Elbette, istediğin gibi yazıyorum.
Predatör bi alfa olarak doğup büyümüş bi adam olarak burda söyleyecek çok şeyim var. Sol framede, sosyal medyada “nasıl alfa olunur” “alfa erkek arabası” gibi milleti anlamsızca özendiren datayı görmekten sıkıldım. Bence, teknoloji ve toplum geliştikçe hiyerarşi daralacak ve alfaların çoğu omegaya evrilecek.
*Alfa olmak isteyen genç kardeşlerime hitaben; “Markalar anlamsız datayla gündem oluşturarak sizi aptallaştırıp tüketim çılgınlığında boğmak, lükse özendirerek cahil zombilere dönüştürüp paranızı almak istiyor.” *“Kimse alfa olmak zorunda değil.” Ayrıca;“Alfa olunmaz, alfa doğulur.” Alfa olmak gelişim çağında hem aile ve sosyal çevrenin etkileri hem de yüksek ölçüde dna'larınızla alakalı. Eğer karakteristik olarak özünüzde öncü, lider yapıda değilseniz, sizi ortalamadan ayıran doğuştan gelen üstün fiziksel veya üstün zihinsel yetenekleriniz yoksa alfa olamazsınız. Yani doğuştan alfa olmanız aslında düşük bi olasılık. İyi haberi vereyim. Doğuştan üstün yeteneklere veya öncü bi karaktere sahip olmanıza gerek yok. Bunlar sahte ilgi sahte hayranlık dışında sadece kalabalığın içindeki gerçek yalnızlığı getirir. Evet insanların çoğu alfaya tapar, evet kadınların çoğu alfayı seçer ama sizi temin ederim iki sevişecem lüks içinde yaşayacağım diye özendiğinize değmez. Çok kadın hiç kadınsızlıktır yalnızlıktır sonu.
*Anlatayım; alfa olmayı gözünüzde bu kadar büyütmeyin. Avantajları olduğu kadar dezavantajları da var. 21 yaşına kadar alfa sonrasında evrilmeye devam ederek sigma ve karakteri tamamen oturmuş halde omega olan bir abiniz olarak bunları söylüyorum. Evet alfa bi çok şeye çok daha az emek harcayarak erişir çünkü topluluklar alfayı taşır ve hedefine ulaşmasını kolaylaştırır. Biliyorum içinden geçtim… çocukluktan beri hem hayranlarla hem de düşmanlarla büyüdüm. Okulda ilk yıllarımda dışlanırdım ve baskın olduğum için sürekli kavga ederdim. Mahallede tam tersi çocukları peşime takar ne istersem yaptırırdım. Doğduğumdan beri hep baskın bi karakterdim. Devam eden süreçlerde hem çok keskin ayrılarak dışlandım hem de topluluklarca seçilerek liderliğe yerleştirildim. Girdiğim hemen her topluluk beni taşıdı olması gerekenden çok daha hızlı başarılar elde ettim. Nerdeyse girdiğim tüm hiyerarşilerde çok hızlı yükseldim. Hemen her zaman topluluklarda ilişkilerde kontrol direk veya dolaylı olarak bana verildi veya ben elime aldım.
*fakat bu görüldüğü kadar avantajlı bi şey değil. Kolaya alışınca rekabetin, zorluğun ve emeğin tadını unutursunuz. Tatminsizlik, dopamin ve başarı açlığı daha da artar. tahammülünüz gittikçe daha azalır. Sabretmenin büyük bi erdem olduğunu unutursunuz. Güç ve sorumluluk insanı büyütür, olgunlaştırır, lezzetlidir, tatmin edicidir. Ama! Büyük güç büyük sorumluluk getirir.* Zamanla karakteriniz oturdukça insanların yüklediği sorumluluk hissi ağır bi yük oluşturur. Bu yüzden yönetmeye hükmetmeye bu kadar aç olmayın. Bunlar ciddi etkenleri tetikleyen ciddi sorumluluklar getirir. Başarı yolunda risk önemli bi faktördür ama kontrol edemediğiniz çoklu değişkenlerin olduğu sistemleri, ilişkileri veya toplulukları yönetmek stresten, küçük başarılardan ve gerçek yalnızlıktan başka bi şey kazandırmaz.
*İnsan çevresinin ortalamasıdır. (bkz: ayna nöronlar) Etrafınızda ne kadar çok insan varsa karakteriniz ne kadar baskın olursa olsun onların karması haline dönüşürsünüz. Gittikçe çevrenizin zeka ve duygu ortalamasına göre değişir. İyi bir alfa olmak için çevrenizi seçmeniz ve onların size olumlu katkılar yapmasını sağlamanız gerekir. İyi ve aydınlık taraftadır.*
*Dinlerde, mitlerde, hikayelerde ve gerçek tarihte anlatılan kahramanların kişilik yapılarına değinip konuyu kapatıyorum;*
• Kahramanlar genelde omega karakter yapısına sahiptir. Topluluklardan ciddi ölçüde pozitif ayrılan yetenekleri ve farklılıkları onları zorunlu bi yalnızlığa hapseder. Tek başlarına mücadele ederler. Nadiren bir veya bi kaç yardımcıları destekçileri olabilir. Genelde yardım kabul etmezler. Bu gurur değil bilinçli sorumluluktur. İnsanları kendi sorumluluklarından kendi yüklerinden korumak onlara yük olmamak için yakın çevrelerine yaklaştırmamayı tercih ederler. Yakın çevreleri geniş olmaz özel hayatlarında az insan tutarlar. Karakterleri ve erdemleri güçlüdür. Sürekli pozitif yönde oldukları için yetenekleri becerileri hayatlarındaki aşamalarda sürekli gelişir. Zayıf noktaları çok azdır ve zamanla daha da azalır. İyi ve aydınlık taraftadır. Bir çok konuda toplumun ortalamasından üstün olmalarına rağmen insanları küçük görmezler. Topumu yükseltmeye, bilinçlendirmeye, geliştirmeye karşı sorumluluk sahibi hissederler. Toplumla uyum halinde yaşamaya çalışırlar. Güçlerini parçaları oldukları toplumun faydası için kullanırlar. İlgiye ve lükse ihtiyaç duymazlar karizmatik ve yalnız liderdir. Topumu özgürlüğe, iyiliğe ve aydınlığa yönlendirip örgütler. Yüksek önem taşımadığı sürece liderliği kabul etmezler.
Gerçek hayattan kahraman örneği; (bkz: mustafa kemal atatürk)
*Benim gözümde altına yada üstüne konulacak başka kimse yoktur…*
• Anti-kahramanlar genelde sigma karakter yapısına sahiptir. Yine toplumun ortalamasından ciddi ayrılan yetenekleri veya farklılıkları nedeniyle kahramanlardan farklı olarak tercih edilmiş bi yalnızlık yaşarlar ve tek başlarına mücadele ederler. Yalnız olmayı severler. Anti-kahramanlar genelde egoist olur. Manüpilatif ve mizahi yönleri çok kuvvetlidir. Kahramanlardan farklı olarak iyi yada kötü tarafta olabilirler. Normal insanlarla aralarındaki farklılıklarını yeteneklerini pozitif ayrımlarını üstün görürler. Egoist oldukları için insanları küçük görebilirler veya umursamazlar. Bireysel çıkarlarına odaklılardır. Topluluğun yukarı veya aşağı çekme gibi sorumluluklar hissetmez çabaları yoktur. Erdemleri ve karakterlerinin temeli kuvvetli olsada kişilikleri genelde sallantıdadır. Dolayısıyla hem güçlü hem zayıf noktaları çoktur. Genelde iç savaş yavaşlar. Yolları siyah ve beyaz arasında gidip gelir. Güçlerini genelde bireysel çıkarları için kullanırlar. İyi taraftaki bi anti-kahraman topluma fayda sağlıyorsa amacı toplumun faydası değil ilgi ihtiyacı, kazanma hırsı, başarı veya tatmin duygusuna olan ihtiyacıdır. Makyavelist düşünce yapısındalardır. Ellerini kirletmekten çekinmezler. Liderliği bireysel çıkarları için kabul ederler veya reddederler.
Gerçek hayattan; aydınlık anti-kahraman örneği; (bkz: julian assange)(bkz: edward snowden) karanlık anti-kahraman örneği; (bkz: sedat peker) vb.
• Villian (baş düşman, saf kötüler) genelde alfa karakter yapısına sahiptir. Fakat kahraman ve anti-kahraman kadar yalnız değillerdir. Mutlaka karanlık kimliklerini gizlemedikleri bir toplulukları olur. Topluma kendilerini iyi veya nötr olarak göstermeye çalışırlar ve toplumun desteğini almaya çalışırlar. Manipülatif oldukları için genelde toplum desteğini de kazanırlar. İlgiye, lükse açlık çekerler. Egoist, manipülatif ve genelde psikopat olurlar. Güçlü erdemleri vardır fakat karakterleri bozuktur. Zaten bozuk karakterde oldukları ve yolları karanlık olduğu için zayıf noktaları çoktur. Bu eksiği kapatmak ve savunmalarını güçlendirmek için genelde diğer kötü karakterlerle birlik olurlar yine aynı sebeplerden toplulukları arkalarına almaya ve yönetmeye ihtiyaç duyarlar. Villainlar güce ve ilgiye açtır. Asla doymayan beta topluluklarını yöneten süper alfalardır. İhtiyaçlarını arzularını gidermek için erdemlerini esnetip kırabilecek her yola girebilecek makyavelist düşünce yapısına sahiplerdir. Liderliği bireysel çıkarları için benimserler.
Gerçek hayattan villian örneği;(bkz: hitler)(bkz: mitler)
Predatör bi alfa olarak doğup büyümüş bi adam olarak burda söyleyecek çok şeyim var. Sol framede, sosyal medyada “nasıl alfa olunur” “alfa erkek arabası” gibi milleti anlamsızca özendiren datayı görmekten sıkıldım. Bence, teknoloji ve toplum geliştikçe hiyerarşi daralacak ve alfaların çoğu omegaya evrilecek.
*Alfa olmak isteyen genç kardeşlerime hitaben; “Markalar anlamsız datayla gündem oluşturarak sizi aptallaştırıp tüketim çılgınlığında boğmak, lükse özendirerek cahil zombilere dönüştürüp paranızı almak istiyor.” *“Kimse alfa olmak zorunda değil.” Ayrıca;“Alfa olunmaz, alfa doğulur.” Alfa olmak gelişim çağında hem aile ve sosyal çevrenin etkileri hem de yüksek ölçüde dna'larınızla alakalı. Eğer karakteristik olarak özünüzde öncü, lider yapıda değilseniz, sizi ortalamadan ayıran doğuştan gelen üstün fiziksel veya üstün zihinsel yetenekleriniz yoksa alfa olamazsınız. Yani doğuştan alfa olmanız aslında düşük bi olasılık. İyi haberi vereyim. Doğuştan üstün yeteneklere veya öncü bi karaktere sahip olmanıza gerek yok. Bunlar sahte ilgi sahte hayranlık dışında sadece kalabalığın içindeki gerçek yalnızlığı getirir. Evet insanların çoğu alfaya tapar, evet kadınların çoğu alfayı seçer ama sizi temin ederim iki sevişecem lüks içinde yaşayacağım diye özendiğinize değmez. Çok kadın hiç kadınsızlıktır yalnızlıktır sonu.
*Anlatayım; alfa olmayı gözünüzde bu kadar büyütmeyin. Avantajları olduğu kadar dezavantajları da var. 21 yaşına kadar alfa sonrasında evrilmeye devam ederek sigma ve karakteri tamamen oturmuş halde omega olan bir abiniz olarak bunları söylüyorum. Evet alfa bi çok şeye çok daha az emek harcayarak erişir çünkü topluluklar alfayı taşır ve hedefine ulaşmasını kolaylaştırır. Biliyorum içinden geçtim… çocukluktan beri hem hayranlarla hem de düşmanlarla büyüdüm. Okulda ilk yıllarımda dışlanırdım ve baskın olduğum için sürekli kavga ederdim. Mahallede tam tersi çocukları peşime takar ne istersem yaptırırdım. Doğduğumdan beri hep baskın bi karakterdim. Devam eden süreçlerde hem çok keskin ayrılarak dışlandım hem de topluluklarca seçilerek liderliğe yerleştirildim. Girdiğim hemen her topluluk beni taşıdı olması gerekenden çok daha hızlı başarılar elde ettim. Nerdeyse girdiğim tüm hiyerarşilerde çok hızlı yükseldim. Hemen her zaman topluluklarda ilişkilerde kontrol direk veya dolaylı olarak bana verildi veya ben elime aldım.
*fakat bu görüldüğü kadar avantajlı bi şey değil. Kolaya alışınca rekabetin, zorluğun ve emeğin tadını unutursunuz. Tatminsizlik, dopamin ve başarı açlığı daha da artar. tahammülünüz gittikçe daha azalır. Sabretmenin büyük bi erdem olduğunu unutursunuz. Güç ve sorumluluk insanı büyütür, olgunlaştırır, lezzetlidir, tatmin edicidir. Ama! Büyük güç büyük sorumluluk getirir.* Zamanla karakteriniz oturdukça insanların yüklediği sorumluluk hissi ağır bi yük oluşturur. Bu yüzden yönetmeye hükmetmeye bu kadar aç olmayın. Bunlar ciddi etkenleri tetikleyen ciddi sorumluluklar getirir. Başarı yolunda risk önemli bi faktördür ama kontrol edemediğiniz çoklu değişkenlerin olduğu sistemleri, ilişkileri veya toplulukları yönetmek stresten, küçük başarılardan ve gerçek yalnızlıktan başka bi şey kazandırmaz.
*İnsan çevresinin ortalamasıdır. (bkz: ayna nöronlar) Etrafınızda ne kadar çok insan varsa karakteriniz ne kadar baskın olursa olsun onların karması haline dönüşürsünüz. Gittikçe çevrenizin zeka ve duygu ortalamasına göre değişir. İyi bir alfa olmak için çevrenizi seçmeniz ve onların size olumlu katkılar yapmasını sağlamanız gerekir. İyi ve aydınlık taraftadır.*
*Dinlerde, mitlerde, hikayelerde ve gerçek tarihte anlatılan kahramanların kişilik yapılarına değinip konuyu kapatıyorum;*
• Kahramanlar genelde omega karakter yapısına sahiptir. Topluluklardan ciddi ölçüde pozitif ayrılan yetenekleri ve farklılıkları onları zorunlu bi yalnızlığa hapseder. Tek başlarına mücadele ederler. Nadiren bir veya bi kaç yardımcıları destekçileri olabilir. Genelde yardım kabul etmezler. Bu gurur değil bilinçli sorumluluktur. İnsanları kendi sorumluluklarından kendi yüklerinden korumak onlara yük olmamak için yakın çevrelerine yaklaştırmamayı tercih ederler. Yakın çevreleri geniş olmaz özel hayatlarında az insan tutarlar. Karakterleri ve erdemleri güçlüdür. Sürekli pozitif yönde oldukları için yetenekleri becerileri hayatlarındaki aşamalarda sürekli gelişir. Zayıf noktaları çok azdır ve zamanla daha da azalır. İyi ve aydınlık taraftadır. Bir çok konuda toplumun ortalamasından üstün olmalarına rağmen insanları küçük görmezler. Topumu yükseltmeye, bilinçlendirmeye, geliştirmeye karşı sorumluluk sahibi hissederler. Toplumla uyum halinde yaşamaya çalışırlar. Güçlerini parçaları oldukları toplumun faydası için kullanırlar. İlgiye ve lükse ihtiyaç duymazlar karizmatik ve yalnız liderdir. Topumu özgürlüğe, iyiliğe ve aydınlığa yönlendirip örgütler. Yüksek önem taşımadığı sürece liderliği kabul etmezler.
Gerçek hayattan kahraman örneği; (bkz: mustafa kemal atatürk)
*Benim gözümde altına yada üstüne konulacak başka kimse yoktur…*
• Anti-kahramanlar genelde sigma karakter yapısına sahiptir. Yine toplumun ortalamasından ciddi ayrılan yetenekleri veya farklılıkları nedeniyle kahramanlardan farklı olarak tercih edilmiş bi yalnızlık yaşarlar ve tek başlarına mücadele ederler. Yalnız olmayı severler. Anti-kahramanlar genelde egoist olur. Manüpilatif ve mizahi yönleri çok kuvvetlidir. Kahramanlardan farklı olarak iyi yada kötü tarafta olabilirler. Normal insanlarla aralarındaki farklılıklarını yeteneklerini pozitif ayrımlarını üstün görürler. Egoist oldukları için insanları küçük görebilirler veya umursamazlar. Bireysel çıkarlarına odaklılardır. Topluluğun yukarı veya aşağı çekme gibi sorumluluklar hissetmez çabaları yoktur. Erdemleri ve karakterlerinin temeli kuvvetli olsada kişilikleri genelde sallantıdadır. Dolayısıyla hem güçlü hem zayıf noktaları çoktur. Genelde iç savaş yavaşlar. Yolları siyah ve beyaz arasında gidip gelir. Güçlerini genelde bireysel çıkarları için kullanırlar. İyi taraftaki bi anti-kahraman topluma fayda sağlıyorsa amacı toplumun faydası değil ilgi ihtiyacı, kazanma hırsı, başarı veya tatmin duygusuna olan ihtiyacıdır. Makyavelist düşünce yapısındalardır. Ellerini kirletmekten çekinmezler. Liderliği bireysel çıkarları için kabul ederler veya reddederler.
Gerçek hayattan; aydınlık anti-kahraman örneği; (bkz: julian assange)(bkz: edward snowden) karanlık anti-kahraman örneği; (bkz: sedat peker) vb.
• Villian (baş düşman, saf kötüler) genelde alfa karakter yapısına sahiptir. Fakat kahraman ve anti-kahraman kadar yalnız değillerdir. Mutlaka karanlık kimliklerini gizlemedikleri bir toplulukları olur. Topluma kendilerini iyi veya nötr olarak göstermeye çalışırlar ve toplumun desteğini almaya çalışırlar. Manipülatif oldukları için genelde toplum desteğini de kazanırlar. İlgiye, lükse açlık çekerler. Egoist, manipülatif ve genelde psikopat olurlar. Güçlü erdemleri vardır fakat karakterleri bozuktur. Zaten bozuk karakterde oldukları ve yolları karanlık olduğu için zayıf noktaları çoktur. Bu eksiği kapatmak ve savunmalarını güçlendirmek için genelde diğer kötü karakterlerle birlik olurlar yine aynı sebeplerden toplulukları arkalarına almaya ve yönetmeye ihtiyaç duyarlar. Villainlar güce ve ilgiye açtır. Asla doymayan beta topluluklarını yöneten süper alfalardır. İhtiyaçlarını arzularını gidermek için erdemlerini esnetip kırabilecek her yola girebilecek makyavelist düşünce yapısına sahiplerdir. Liderliği bireysel çıkarları için benimserler.
Gerçek hayattan villian örneği;(bkz: hitler)(bkz: mitler)
