Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Fillerde bilişsellik

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Filler, dünya üzerindeki en zeki hayvan türlerinden biridir. Beyinleri, 5kg'ın üzerinde olan ağırlığıyla karada yaşayan diğer hayvanlarınkinden daha büyüktür. Ortalama bir balinanın kütlesi ortalama bir filin kütlesinin yirmi katı olmasına rağmen ortalama balina beyni filinkine göre yalnızca iki katı büyüklüğündedir. Yapı ve karmaşıklık açısından fil beyni insan beyniyle benzerlik gösterir.Fillerin serebral korteksinde insan beyninde olduğu kadar nöron bulunur ki bu da yakınsak evrime işaret eder. Filler aralarında keder, öğrenme, kendi yavrusu olmayan yavru fillere bakma, taklitçilik, oyun, diğerkâmlık, alet kullanımı, şefkat, iş birliği, öz farkındalık, bellek ve muhtemelen dil gibi çok çeşitli davranışlar gösterirler. Bütün bu davranışlar fillerin oldukça zeki olduğunu gösterir ve yunuslar ve primatlar ile aynı düzeyde oldukları düşünülmektedir. Yüksek zekâları ve güçlü aile bağları nedeniyle bazı araştırmacılar fillerin telef edilmesinin ahlaki olarak doğru olmadığını savunmaktadır. Aristoteles bir zamanlar filler için şöyle demiştir: "Akıl ve anlayışta diğer bütün hayvanları geçen hayvan". Beyin yapısı Serebral korteks Fil (hem Asya hem de Afrika fili) insanlar, insansılar ve bazı yunus türlerinde olduğu gibi çok büyük ve oldukça fazla kıvrımlı bir neokortekse sahiptir. Asya fili karada yaşayan tüm hayvanlar içinde bilişsel süreçler için kullanılabilecek en büyük serebral korteks hacmine sahiptir. Hatta fillerin serebral korteks hacmi primat türlerinden fazladır ve kapsamlı araştırmalar sonucunda filler âlet yapımı ve kullanımı konusundaki bilişsel yetenekler açısından büyük insansı maymunlar ile aynı kategoriye konulmuştur. Fil beyninin gyrus örüntüsü insanlar, primatlar ve etçillerden daha karmaşıktır ve daha kıvrımlıdır, ancak balinalar ve yunusların beyinlerinin yapısından daha az karmaşıktır. Fil beyninde insan beyninde olduğu kadar kortikal nöron ve sinaps bulunur ve bu miktar yunuslardan fazladır. Fillerin problem çözme yeteneği açısından yunuslarla aynı düzeyde olduğuna inanılır ve dolayısıyla birçok bilim insanı zekâ açısından filler ile yunusları aynı düzeyde görür. Beynin diğer özellikleri Limbik sistemde bulunan hipokampus, fillerde çok büyük ve çok kıvrımlıdır ve aynı zamanda insan, primat ve yunus hipokampuslarından da çok büyüktür. Filin hipokampusu merkezî beyin yapılarının %0,7'sini oluştururken bu oran insanda %0,5, boz yunusta %0,1 ve afalinada ise yalnızca %0,05'tir. Hipokampus, özellikle uzamsal olmak üzere çeşitli belleklerin işlenmesi yoluyla duygularla bağlantılıdır. Fillerin gelişmiş hipokampusları neden fillerin psikolojik geridönüşler yaşadığı ve posttravmatik stres bozukluğuna benzer rahatsızlık geçirdiğini açıklayabilir. Fillerin ensefalizasyon oranı (EQ) 1,13 ile 2,36 arasında değişir. Asya filleri için ortalama EQ 2,14, Afrika filleri için ortalama EQ 1,67 ve genel ortalama da 1,88'dir. Vücut cüssesine göre beyin büyüklüğünü gösteren ensafalizasyon oranının zekânın bir göstergesi olup olmadığı tartışmalıdır çünkü hayvanlar arasında en yüksek EQ'ye sahip olan hayvanlar sivri sincapçıkgillerdir. Erişkin beyin büyüklüğüne göre doğuştaki beyin büyüklüğü Filler de insanlar gibi büyürken davranışları öğrenmek zorundadır. Yaşamlarını sürdürüp hayatta nasıl kalınacağına dair içgüdülere sahip olarak doğmazlar. Filler yaklaşık on yıl gibi uzun bir süre öğrenme evresinden geçer. Zekâyı ölçmek için karşılaştırmalı başka bir yöntem de erişkin beyin büyüklüğü ile yenidoğanın beyin büyüklüğünü karşılaştırmaktır. Bu karşılaştırma bir türün henüz yavru iken ne kadar öğrenebildiğinin bir göstergesidir. Memelilerin çoğu erişkin beyin büyüklüklerinin %90'ına yakın bir beyin büyüklüğü ile doğarlar. İnsanlarda bu oran %28, afalinalarda %42.5, şempanzelerde %54, fillerde ise %35'tir. Bu oranlara göre filler insanlardan sonra en çok öğrenme aşamasından geçen türdür ve davranışları yalnızca içgüdüsel değildir ve yaşamları süresince öğrenilmelidir. İçgüdünün öğrenilmiş zekâdan çok farklı olduğu göz önüne alınmalıdır. Ebeveynler yavrularına nasıl besleneceklerini, nasıl âlet kullanacaklarını ve karmaşık fil topluluğu içindeki yerlerini öğretirler. Belleğin depolandığı serebrum temporal lobları fillerde insanlardan çok daha büyüktür. von Economo nöronları von Economo nöronları bilinçli davranışların gelişmesinde önemli bir rol oynarlar. İnsanlar ve insansı maymunlarda olduğu gibi von Economo nöronları hem Asya hem de Afrika fillerinin beyinlerinde bulunur. von Economo nöronları ayrıca kambur balina, oluklu balina, katil balina, ispermeçet balinası, afalina, boz yunus ve beyaz balina da da bulunur. Fil beyni ile insan beyni arasındaki dikkat çekici benzerlik yakınsak evrim tezini desteklemektedir. Fil topluluğu Filler yaşayan türler arasında en sıkı bağlarla bağlı topluluklardan birini oluşturur. Fil ailelerini oluşturan bireyler birbirlerinden yalnızca insanlar tarafından yakalanma ya da ölüm yoluyla ayrılırlar. Filler üzerine uzmanlaşmış bir etolog olan Cynthia Moss bir Afrika fili ailesinin başından geçen olayları şöyle anlatır: Ailede yer alan iki fil kaçak avcılar tarafından vurulmuş ve sonra diğer bireyler tarafından kovalanmıştır. Fillerden biri ölmüş ancak adı Tina olan diğer fil ayakta kalmıştır. Ama Tina'nın dizlerinin bağı çözülmeye başlamıştır. Ailenin iki üyesi Trista ve Tina'nın annesi Teresia, Tina'nın iki yanına geçip ona yaslanarak ayakta tutmaya çalışmışlardır. Sonunda gücünü kaybeden Tina yere düşmüş ve ölmüştür. Trista ile Teresia yine de vazgeçmeyip onu yerden kaldırmaya çalışmıştır. Sonunda Tina'yı oturur konuma getirmeyi başarabilmişlerdir ancak Tina'nın cansız bedeni yine yere düşmüştür. Ailenin diğer üyeleri de yardım etmeye başlamış ve Tina'nın ağzına ot koymaya çalışmışlardır. Teresia fildişlerini Tina'nın başının ve gövdesinin önünün altına koyarak onu kaldırmaya çalışmıştır. Bu sırada sağ fildişi tamamen kopmuş ve dudağı ile sinir boşluğuna kadar yarılmıştır. Filler Tina'yı kaldırmaya çalışmayı bırakmış ama yanından ayrılmamıştır. Tina'yı çok derin olmayan bir mezarda gömmeye ve üzerine yaprak koymaya başlamışlardır. Bütün gece Tina'nın başında beklemiş ve ancak sabah yanından ayrılmaya başlamışlardır. Tina'nın yanından en son ayrılan annesi Teresia'dır. Fillerin sosyal yapısı çok sıkı olduğu için ve aşırı derece de anaerkil bir yapıya sahip oldukları için aile içindeki bir filin ve özellikle de aile liderinin ölümü aile için yıkıcı olabilir. Bazı aile grupları eski yapılarına tekrar kavuşamayabilirler. Cynthia Moss yavrusunun ölümünden sonra bir dişi fililn günlerce ailesinin ardından çok yavaş hareketlerle yürüyerek ancak yürüyebildiğini gözlemlemiştir. Edward Topsell 1658 yılında The History of Four-Footed Beasts (Dört Ayaklı Hayvanların Tarihi) adlı eserinde "Dünyanın tüm hayvanları arasında her şeye muktedir olan Tanrı'nın kudretinin ve hikmetinin en büyük göstergesi fildir." diye yazmıştır. Fillerin işbirliğine ait yeteneklerinin şempanzelerinkine denk olduğuna inanılır. Fillerde özgecilik Fillerin zor durumda olan insan dahil diğer türlere de yardım edebilecek kadar çok özgeci hayvanlar olduğu düşünülmektedir. Hindistan'da bir fil, bir kamyonun ardından giderek önceden kazılmış olan çukurlara fil sürücüsünün talimatıyla kamyondan aldığı kütükleri dikerek yerlilere yardımcı olmaktaydı. Fil, deliğin birinde kütüğü deliğe koymayı reddeder. Fil sürücüsü deliğe baktığında içinde uyuyan bir köpek görür. Fil ancak köpek delikten gittikten sonra kütüğü deliğe koyar. Cynthia Moss, birçok kere fillerin insanlara zarar vermemek için geri geri yürümek zorunda kalsalar bile yollarını değiştirdiklerine tanık olmuştur. Joyce Poole, kendisine Kuki Gallman'ın Laikipia Çiftliği'nde geçen ve Colin Francombe tarafından anlatılan bir olayı nakletmiştir. Çiftlikte çalışan bir çoban tek başına develeriyle birlikte bir fil ailesine denk gelir. Aile lideri fil üzerine gelerek hortumuyla onu düşürür ve bacaklarından biri kırılır. Akşam olup geri dönmediğinde onu aramaya başlarlar. Arayanlar çobanı bulduklarında başında bir filin beklediğini görürler. Fil aramaya gelenlerin kamyonuna saldırır ve havaya ateş ederek onu kaçırırlar. Çoban sonradan başından geçenleri anlatır. Ayağı kırıldıktan sonra ayağa kalkamayınca filin hortumuyla onu kaldırıp ağaç gölgesine götürdüğünü söyler. Gün boyunca yanında duran fil zaman zaman nazikçe hortumuyla ona dokunmuştur. İlaç kullanma Afrika'da filler, doğumu başlatan hodangiller familyasından bir ağacın yapraklarını çiğnerler. Kenyalılar da aynı amaçla aynı yaprakları kullanırlar. Ölüm ritüeli Filler, Homo sapiens sapiens ve Neandertal dışında ölüm ile ilgili fark edilebilir ritüellere sahip olduğu bilinen tek memeli türüdür. Kendi cinslerinden olanların, çok uzun zaman önce ölmüş olsalar bile, kemiklerine büyük ilgi gösterirler. Sessiz bir şekilde hortumları ve ayakları ile bu kemikleri inceledikleri gözlemlenir. Bazen, ölen fil ile akraba olmasa bile mezarlarını ziyaret ettikleri görülür. Bir fil yaralandığında, akraba olmayan filler bile onlara yardım ederler. Filleri araştıran Martin Meredith kitabında sekiz yıldan uzun bir süredir Güney Afrika'da filleri inceleyen Güney Afrikalı biyolog Anthony Hall-Martin'de tipik bir fil ölüm ritüelini aktarır. Ölü aile liderinin cesedini, kendi kızı da dahil olmak üzere tüm aile üyesi filler nazikçe hortumlarıyla dokunur ve kaldırmaya çalışır. Fil sürüsü yüksek sesle uğultu gibi bir ses çıkarır. Yavru filin ağladığı ve çığlık gibi sesler çıkardığı gözlemlenir. Daha sonra tüm fil sürüsü sessiz kalır. Cesedin üzerine toprak ve yaprak atmaya başlarlar. Ağaçlardan kopardıkları yapraklı dallarla cesedi örterler. Sonra iki gün boyunca sessizce ölü filin başında beklerler. Su ve besin için ayrılsalar bile geri dönerler. Fillerin insanlara da bu şekilde davranmalarına Afrika'da sıklıkla rastlanır. Birçok kereler ölü ya da uyuyan insanları gömmüşler ve yaralı ise yardım etmişlerdir. Meredith, Kenyalı avcı George Adamson'dan yaşlı Turkana kadının başından geçenleri de aktarır. Bu kadın yolunu kaybedince bir ağacın altında uyuya kalır. Uyandığında başında bir fil olduğunu görür. Fil, kadını nazikçe hortumuyla okşamaktadır. Kadın çok korktuğu için kıpırdamadan durur. Diğer filler de gelince yüksek sesle çığlık atmaya ve kadının üstünü dallarla örtmeye başlarlar. Kadın ertesi sabah, çobanlar tarafından zarar görmemiş bir hâlde bulunur. George Adamson, Kenya'da devlete ait araziye giren bir erkek fili vurduğu zamanı da hatırlar. George, filin etini yerel Turkana halkına verir ve filden geriye kalanları yarım mil öteye taşır. O gece, diğer filler, ölen filden kalanları bulur ve kürek kemikleriyle ayak kemiklerini filin öldüğü yere geri götürürler. Bilim insanları fillerin ne kadar duyguya sahip olduğu konusunda sıklıkla tartışırlar. Oyun Joyce Poole birçok kere Afrika fillerini oynarken gözlemlemiştir. Kendilerini ve başkalarını eğlendirmek için davrandıkları belirgin olarak görülmektedir. Filler oynarken su çekerek hortumlarını havaya kaldırmakta ve etrafa bir fıskiye gibi saçmaktadırlar. Taklitçilik Son zamanlarda yapılan araştırmalar fillerin aynı zamanda duydukları sesleri taklit edebildiklerini de göstermiştir. Bu buluş, annesini ölmüş olan yavru fil Mlaika'nın çevreden geçen kamyonların seslerini taklit ettiği görüldüğü zaman yapılmıştır. Bu zamana kadar sesleri taklit ettiği bilinen hayvanlar balinalar, yunuslar, yarasalar, primatlar, dumanlı parslar ve kuşlardır. 23 yaşında bir Afrika fili olan Calimero da kendine özgü bir taklit sergilemiştir. Calimero, İsviçre'de başka Asya filleri ile birlikte yaşamaktaydı. Asya fillerinin daha ince çıkan sesleri, daha kalın ve derinden gelen Afrika fillerinin sesinden farklıdır. Calimero da kendi türüne özgü derinden gelen sesler çıkarmak yerine Asya filleri gibi ince sesler çıkarmaya başlamıştır. Güney Kore'de bir eğlence parkında yaşayan Kosik adlı Hint fili, aralarında otur, hayır, evet ve yat kelimelerinin de bulunduğu beş farklı Korece kelimeyi taklit edebilmektedir. Kosik, insanların çıkardığı bu sesleri taklit edebilmek için hortumunu ağzının içine sokup dışarı doğru nefesini verirken hortumunu titretmektedir. Yani insanların ıslık çalmak için parmaklarını ağızlarına sokmalarına benzer şekilde davranmaktadır. Filler birbirleri ile bağlantıda kalmak için, görme mesafesinin dışına çıktıklarında bağlantı çağrıları kullanır. Dişi filler, kendi aile gruplarındaki filler ile diğer fillerin bağlantı çağrılarını ayırt edebilmektedirler. Aynı zamanda karşılaşma sıklıklarına göre diğer aile gruplarının çağrılarını da ayırt edebilmektedirler. Âlet kullanımı Filler, hortumlarını kol gibi kullanarak âlet kullanmında önemli bir yetenek sergilerler. Fillerin su içmek için yerde delik açtıkları ve sonra kopardıkları ağaç kabuklarını çiğneyerek top şekline getirdikleri ve açtıkları deliği bu ağaç kabuğundan yaptıkları topla örttükleri görülmüştür. Bu topun üzerini kum ile de örterek suyun buharlaşmasını önlemekte ve daha sonra gelrek tekrar aynı delikten su içebilmektedirler. Sıklıla kendilerini kaşımak ya da sinekleri kovalamak için ağaç dallarını kullanırlar. Fillerin aynı zamanda elektrikli çitlere büyük taşlar atarak çitleri parçaladıkları ya da elektrik akımını kestikleri de bilinmektedir. Sanat ve müzik [[Dosya:TECCelephant art2.jpg|küçükresim|Tayland'da resim yapan fil]] Soyut sanat üretebilen çeşitli türler gibi filler hortumlarrı ile tuttukları fırçaları kullanarak bazılarının soyut dışavurumcuların eserlerine benzettikleri resimler yapabilmektedirler. Resim yapan fillere hayvanat bahçelerinde artık yaygın olarak rastlanabilmekte ve dünya çapında müzeler ile galerilerde eserleri sergilenmektedir. Phoenix Hayvanat Bahçesi'nde yaşayan Ruby adlı fil özgün bir ressam olarak görülmektedir ve resimleri 25.000 ABD doları kadar fiyatla satılmaktadır. Ruby kullanacağı renkleri kendi seçmekte ve hangi sıra ile hangi renkleri kullandığı konusunda çok büyük heves göstermektedir. New York'ta bulunan ve bir "fil sanat akademisi" sayılabilecek olan "The Asian Elephant Art & Conservation Project" yaşlı fillere resim yapmayı öğretmektedir. Tanımlanabilir nesnelerin resimlerinin yapılabilmesi için öğreticiler filleri yönlendirmektedir. Tayland'da bir kampta fillerin nasıl resim yaptığı Extraordinary Animals adlı TV programında gösterilmiştir. Her ne kadar desenler filler tarafından da yapılsa fillerin yanında her zaman için eğiticileri bulunmakta ve fillerin hareketlerini yönlendirmektedirler. Bir filin başka fili resmettiğini gösteren bir video internet üzerinde haber ve video sitelerinde çok geniş olarak yayıldı. Şehir efsanelerinin gerçek yüzünü gösterme konusunda uzmanlaşan snopes.com web sitesi bu videoyu "gerçek" olarak listelemektedir. Ancak resmi yapanın gerçekten filin fırça darbeleri olmasında karşın yapılan resimlerin birbirine benzemeleri filin yaratıcı çabalarından çok öğrenilmiş davranışların göstergesi olduğu vurgulanmaktadır. Antik Romalılar ve Asyalı fil eğiticileri fillerin melodileri ayırt edebildiklerine dikkat çekmişlerdir. Sirklerde gösteri yapan filler müziğin değişmesini takip ederek gösteri yapmaktadır. Adam Forepaugh ve Barnum & Bailey sirklerinde "fil bandosu" gösterileri bile mevcuttu. Alman evrimsel biyoloğu Bernard Rensch filin müziği ayırt edebilme yeteneğini inceledikten sonra bulgularını 1957 yılında Scientific American dergisinde yayımladı. Rensch'in test ettiği fil müzik gamında 12 farklı tonu ayırt edebilmekte ve basit melodileri hatırlayabilmekteydi. Fil, farklı enstrümanlarla, farklı tempo ve tonlarda çalınsa bile, aradan bir buçuk yıl geçtikten sonra dahi melodileri tanıyabilmekteydi. Bu sonuçlar fil zekâsını inceleyen "Human-Elephant Learning Project" tarafından da desteklenmiştir. ABD'de Washington D.C. hayvanat bahçesinde Shanthi adlı fil harmonika ve çeşitli üflemeli çalgıları çalabilmektedir. Filin şarkılarını her zaman kreşendo ile bitirdiği bildirilmiştir. Tayland Fil Orkestrası, bakıcılarından gelen minimum talimatlarla kendileri için özel olarak yapılmış müzik enstrümanlarıyla "emprovize" olarak müzik yapmaktadır. Orkestra Lampang'da Tayland Fil Koruma Merkezi'nde çalışan fil uzmanı Richard Lair ve Columbia Üniversitesi'nde bellek bütünleşmesi, öğrenme ve davranışta dopaminerjik sinapsların rolünü inceleyen David Sulzer (sanatçı adı, Dave Soldier) tarafından kurulmuştur. Nörobiyolog Aniruddh Patel'e göre, orkestranın yıldız davulcusu Pratidah adlı filin tek başına ya da orkestra ile birlikte çalarken dikkat çekici derecede dikkatli olduğunu ve müzikalite sergilediğini belirtir. Aynı zamanda bu filin diğer fillerle birlikte çalarken swing tarzı bir ritim tutturduğunu ekler. Problem çözme becerisi küçükresim|upright=1.14|sağ|Besine ulaşabilmek için blokları dizen fil. Filler problemler üzerinde önemli miktarda zaman harcayabilmektedir. Yeni sorunların üstesinden gelebilmek için davranışlarını kökünden değiştirebilmektedirler ki bu da karmaşık bir zekânın göstergesidir. 2010 yılında yapılan bir deney sonucunda besine ulaşabilmek için iki ayrı bireyin aynı anda aynı ipin iki ucundan çekmesini gerektiren karmaşık bir görevi çözebilmek için koordineli olarak hareket edebildikleri kanıtlanmıştır. Bu da fillerin, işbirliği yeteneği konusunda şempanzeler ile aynı düzeyde olduklarını göstermektedir. 1970'lerde ABD'de "Marine World Africa"da yaşayan Asya fili Bandula, ayağındaki zinciri kilitlemek için kullanılan çeşitli ekipmanları çözmeyi başarmıştı. Kullanılan en karmaşık ekipman iki zıt ucu birlikte kaydırıldığında kilitlenen sustalı Brummel kancasıydı. Bandula, iki ucu aynı hizaya getirip kilidi açana kadar kancayla oynadıktan sonra kendini kurtarmış ve diğer fillerinde kilitlerinden kurtulmasına yardım etmiştir. Bandula'nın zincirden kaçışında ve muhakkak ki diğer esâret altındaki fillerin kaçışında hayvanlar etrafa bakıp izleyen olup olmadığına bakmakta ve kimsenin bakmadığından emin olduklarında kurtulmaktaydılar. Phoeniz hayvanat bahçesinde yaşayan Asya fili Ruby bakıcılarının kendisi hakkındaki konuşmalarını dinlemekte ve ne zaman resim kelimesini duysa çok heyecanlanmaktaydı. Tercih ettiği renkler yeşil, sarı, mavi ve kırmızıydı. Bir keresinde bulunduğu yerin dışında kalp krizi geçiren bir adam için itfaiye aracı geldi. Aracın üzerindeki ışıklar kırmızı, beyaz ve sarı renklerdeydi. Ruby o gün bu renkleri kullanarak resim yaptı. Ayrıca genelde bakıcılarının elbiselerinin renklerini tercih etmekteydi. Fil eğiticisi Harry Peachey, Koko adlı bir fil ile işbirliği yaptıkları bir ilişki kurmuştur. Koko, bakıcılara yardım etmek için bazı kelimeleri öğrenmiştir. Peachey, eğer kendilerine saygı ve hassasiyet içinde davranılırsa fillerin insanlarla işbirliği yapmaya ve birlikte çalışmaya meyilli olduğunu belirtmektedir. Koko, bakıcılarının grup içindeki bir dişi fili başka bir hayvanat bahçesine nakli için yardım istediklerinde yardım etmekteydi. Bakıcılar bir dişiyi transfer etmek istediklerinde onun ismini ve transfer kelimesini söylemekte ve Koko da onlara yardım etmekteydi. Eğer bir fil transfer edilirken kıpırdaman duruyorsa bakıcılar "Koko, yardım et" dediklerinde Koko onlara yardım ediyordu. Fillerle çalıştığı 27 yılın sonunda Peachey fillerin duydukları bazı kelimelerin söz dizimini ve anlamını anladıklarına kesinlikle inanmaktadır. Bu yetenek hayvanlar arasında çok nadirdir. Tokyo Üniversitesi'nden Dr. Naoko Irie fillerin aritmetik yeteneğine sahip olduğunu göstermiştir. Deney, Ueno hayvanat bahçesinde fillerin önündeki iki kovaya değişik sayıda elmayı koymak ve fillerin içinde en çok elma bulunan kovayı seçmesinden ibarettir. Bir kovaya birden fazla elma konduğunda filler kovaların içindeki elmaların sayısını akıllarında tutmak zorundaydı. Deneyin sonucunda filler %74 en çok elma bulunan kovayı seçti. Ashya adlı bir Afrika fili %87 gibi en yüksek sonuca sahip oldu. İnsanlar ise aynı deneyde yalnızca %67'lik bir skora ulaşabildiler. Deney aynı zamanda filme de alındı. Öz farkındalık Asya filleri, öz farkındalığa sahip olan insansı maymunlar, afalinalar ve saksağanlar gibi küçük bir grup hayvan arasına girmiştir. Bu konudaki çalışma "Wildlife Conservation Society" (WCS) tarafından New York'ta Bronx hayvanat bahçesinde bulunan filler ile yapılmıştır. Her ne kadar birçok hayvan aynaya tepki gösterse de çok azı aynada kendi yansımalarını tanıyabilmektedir. Çalışmaya katılan Asya filleri de 2,5 m'ye 2,5 m'lik bir ayna karşısında benzer davranışları göstermişlerdir. Aynanın arkasını kontrol etmişler ve aynanın yakınına beslenmek besin getirmişlerdir. Fillerde öz farkındalığın kanıtı, Happy adlı filin arka arkaya, kafasında bulunan ve yalnızca aynada görülebilen X işaretine hortumuyla arka arkaya dokunmasıyla gösterilmiştir. Happy'nin yalnızca koku ya da dokunma hissine karşılık verip vermediğinin anlaşılması için kafasına renksiz boya ile X işareti yapılmış ancak Happy buna ilgi göstermemiştir. Araştırmayı yürüten Frans De Waal "İnsanlar ve filler arasındaki bu paralellikler karmaşık topluluk ve işbirliği ile ilgili yakınsak bilişşel bir evrimi önermektedir" demiştir. Kaynakça Bilişsellik Kategori:Hayvan zekâsı Kategori:Hayvan bilişselliği
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri