Fatih Terim'in Milli Takım görevine başladığından beri yaşadığımız durumu ifade eden içeriği aşağıdaki şekilde tekrar yazabilirim:
Fatih Terim'in Milli Takım'ın başına geçtiği günden bu yana açıkça hissettiğimiz durum şudur: Beşiktaş şampiyon oldu, ligin en iyi futbolunu oynuyor ancak Milli Takım'da sadece Oğuzhan şans bulabiliyor, o da 45-60 dakika süre alabiliyor. Bir Beşiktaşlı oyuna girebilmek için başka bir Beşiktaşlı oyundan çıkmalıdır Fatih Terim'in gözünde. Cenk Tosun mükemmel bir performans sergilerken, dakika başına gol verimliliği en yüksek oyuncu olmasına rağmen hala Burak Yılmaz tercih ediliyor. İsmail Köybaşı hem defans hem ofans açısından dengeli bir performans gösterirken, Caner'in formsuzluğuna rağmen ona ısrarla şans veriliyor. Olcay Şahan, ligin en etkili baskısını yapabilen oyunculardan biri iken onu yedekte bekletmek, topu ayağında iyi tutan Arda Turan'ın ve sadece serbest vuruşlardaki etkisiyle bilinen Hakan Çalhanoğlu'nun oynaması anlaşılmaz bir tercihtir.
Şimdi Fatih Terim'e açıkça söylemek istiyorum: Senin Selçuk ve Burak hamlelerinden, başarı için düşman yaratıp oyunlarını konsolide etmeye çalışmalarından, 90 dakika boyunca belirsiz bir oyun sergileyen Milli Takım'dan sıkıldık. Eğer futbolun ne olduğunu öğrenmek istiyorsan, biraz Beşiktaş'ı izle ve beşiktaşlı oyunculara şans ver, takım halinde nasıl oynanacağını futbolcularına öğret. Emin ol, bu temelleri attığında belki Arda Barcelona'da oynamak istemeyecek, Burak Çin'e gitmek istemeyecek, Selçuk da dikey pasları öğrenecek.
Sen Galatasaray'ın değil, Milli Takımın hocası olarak hakeden oyuncuları sahaya sürmek zorundasın. Formu düşük oyuncuları koruyucu bir baba gibi görme, eğer gelişemiyorlarsa Milli Takım'a çağrılmasınlar. Futbolu doğru anlamak istiyorsan Beşiktaş'ı izle cümlemi bir arkadaş yanlış anlamış gibi gelmiş. Ancak anlamı şudur: Fatih Terim'in başarısıyla benimkisi farklıdır. Futbol bilen bir insanın sistemi olmalı, ancak Fatih Terim'in başarıları genellikle gaz, güven ve kaosa dayalı olmuştur.
Olcay, Arda ve Calhanoglu karşılaştırmasından rahatsız olanlar olmuş. Ancak Olcay takım oyuncusu olarak ikisinin de önündedir. Yetenek olarak değil, takım kimyası olarak değerlendiriyorum. Milli Takım'ın yetenekli oyuncuları Emre Mor, Gökhan Töre, Calhanoglu gibi isimlerdir. Arda gibi değil. Yeni Hakan Şükür adayımız yolunda ilerliyor ve hala gelişebilir.
İsmail ve Caner ile ilgili eleştirilere de değinmek istiyorum. Şu anda formda olan Ismail, Caner'in önünde yer alsa da Hasan Ali'nin çağrılması tercih edilebilirdi. Ancak Ismail'in Caner'in yerine değil, başka bir oyuncunun yerine çağrılmalıydı.
Bu konu Beşiktaş'ın hakkı yeniliyor argümanıyla çıkmadı, Milli Takım'daki ayrımcılığın Beşiktaş'a özgü bir durum olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyorum. Bu tartışmaların Beşiktaş'a karşı değil, Milli Takım'daki adaletsizliğe karşı olduğunu vurguluyorum. Bu yapılanların futbolda adaletin sağlanmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Fatih Terim'in Milli Takım'ın başına geçtiği günden bu yana açıkça hissettiğimiz durum şudur: Beşiktaş şampiyon oldu, ligin en iyi futbolunu oynuyor ancak Milli Takım'da sadece Oğuzhan şans bulabiliyor, o da 45-60 dakika süre alabiliyor. Bir Beşiktaşlı oyuna girebilmek için başka bir Beşiktaşlı oyundan çıkmalıdır Fatih Terim'in gözünde. Cenk Tosun mükemmel bir performans sergilerken, dakika başına gol verimliliği en yüksek oyuncu olmasına rağmen hala Burak Yılmaz tercih ediliyor. İsmail Köybaşı hem defans hem ofans açısından dengeli bir performans gösterirken, Caner'in formsuzluğuna rağmen ona ısrarla şans veriliyor. Olcay Şahan, ligin en etkili baskısını yapabilen oyunculardan biri iken onu yedekte bekletmek, topu ayağında iyi tutan Arda Turan'ın ve sadece serbest vuruşlardaki etkisiyle bilinen Hakan Çalhanoğlu'nun oynaması anlaşılmaz bir tercihtir.
Şimdi Fatih Terim'e açıkça söylemek istiyorum: Senin Selçuk ve Burak hamlelerinden, başarı için düşman yaratıp oyunlarını konsolide etmeye çalışmalarından, 90 dakika boyunca belirsiz bir oyun sergileyen Milli Takım'dan sıkıldık. Eğer futbolun ne olduğunu öğrenmek istiyorsan, biraz Beşiktaş'ı izle ve beşiktaşlı oyunculara şans ver, takım halinde nasıl oynanacağını futbolcularına öğret. Emin ol, bu temelleri attığında belki Arda Barcelona'da oynamak istemeyecek, Burak Çin'e gitmek istemeyecek, Selçuk da dikey pasları öğrenecek.
Sen Galatasaray'ın değil, Milli Takımın hocası olarak hakeden oyuncuları sahaya sürmek zorundasın. Formu düşük oyuncuları koruyucu bir baba gibi görme, eğer gelişemiyorlarsa Milli Takım'a çağrılmasınlar. Futbolu doğru anlamak istiyorsan Beşiktaş'ı izle cümlemi bir arkadaş yanlış anlamış gibi gelmiş. Ancak anlamı şudur: Fatih Terim'in başarısıyla benimkisi farklıdır. Futbol bilen bir insanın sistemi olmalı, ancak Fatih Terim'in başarıları genellikle gaz, güven ve kaosa dayalı olmuştur.
Olcay, Arda ve Calhanoglu karşılaştırmasından rahatsız olanlar olmuş. Ancak Olcay takım oyuncusu olarak ikisinin de önündedir. Yetenek olarak değil, takım kimyası olarak değerlendiriyorum. Milli Takım'ın yetenekli oyuncuları Emre Mor, Gökhan Töre, Calhanoglu gibi isimlerdir. Arda gibi değil. Yeni Hakan Şükür adayımız yolunda ilerliyor ve hala gelişebilir.
İsmail ve Caner ile ilgili eleştirilere de değinmek istiyorum. Şu anda formda olan Ismail, Caner'in önünde yer alsa da Hasan Ali'nin çağrılması tercih edilebilirdi. Ancak Ismail'in Caner'in yerine değil, başka bir oyuncunun yerine çağrılmalıydı.
Bu konu Beşiktaş'ın hakkı yeniliyor argümanıyla çıkmadı, Milli Takım'daki ayrımcılığın Beşiktaş'a özgü bir durum olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyorum. Bu tartışmaların Beşiktaş'a karşı değil, Milli Takım'daki adaletsizliğe karşı olduğunu vurguluyorum. Bu yapılanların futbolda adaletin sağlanmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum.