Fatih Terim, Euro 2008'de kadro tercihlerine yönelik eleştirilerle karşı karşıya kalmış ve çok tartışılan bir teknik direktördü. Sıradan bir tanımlamayla anlatılamayacak kadar olağandışı olan Terim'in yapmak istediği, "sistemsizlik ilkesi" üzerine pek çok şey söylenebilir. Basında yer alan haberler ve Terim'in anlaşılmazlığıyla ilgili algı eksikliği, mucizevi galibiyetler tarafından örtbas edilmiş ve bu konudaki tartışmalar birden kesilivermişti. Arsene Wenger'in vurguladığı gibi, Türk Milli Takımı'nın sistemsizliği, Terim'in karşısındaki durumlara farklı açılardan bakabilme yeteneğini gösteriyor. Diğerlerince kabadayılık, ego tatmini ve kişisel ilişkilerin yönlendirdiği şekilde yorumlansa da, Terim'in "düzensizlik içindeki düzen"i göz ardı edilmemelidir. Tüm tercihlerinde ortaya çıkan benzerlik ve felsefi derinlik, Terim'in adaptasyon yeteneğini öne çıkarıyor. Bruce Lee'nin "su gibi ol" felsefesi, Terim'in çeşitli sistemlerle oyun oynayabilme ve esneklik gösterebilme yaklaşımıyla paralel bir şekilde ilerliyor. Terim'in ve Lee'nin benzerliklerinden doğan tanım, milli takımın belirsizliği ve öngörülemezliği karşısında rakiplerin zorlanmasını açıklıyor. Terim'in insanî zaaflarının ötesindeki pozitif ve agresif enerjisi, kimi zaman bencil bir imaj yaratırken kimi zamansa birleştirici bir güven simgesi olarak görülebilir. Sonuç olarak, milli takımın engelleri saf dışı etme stratejisine odaklandığı dönemde Terim'in felsefi yaklaşımı ve hedefleri daha net bir şekilde anlaşılabilir hale geliyor.