Eski Uygurca veya Eski Uygur Türkçesi, 9. yüzyıl ila 14. yüzyıl aralığında çeşitli devletlerde konuşulmuş ve yazılmış olan, Türki diller ailesinin Sibirya koluna mensup bir dil. Eski Türkçenin Göktürkçeden sonraki ikinci bölümünü oluşturmuştur. Dil, isim benzerliğine karşın, günümüzde Türk dillerinin Çağatay grubuna ait modern Uygurca'nın atası değildir ve bu modern dilin Karahanlılar'ın konuştuğu dilden türediği düşünülmektedir. Ancak Kansu'da konuşulan Batı Yugurca'nın Eski Uygurca'dan türediğine inanılmaktadır. Tarih Dönem Bu dönemde Türk halkları birçok kültür ile etkileşim içine girmişlerdir. Bu durum dilin yapısında da kendisini göstermiştir. Yine bu dönemde, değişik kültürlerle etkileşimle birlikte, dilde ilk kez yabancı kaynaklı sözcükler girmeye başlamıştır. Sanskritçe, Soğdça, Toharca, Çince sözcükler bunlardan bazılarıdır. Dil özellikleri Uygurlardan kalan eserler dört gruba ayrılarak incelenebilir: Manici çevreye ait metinler. Burkancı (Budist) çevreye ait metinler. Hristiyan çevreye ait metinler (İncil çevirileri). Müslüman çevreye ait metinler. Eski Türkçenin gramerini yazmış olan Annemarie von Gabain, Uygur metinlerini y ve n ağzı olmak üzere iki ana ağız grubuna ayırır. KökTürkçedeki ń sesini n’ye çeviren metinler n ağzını, y’ye çeviren metinler y ağzını oluştururlar. Eski Uygur Türkçesi dönemi, yazı dili olarak Göktürkçeye dayanan, onun devamı olan bir dönemdir. Başka bir deyişle GökTürkçe ile Uygurca aynı yazı dilinin iki koludur. Eski Uygur Türkçesinde görülen az sayıdaki ses ve biçim farklılıklarından bir kısmı ağız farkından, bir kısmı da zaman farkından kaynaklanmaktadır. GökTürkçe ve Uygurca arasındaki asıl önemli fark, söz varlığında ortaya çıkar. GökTürkçenin söz varlığında Türkçe kökenli sözcükler egemendir; Çince veya Soğdakçadan girmiş olan alıntı sözcükler çok azdır. Göktürk metinlerinde bozkır yaşayışı, savaşçılık ve devlet düzeniyle ilgili sözcükler ağırlıktadır. Uygur metinlerinde ise Maniheizm ve Burkancılıkla ilgili sözcükler egemendir. Bunlar da Sanskritçe, Çince ve Soğdakçadan alınmıştır. Çok defa da kavramlara Türkçe karşılıklar bulunmuştur. Temel söz varlığı ise her iki dönem metinlerinde aynıdır. KökTürkçede sadece kişi, konçuy gibi insanla ilgili sözcüklerde kullanılan +lAr çokluk eki, Eski Uygurcada her türlü isim, zamir ve sıfatta kullanılabilen, genel çokluk eki biçimine evrilmiştir ve çokluk eki uyumuna uygundur. Söz varlığı Morris Swadesh’in 100 temel sözcüğünün Uygurcadaki karşılıklarından bazıları şöyledir: ad: ad/at ağaç: ıgaç/sögüt balık: balık diş: tiş erkek: er/erkek vermek: birmek Ahmet Caferoğlu'nun ,Eski Uygur Türkçesi sözlüğünde,günümüz Türkçe karşılıklarını da verdiği bazı sözcükler şunlardır: töpü: tepe til: dil yastuk: yastık köl : göl bilig : bilgi Alfabe Orhun alfabesi GökTürkçe gibi, ilk yıllarında Orhun alfabesi ile kayda alınmıştır. Bu alfabede 38 harf vardır. Bunlardan dördü ünlü, otuz dördü de ünsüzdür. Üç tane de harf bileşiği vardır: lt, nç ve nt. Eski Uygur alfabesi Dosya:Uighur vert.gif Metin örnekleri Ayrıca bakınız Irk Bitig Uygur Kağanlığı Uygurlar Maniheizm Budizm Dış Bağlantılar Eski Uygurca çeviriyazım Kaynakça Kategori:Türk dili tarihi