Taraftarım, derbi sonrası bir sürü yazı olacak, tabii ki benim de yazmam lazım. Benim 30 yıllık Fenerbahçe'liliğim beni yazmaya zorluyor. Holiganlıkla, fanatikle hiç işim olmaz ama Fenerbahçe'nin içinde bulunduğu ilüzyondan uyanması gerektiğini düşünüyorum.
**Gerçeklere bakalım:**
1. **Kadro:** İyi değil, kardeş. Yıllarca iyi değil. Ösa’yı, Oosterwolde’yi, temiz yüzlü efendi gibi her maç bomba gibi oynayan Ismail’i, 8 aydır gol atamayan Şimanski’yi, kendi gol müziği var diye Dzeko’yu, baklavalı diye Tadic’i, agresif oynuyor diye Djiku’yu, Becao’yu iyi zannediyorsunuz. Takımda etkili oynayan tek tük oyunculardan biri olan Ferdi de kaybedildi. Fred dışında sahada güven veren tek oyuncumuz yok. Bu takım 8-10 yıldır hiçbir ciddi maçını kazanamıyor, sürekli hüsran yaşatıyor. Geçen sene şampiyonluk gittikten sonra kazandığımız Galatasaray maçı, tarihinin en kötü sezonlarından birini geçiren Beşiktaş’ı 2 maçta yenmenin hiçbir anlamı yok! 18. haftada Galatasaray'ı, Konferans Ligi çeyrek finalinde Olympiakos'u yeneceksin kardeşim. Bu takımın çok net şekilde sağ bek, sol bek, orta saha, hücum ve hatta dinamik kanat sıkıntısı var. Kral çıplak demeyi öğrenin biraz derim. Yani kısacası; bu kadro çok fazla güçlenmeli (temizlenerek!).
2. **Taraftar:** Bağırıp çağırma konusunda yorum yapmayacağım. Bence stada gelen herkes manyaklar gibi boğazı yırtılana kadar bağırmak zorunda değil. Nostaljik hezeyanları da yersiz buluyorum. Ligde daha baskın olduğumuz 2000-2010 yılları arasındaki maçların özetini açın bakın, en kritik maçlarda bile statta boşluklar olurdu. Artık full çeken bir stat var ve taraftarın takımı ateşlemek, itmek gibi bir görevi yok. Takım taraftarı ateşler; zaten baskın oyun gördüğümüz maçlarda taraftarın nasıl oyunun içine girdiğini görüyorsunuz. Herkes tırnaklarını kemiriyor bütün maçlarda stresten, ateşli oynamak takımın sorumluluğu. Benim derdim genç Fenerbahçeliler denen örgütle. Bakın bu topluluk bağırıyoruz kisvesi altında önce stattaki bütün atmosferi bozan maçlara simsiyah giyinip gelen, her fırsatta uyuşturucudan ölüp gitmiş eski amigoya aşk besteleri söyleyen, diğer tribünlerin başlattığı tezahüratları kesip kendi aptal bestelerine döndüren ahraflardır. Aynı ekibi kulübe üye yapıp (Ali Koç döneminde tam 3 katına çıkan kongre üye sayısı da başka bir konudur) başkanlık seçimlerinde bile ortamı germelerini sağlayanlar da utansın. Gitme sana muhtacım diye bağırmaları Fenerbahçe tarihinin yüz karalarından biridir. Yani kısacası; Fenerbahçe tribünlerinin genç Fenerliler denen gruptan kurtulması gerekir.
3. **Yönetim:** Bunu artık yazmaktan sıkıldım, ama Fenerbahçe gibi bir camiada 7 sene (bu sene de gitti bence) şampiyonluk yaşayamayan bir başkanın teneke bağlanarak gönderilmesi gerekirken %75 oyla tekrar başkan seçen kongre üyelerimizi de tebrik ediyorum. Acun gibi bir adamı taraftarın önüne atıp, kongre boyunca türlü türlü yalanlarla taraftarı gazladınız, gelmez denen isimler diyerek olta attınız resmen, ama işte sizin destekçiniz o tribün holiganları aslında. Statta kiminle konuşsam illallah etmiş halde ama %75 oy. Bu yönetim yalancı, bu yönetim iş bilmez, bu yönetim ilk geldiğinde feda deyip 5 sene mali durumu düzelteceğiz dese çılgın bir destek alacakken, türlü yalanlarla yıldız sözü vererek umutlandırmayı seçti. Birkaç ay önceki kongrede de demokratik ortamı bozup Saran'ı adaylıktan vazgeçirdi. Aziz Yıldırım (ki hiç sevmem ve desteklemem) biraz ılımlı yaklaşmasa yine kavga dövüş bir ortam oluşacaktı. Yani kısacası; yönetim artık gitmeli, baştan aşağı temizlenerek!
**Gerçeklere bakalım:**
1. **Kadro:** İyi değil, kardeş. Yıllarca iyi değil. Ösa’yı, Oosterwolde’yi, temiz yüzlü efendi gibi her maç bomba gibi oynayan Ismail’i, 8 aydır gol atamayan Şimanski’yi, kendi gol müziği var diye Dzeko’yu, baklavalı diye Tadic’i, agresif oynuyor diye Djiku’yu, Becao’yu iyi zannediyorsunuz. Takımda etkili oynayan tek tük oyunculardan biri olan Ferdi de kaybedildi. Fred dışında sahada güven veren tek oyuncumuz yok. Bu takım 8-10 yıldır hiçbir ciddi maçını kazanamıyor, sürekli hüsran yaşatıyor. Geçen sene şampiyonluk gittikten sonra kazandığımız Galatasaray maçı, tarihinin en kötü sezonlarından birini geçiren Beşiktaş’ı 2 maçta yenmenin hiçbir anlamı yok! 18. haftada Galatasaray'ı, Konferans Ligi çeyrek finalinde Olympiakos'u yeneceksin kardeşim. Bu takımın çok net şekilde sağ bek, sol bek, orta saha, hücum ve hatta dinamik kanat sıkıntısı var. Kral çıplak demeyi öğrenin biraz derim. Yani kısacası; bu kadro çok fazla güçlenmeli (temizlenerek!).
2. **Taraftar:** Bağırıp çağırma konusunda yorum yapmayacağım. Bence stada gelen herkes manyaklar gibi boğazı yırtılana kadar bağırmak zorunda değil. Nostaljik hezeyanları da yersiz buluyorum. Ligde daha baskın olduğumuz 2000-2010 yılları arasındaki maçların özetini açın bakın, en kritik maçlarda bile statta boşluklar olurdu. Artık full çeken bir stat var ve taraftarın takımı ateşlemek, itmek gibi bir görevi yok. Takım taraftarı ateşler; zaten baskın oyun gördüğümüz maçlarda taraftarın nasıl oyunun içine girdiğini görüyorsunuz. Herkes tırnaklarını kemiriyor bütün maçlarda stresten, ateşli oynamak takımın sorumluluğu. Benim derdim genç Fenerbahçeliler denen örgütle. Bakın bu topluluk bağırıyoruz kisvesi altında önce stattaki bütün atmosferi bozan maçlara simsiyah giyinip gelen, her fırsatta uyuşturucudan ölüp gitmiş eski amigoya aşk besteleri söyleyen, diğer tribünlerin başlattığı tezahüratları kesip kendi aptal bestelerine döndüren ahraflardır. Aynı ekibi kulübe üye yapıp (Ali Koç döneminde tam 3 katına çıkan kongre üye sayısı da başka bir konudur) başkanlık seçimlerinde bile ortamı germelerini sağlayanlar da utansın. Gitme sana muhtacım diye bağırmaları Fenerbahçe tarihinin yüz karalarından biridir. Yani kısacası; Fenerbahçe tribünlerinin genç Fenerliler denen gruptan kurtulması gerekir.
3. **Yönetim:** Bunu artık yazmaktan sıkıldım, ama Fenerbahçe gibi bir camiada 7 sene (bu sene de gitti bence) şampiyonluk yaşayamayan bir başkanın teneke bağlanarak gönderilmesi gerekirken %75 oyla tekrar başkan seçen kongre üyelerimizi de tebrik ediyorum. Acun gibi bir adamı taraftarın önüne atıp, kongre boyunca türlü türlü yalanlarla taraftarı gazladınız, gelmez denen isimler diyerek olta attınız resmen, ama işte sizin destekçiniz o tribün holiganları aslında. Statta kiminle konuşsam illallah etmiş halde ama %75 oy. Bu yönetim yalancı, bu yönetim iş bilmez, bu yönetim ilk geldiğinde feda deyip 5 sene mali durumu düzelteceğiz dese çılgın bir destek alacakken, türlü yalanlarla yıldız sözü vererek umutlandırmayı seçti. Birkaç ay önceki kongrede de demokratik ortamı bozup Saran'ı adaylıktan vazgeçirdi. Aziz Yıldırım (ki hiç sevmem ve desteklemem) biraz ılımlı yaklaşmasa yine kavga dövüş bir ortam oluşacaktı. Yani kısacası; yönetim artık gitmeli, baştan aşağı temizlenerek!