Bir yatak ve iki yastık. Her yer ev hissini verebilir. Önemli olan diğer yastığı kimin alacağı... Şans denen şey de işte burada kendini gösteriyor. Hayatta en önemli kırılımlardan biri ve kendi seçimimizle şekilleniyor. Öyle doğduğumuz yerde, doğduğumuz zamanda olduğu gibi çok büyük bir acımasızlık yok. Ama hem zihnini hem bedenini arzulayabileceğimiz insanla karşılaşmak tamamen şansa kalmış. Aynı fabrikadan çıkmış gibi ortalıkta dolaşan, ne kendinden ne karşısından istediğini/beklentilerini bilen, odağını kendisinden alamayan, ham insanlarla yıllar boyunca nasıl aynı yatağı paylaşabiliriz ki? Bir insanı evinde hissettirecek şey, her zaman ötekidir. Yani, evsizlik ömür boyu. Keşke inançlı ve spiritüel bağları kuvvetli bir insan olsaydım. Bağsız, evsiz, köksüz olmak zor.