) 12. yüzyılda muhtemelen 4. yüzyılda eski bir kilisenin kalıntıları üzerine kurulmuştur. Eğitim Alex ve Marie Manoogian Papaz Okulu, 1975'te Ermeni-Amerikalı iş insanı ve yardımsever Alex Manoogian'ın finanse edilmesiyle kuruldu. Sts. Kutsal Çevirmenler Okulu (Սրբոց թարգմանչաց վարժարան, Srbots t'argmančats varžaran) anaokulu, ilkokul ve ortaokul olmak üzere toplamda yaklaşık 150 öğrenci (2000 yılı itibarıyla) içermektedir. Kültürel St. James Press (տպարան Սրբոց Յակոբեանց, tparan Srbots Hakobeants), 1833'te kuruldu. Helen ve Edward Mardigian Ermeni Sanat ve Kültür Müzesi, 1969 yılında açıldı. Sergileri kilimler, madeni paralar, bakır kazanlar, seramik karolar, bir harita, Johannes Gutenberg'in matbaasının replikası gibi tarihi ve dini eserlerden oluşmaktadır. Calouste Gulbenkian Kütüphanesi, 1925'te İngiliz-Ermeni iş insanı ve yardımcısı Calouste Gulbenkian'ın finanse edilmesiyle kuruldu. Resmi olarak 23 Ekim 1932'de açıldı ve 100 bin kitap koleksiyonuyla "dünyanın en kapsamlı Ermeni entelektüel kaynak merkezlerinden biri" olarak kabul ediliyor. Açılış gününde 25 bin 037 cilt (Ermenice 14 bin 518 ve diğer dillerde 11 bin 519) vardı. 30 yıl sonra, 1963'te, sayı 50 bine ulaştı. St. Toros El Yazması Kütüphanesi, 1897'de kuruldu. Ermenistan'ın Erivan kentinde bulunan Matenadaran'dan sonra, dünyanın en büyük ikincisi olarak 3 bin 890 envanter ve kataloglanmış Ermeni el yazmalarını elinde bulundurmaktadır. 1931'de, kataloglanmış el yazmaları sayısı 2 bin 720 idi. Diğer Ermeni Bahçesi Ermeni olmayanlar Kiliseler Süryani Ortodoks Aziz Mark Manastırı, Ararat St.'de yer almaktadır. Süryaniler Ermenilerin mirafizmini paylaşırlar ve "daha büyük ve daha güçlü Ermeni cemaatinin 'şemsiyesi' altında yaşamayı tercih ettiler." Aziz George Ortodoks Kilisesi, manastırıyla birlikte Mesih Kilisesi, 19. yüzyıl Anglikan Kilisesi Kudüs'teki tek Maronit ibadet yeri olan Maruni Kilisesi (St. Maruni'nin Evi olarak da bilinir). Diğer Davut Kulesi (hisar) Siyasi durum ve görüşler Uluslararası toplum, yani Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Eski Şehir'in parçası olduğu Doğu Kudüs'ü "İşgal Altındaki Filistin Toprakları" olarak görmektedir. [[Dosya:Old Jerusalem Flag of Armenia.jpg|küçükresim|Mahallenin sokaklarından birinde Ermenistan bayrağı]] Ermeni görüşü The Economist'e göre Kudüs Ermenileri arasında "sessiz siyasi uzlaşma"da şunlar söylenmektedir: Eski Şehir'in "Filistinli ya da İsrailli olmasından daha ziyade uluslararası bir alan" olması, üç inancın temsilcileri tarafından yönetilmesi ve Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası organların koruması altında olması gerekmektedir. Graham Usher'e göre, pek çok Ermeni Filistin mücadelesi ile ihtiyatlı bir şekilde özdeşleşmekte ancak bunların birkaçı "Eski Şehir'e özel Filistin egemenliğini savunmaktadır." Ermeni Apostolik Kilisesi'nin görüldüğü yerlerden biri olan Kilikya Kutsal Makamı başı I. Aram, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile 2017'de Lübnan'da yaptığı toplantıda "Kudüs, üç tek tanrılı din için açık bir şehir olmalıdır: Yahudi, Hristiyan ve Müslüman ve bu halkların dini hakları Kudüs'te korunmalıdır." şeklinde görüşünü dile getirdi. Dahası, Ermeniler Ermeni Mahallesi'nin Hristiyan Mahallesi'nin bir parçası olduğunu düşünmektedir. Bu duruş, Ermenistan'ın Ermeni ve Hristiyan mahallelerinin ayrılmasına karşı olduğunu, 2000'in sonlarında Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan tarafından teyit edildi. 2017 yılında Dışişleri Bakanı Eduard Nalbandyan, "Kudüs'ün yüzyıllarca süren bir Ermeni varlığı, zengin bir Ermeni tarihi ve kültürel mirası vardır. Ermeni Apostolik Kilisesi, Hristiyan Kutsal Mekanlarının başlıca koruyucularından biridir. Bu nedenle, Kudüs ile ilgili tüm gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz." dedi. ABD Eski Şehir bölme teklifi 2000 Camp David Zirvesi'nde ABD Başkanı Bill Clinton, Eski Şehir'in bölünmesini önerdi. Buna göre Ermeni Mahallesi, Yahudi Mahallesi ile birlikte İsrail egemenliği altına alınacak ve Filistinlilere Hristiyan ve Müslüman Mahalleleri üzerinde "belli bir egemenlik derecesi" verilecekti. İsrail Başbakanı Ehud Barak şartlı olarak teklifi kabul etti. Filistin görüşü Filistinli liderler, Ermeni Mahallesi'ni Filistin'in bir parçası olarak gördüklerini ve İsrail'e bırakmayacaklarını açıkça ilan ettiler. Yaser Arafat, Eski Şehir'in bölünmesi için düzenlenen 2000 Camp David Zirvesi'nde ABD'nin önerisini reddetti ve şöyle dedi: "Ermeni mahallesi bize ait. Biz ve Ermeniler tek milletiz." Clinton'a, "Benim adım Yasir Arafat değil, Yasir Arafatyan." diyerek ismini Ermenice söyledi. Ermeni Mahallesi'ni İsrail egemenliği altında bırakma hakkında Arafat, "Ermeni kardeşlerime ihanet etmeyeceğim." diye görüşünü dile getirdi. Arafat'ın ifadeleri üzerine yorum yapan tarihçiler Barry Rubin ve Judith Colp Rubin, "Ermenilerin [Arafat'ın] kontrolünü [İsrail kontrolü yerine] tercih ettiğine inanmak için hiçbir sebep yok." dedi. 2011 yılında, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın çeşitli Hristiyan toplulukların liderleriyle Ramallah'ta buluşması sonrasında şunları söyledi: "Filistin liderliği, Ermeni Mahallesi'ni bağımsız Filistin devletinin başkenti olan Doğu Kudüs'ün ayrılmaz bir parçası olarak gören pozisyonuna sadık kalıyor." 2011'de El Cezire tarafından sızdırılan Filistin Belgeleri'ne göre baş Filistinli müzakereci Saeb Erekat, Ekim 2009'daki bir toplantısında Eski Şehir'in coğrafik olarak bölünmesini önerdi ve bu bölünmeyle İsrail, tüm Yahudi Mahallesi ile "Ermeni Mahallesinin bir parçası" üzerinde egemenlik kazanacaktı. İsrail ve Yahudi görüşü İsrail, Eski Şehir de dahil olmak üzere tüm Kudüs'ün ("tam ve birleşik"), 1980 Kudüs Yasası'na göre başkenti olduğunu iddia etmektedir. 1975 tarihli bir makalede, Haham Yakov Goldman, Eski Kudüs'ün tümünde İsrail egemenliğini istedi. Hristiyan görüşü küçükresim|Ermeni Mahallesi ve St. James manastırını tasvir eden 1997 Ermeni pulu Kudüs'ün Ermeni, Rum Ortodoks ve Latin Patrikleri, 2000 Camp David Zirvesi'ndeki müzakerecilere "güçlü biçimde" bir mektup göndererek şunları belirtti: "Eski Şehir'in Hristiyan ve Ermeni mahallelerini, aynı inançla sıkı sıkıya birleştirilen ayrılmaz ve birleşik varlıklar olarak görüyoruz." XVI. Benedictus, Aziz James Katedrali'ne yaptığı 2009 ziyareti sırasında şunları dile getirdi: Kaynakça Notlar Atıflar Bibliyografi Kitaplar & kitap bölümleri Dergi makaleleri Diğerleri (archived) Kategori:Ülkelerine göre Ermeni diasporası toplulukları Kategori:Semtler Kategori:Kudüs'teki mahalleler Kategori:İsrail'deki etnik bölgeler
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri