Feminizm, kadın haklarını korumayı değil, kadın ve erkek haklarının eşitlenmesini savunur. Kadınların dezavantajlı olduğu konumlarda kadınları, erkeklerin dezavantajları olduğu konumlarda erkekleri savunur.
Türkiye'de ekonomik krizin artmasıyla feminizmin en çok Türk erkeklerine yarıyor olması oldukça net bir gerçek. Sol tarafta sıkça görülen "Türk kadını" veya genel "kadın" temalı başlıklarda feminizm hakkında negatif yorumlar yapılırken bu gerçek göz ardı ediliyor.
Kadınların maddiyata değer vermesi onlar için evrimsel bir dürtü olduğu halde feminizm etkisiyle oldukça azalmışken erkekler nedense bu durumdan hiç şikayetçi değil, hiçbiri "karım çalışmasın benim paramı yesin" demiyor. Hatta hala maddiyata değer veren kadından şikayetçiler ve bunun nedeninin feminizmden uzak geleneksel düşünce yapısı olduğunun farkında değiller (ya da kabul etmek istemiyorlar).
Kadınlar daha özgür bir hayat, doğru eş seçebilme hakkı, eğitim alma hakkı gibi birçok temel hak uğruna gününün 1/3'ünü ve çocuklarına verecekleri ilginin büyük bir kısmını çalışmaya feda etmeyi seçtiler. Bu feda ettikleri tüm zaman aslında seçtikleri eşlerinin neredeyse yarı yarıya çalışması anlamına geliyor. Yani geleneksel evlilikte erkeğin 2 birim çalışıp getireceği parayı kadın-erkek birlikte 1 birim çalışıp getiriyorlar. Erkek 1 birim çalışma ile kârda. Kadın 1 birim çalışma zararda, ama özgürlüğü ve diğer hakları için değer. Bu durumda feminizmin getirdiği yaşam ve evlilik şekliyle en kârlı çıkanların erkekler olduğunu düşünüyorum.
Kişisel not: Ne saf geleneksel evlilikle ne de saf modern evlilikle mutlu olmak mümkün değil diye düşünüyorum. Gelenekselde yük erkeğe, modernde yük kadına daha ağır basıyor. Bu iki yaşam biçiminin uygun oranlardaki karışımı ile uyumlu ve mutlu evlilikler mümkün. Hangi oranlarda karışım yapılacağı ise ilişkideki kadın-erkek dinamiğine ve isteklerine göre değişiklik göstermeli.
Türkiye'de ekonomik krizin artmasıyla feminizmin en çok Türk erkeklerine yarıyor olması oldukça net bir gerçek. Sol tarafta sıkça görülen "Türk kadını" veya genel "kadın" temalı başlıklarda feminizm hakkında negatif yorumlar yapılırken bu gerçek göz ardı ediliyor.
Kadınların maddiyata değer vermesi onlar için evrimsel bir dürtü olduğu halde feminizm etkisiyle oldukça azalmışken erkekler nedense bu durumdan hiç şikayetçi değil, hiçbiri "karım çalışmasın benim paramı yesin" demiyor. Hatta hala maddiyata değer veren kadından şikayetçiler ve bunun nedeninin feminizmden uzak geleneksel düşünce yapısı olduğunun farkında değiller (ya da kabul etmek istemiyorlar).
Kadınlar daha özgür bir hayat, doğru eş seçebilme hakkı, eğitim alma hakkı gibi birçok temel hak uğruna gününün 1/3'ünü ve çocuklarına verecekleri ilginin büyük bir kısmını çalışmaya feda etmeyi seçtiler. Bu feda ettikleri tüm zaman aslında seçtikleri eşlerinin neredeyse yarı yarıya çalışması anlamına geliyor. Yani geleneksel evlilikte erkeğin 2 birim çalışıp getireceği parayı kadın-erkek birlikte 1 birim çalışıp getiriyorlar. Erkek 1 birim çalışma ile kârda. Kadın 1 birim çalışma zararda, ama özgürlüğü ve diğer hakları için değer. Bu durumda feminizmin getirdiği yaşam ve evlilik şekliyle en kârlı çıkanların erkekler olduğunu düşünüyorum.
Kişisel not: Ne saf geleneksel evlilikle ne de saf modern evlilikle mutlu olmak mümkün değil diye düşünüyorum. Gelenekselde yük erkeğe, modernde yük kadına daha ağır basıyor. Bu iki yaşam biçiminin uygun oranlardaki karışımı ile uyumlu ve mutlu evlilikler mümkün. Hangi oranlarda karışım yapılacağı ise ilişkideki kadın-erkek dinamiğine ve isteklerine göre değişiklik göstermeli.