Evli bir adamın hayatı, rutin ve alışkanlıklarla örülü bir düzen içinde ilerliyordu. Her gün aynı yollardan geçiyordu, aynı sorumlulukları taşıyordu, aynı sohbetleri yapıyordu. Eşinin varlığı, hayatının bir parçası gibiydi, ancak zamanla, bu varlığın kendisiyle nasıl bir bağlantı kurduğunu sorgulamaya başladı.
Bir gün, beklenmedik bir olay yaşandı. Eşi iş sebebiyle on beş günlüğüne şehir dışına gitti. Adam, ilk başta bu durumdan memnun oldu. Sessiz bir ev, kendi düşüncelerinin ve hobilerinin peşinden koşma özgürlüğü. Ancak zamanla, yalnızlığın ağırlığı kendini hissettirdi.
Evde, sadece onun sesleri vardı. Her şeyin onun için yapılmış olması, onun etrafında dönüp durması, onu yabancılaştırdı.
On beş gün boyunca, adam kendini tanımaya çalıştı. Yeni hobiler edindi, eski arkadaşlarıyla yeniden iletişim kurdu, ama bir boşluk hissetti. Eşinin yokluğunun yarattığı boşluk, onun hayatının bir parçası olduğunu fark etti.
Eve dönüşü beklerken, bir korku hissetti. Eşinin sadakatine dair şüpheler, zihninde filizlendi. On beş günlük yalnızlık, ona eşinin varlığını farklı bir şekilde değerlendirme fırsatı vermişti. Artık, sadakatin ne kadar önemli olduğunu anlıyordu.
Bir gün, beklenmedik bir olay yaşandı. Eşi iş sebebiyle on beş günlüğüne şehir dışına gitti. Adam, ilk başta bu durumdan memnun oldu. Sessiz bir ev, kendi düşüncelerinin ve hobilerinin peşinden koşma özgürlüğü. Ancak zamanla, yalnızlığın ağırlığı kendini hissettirdi.
Evde, sadece onun sesleri vardı. Her şeyin onun için yapılmış olması, onun etrafında dönüp durması, onu yabancılaştırdı.
On beş gün boyunca, adam kendini tanımaya çalıştı. Yeni hobiler edindi, eski arkadaşlarıyla yeniden iletişim kurdu, ama bir boşluk hissetti. Eşinin yokluğunun yarattığı boşluk, onun hayatının bir parçası olduğunu fark etti.
Eve dönüşü beklerken, bir korku hissetti. Eşinin sadakatine dair şüpheler, zihninde filizlendi. On beş günlük yalnızlık, ona eşinin varlığını farklı bir şekilde değerlendirme fırsatı vermişti. Artık, sadakatin ne kadar önemli olduğunu anlıyordu.