**Ipotek Nedir ve Nasıl Kullanılır?**
İpotek, halihazırda var olan veya gelecekte doğacak olan muhtemel bir alacağımızı teminat altına almak için kullanabileceğimiz bir yöntemdir. Bir alacağın ipotek edilmesi, borçlunun kişisel sorumluluğunu etkilemeden, bir taşınmazın değeri veya bir kısmının teminat olarak gösterilmesi anlamına gelir. Alacağın sadece nakit olması gerekmez, eylem yapma veya yapmama, verme gibi farklı türde alacaklar da ipotekle teminat altına alınabilir. Önemli olan, bu alacakların Türk Lirası cinsinden belirlenmiş olmasıdır.
İpotek, alacağın varlığına sıkı sıkıya bağlıdır. Temel borç ilişkisinde bir sorun varsa kurulan veya kaydedilen ipotek, alacaklı lehine bir rehin hakki doğurmaz. Rehin sözleşmesinde temel borç ilişkisine dair detayların ayrıntılı olarak bulunması zorunlu olmasa da, bu detayların varlığı ipoteğin hangi alacak için kurulduğunun ispatını kolaylaştırır.
İpotek kurulduğunda, temel borç ilişkisindeki borç otomatik olarak silinmez. Tescil ayrıca bir alacak doğurmaz veya alacağın varlığı için bir delil niteliği taşımaz. Alacak paraya çevrilecekse, geçerli bir alacağın bulunması gerekir. Aksi halde, tescil edilmiş bir ipotek, alacaklıya herhangi bir güvence sağlamaz.
Alacak temlik edildiğinde, ipotek de bu alacağa bağlı olarak temlik alana, yani yeni alacaklıya geçer. Sicilde herhangi bir işlem yapılmasına gerek kalmaz. Alacak sona erdiğinde, ipotek de fiili olarak sona erer. Eğer ipotek mevcut olmayan veya sona ermiş bir alacak için kurulmuşsa ve bu alacak başka birisine devredilmişse, yeni alacaklının bu ipotek hakkını kazanması mümkün değildir.
İpotek, taşınmazın teminatında olduğu sürece, kişisel sorumluluk da aynı şekilde devam eder. Eğer taşınmaz satılıp alacaklı borcunu karşılamaya yetmiyorsa, alacaklı borçlunun kişisel malvarlığına başvurabilir. Ancak, taşınmazın maliki ile asıl borçlu farklı olabilir ve sorumluluklar ayrı şekilde belirlenmiş olabilir.
Bu gibi durumlarda, taşınmaz malikinin borcunu ödeyerek rehinli taşınmazını kurtarabilir. Rehinli alacaklı bu ödemeyi kabul etmek zorundadır, aksi takdirde temerrüde düşer. Eğer borç ödenirse, borcu ödeyen kişi alacaklı konumuna geçer ve ipotek de ona devredilir. Ancak bu durumda, ipoteğin hükümleri uygulanmaz, eğer alacak başka birisine devredilmemişse.
Sorumluluğun ayrıldığı durumlarda, rehinli alacağın vadesi geldiyse, malik ve asıl borçlu olacak kişilere muacceliyet ihtarında bulunmak zorunludur. Alacak malike ihtar yapılmamışsa, alacak malik bakımından muaccel olmaz.
Eğer ipotekli taşınmaz devredilirse, taşınmazın yeni maliki rehin hakkını devralmış olur. Yeni malik, borcu üstlenebilir ve böylece sorumluluklar yeniden birleşir. Ancak bu durum için rehinli alacaklının onay vermesi veya 1 yıllık bekleme süresinin geçmesi gereklidir.
İpotek, halihazırda var olan veya gelecekte doğacak olan muhtemel bir alacağımızı teminat altına almak için kullanabileceğimiz bir yöntemdir. Bir alacağın ipotek edilmesi, borçlunun kişisel sorumluluğunu etkilemeden, bir taşınmazın değeri veya bir kısmının teminat olarak gösterilmesi anlamına gelir. Alacağın sadece nakit olması gerekmez, eylem yapma veya yapmama, verme gibi farklı türde alacaklar da ipotekle teminat altına alınabilir. Önemli olan, bu alacakların Türk Lirası cinsinden belirlenmiş olmasıdır.
İpotek, alacağın varlığına sıkı sıkıya bağlıdır. Temel borç ilişkisinde bir sorun varsa kurulan veya kaydedilen ipotek, alacaklı lehine bir rehin hakki doğurmaz. Rehin sözleşmesinde temel borç ilişkisine dair detayların ayrıntılı olarak bulunması zorunlu olmasa da, bu detayların varlığı ipoteğin hangi alacak için kurulduğunun ispatını kolaylaştırır.
İpotek kurulduğunda, temel borç ilişkisindeki borç otomatik olarak silinmez. Tescil ayrıca bir alacak doğurmaz veya alacağın varlığı için bir delil niteliği taşımaz. Alacak paraya çevrilecekse, geçerli bir alacağın bulunması gerekir. Aksi halde, tescil edilmiş bir ipotek, alacaklıya herhangi bir güvence sağlamaz.
Alacak temlik edildiğinde, ipotek de bu alacağa bağlı olarak temlik alana, yani yeni alacaklıya geçer. Sicilde herhangi bir işlem yapılmasına gerek kalmaz. Alacak sona erdiğinde, ipotek de fiili olarak sona erer. Eğer ipotek mevcut olmayan veya sona ermiş bir alacak için kurulmuşsa ve bu alacak başka birisine devredilmişse, yeni alacaklının bu ipotek hakkını kazanması mümkün değildir.
İpotek, taşınmazın teminatında olduğu sürece, kişisel sorumluluk da aynı şekilde devam eder. Eğer taşınmaz satılıp alacaklı borcunu karşılamaya yetmiyorsa, alacaklı borçlunun kişisel malvarlığına başvurabilir. Ancak, taşınmazın maliki ile asıl borçlu farklı olabilir ve sorumluluklar ayrı şekilde belirlenmiş olabilir.
Bu gibi durumlarda, taşınmaz malikinin borcunu ödeyerek rehinli taşınmazını kurtarabilir. Rehinli alacaklı bu ödemeyi kabul etmek zorundadır, aksi takdirde temerrüde düşer. Eğer borç ödenirse, borcu ödeyen kişi alacaklı konumuna geçer ve ipotek de ona devredilir. Ancak bu durumda, ipoteğin hükümleri uygulanmaz, eğer alacak başka birisine devredilmemişse.
Sorumluluğun ayrıldığı durumlarda, rehinli alacağın vadesi geldiyse, malik ve asıl borçlu olacak kişilere muacceliyet ihtarında bulunmak zorunludur. Alacak malike ihtar yapılmamışsa, alacak malik bakımından muaccel olmaz.
Eğer ipotekli taşınmaz devredilirse, taşınmazın yeni maliki rehin hakkını devralmış olur. Yeni malik, borcu üstlenebilir ve böylece sorumluluklar yeniden birleşir. Ancak bu durum için rehinli alacaklının onay vermesi veya 1 yıllık bekleme süresinin geçmesi gereklidir.