Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Fizikçiler (oyun)

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Fizikçiler (Almanca: Die Physiker), Friedrich Dürrenmatt'ın 1961 yılında yazdığı iki bölümlük grotesk hiciv tarzında komedya türünde tiyatro oyunu. Dürrenmatt, 1980 yılında tüm eserlerinin yeniden baskısı sırasında eserde düzenlemeler yaparak son hâline getirmiştir. Bu eser sıklıkla yazarın en etkili ve en kolay anlaşılan eseri olarak gösterilir. İnsanın kendi geleceği üzerindeki çaresizliğini konu alan oyun, II. Dünya Savaşı’nın ardından bilimde ve nükleer teknolojideki son gelişmeler ışığında bilimsel etiği ve insanlığın entelektüel sorumlulukları ile başa çıkabilme yetisini sorgular. İlk olarak Kurt Horwitz yönetmenliğinde, 21 Şubat 1962’de Zürih’te Schauspielhaus Zurich tiyatrosunda sahnelenmiştir. Oyunun ana karakterleri özel bir psikiyatrik hastanede hasta olarak bulunan üç fizikçidir. İçlerinden biri dünyanın yok olmasına neden olabilecek önemde bir buluş yapmıştır. Oyunun ana sorgusu bilimin sorumluluğu üzerinedir. Dürrenmatt bu sorgulamayı, her durumun olası en kötü sonuca ulaşması olan kendi drama teorisi ile bağdaştırarak oyunu kurgular. Komedi anlayışı trajikomedi ya da fars olarak değerlendirilebilir. Fizikçiler oyununun dünya prömiyeri başarılıdır. Sonraki sezondan itibaren en sık sahnelenen Almanca tiyatro oyunlarından biri hâline gelir ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en önemli Almanca tiyatro başarılarından biri sayılır. Özeti Akıl hastası olduğunu iddia eden üç fizikçi özel bir hastanede kalmaktadır. İçlerinden biri Albert Einstein olduğunu, diğeri ise Isaac Newton olduğunu iddia eder. Üçüncü fizikçi olan Johann Wilhelm Möbius ise yanlış ellere düştüğü takdirde dünyanın sonunu getirebilecek olan bir formül bulmuştur. Kendini akıl hastası olarak tanıtabilmek ve çığır açan buluşunun yanlış kullanımını önlemek için Süleyman’ın kendisine göründüğünü iddia eder. Newton ile Einstein ise aslında rakip gizli servislerin ajanıdır ve hastanede yalnızca Möbius’un buluşunu ele geçirmek ve kendi amaçları için kullanmak üzere bulunmaktadırlar. Üç fizikçi de sırları ortaya çıkmasın diye hemşirelerini öldürür. Polis ölümleri araştırmaya geldiğinde Möbius gizli formülünü yok eder. Diğer iki meslektaşını da dünyayı yok olmaktan kurtarmak üzere tehlikeli bilgilerini kendilerine saklamak üzere ikna eder. Ancak fizikçiler çok geç anlaşmaya varır çünkü hastanenin baş doktoru Mathilde von Zahnd, Möbius’un tüm notlarının kopyasını çıkarmıştır. İçlerinde tek gerçek akıl hastası olan Mathilde Süleyman’ın kendisini gerçekten ziyaret ettiğine inanır ve formula kullanarak dünyayı ele geçirmek istemektedir. Ölümler nedeniyle artık kesinlikle deli olmadıklarını kanıtlayamayan üç fizikçi ise akıl hastanesinde kapalı kalır ve Zahnd’ın planlarına engel olamayacak duruma düşerler. Arka plan [[Dosya:Castle Romeo.jpg|1954 yılında Bikini Adası'nda yapılan atom bombası deneyi.|thumb]] Fizikçiler oyununun yazıldığı dönemde, 1950’lerin sonu ve 1960’ların başında ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş dünyanın siyasi atmosferine damgasını basmaktaydı. 1961 yılında Berlin Duvarı’nın inşasıyla nükleer savaş tehdidi artmıştı. 1957’de Batı Almanya’nın nükleer alanda çalışan 18 bilim insanı, Göttingen Onsekizleri olarak nükleer gücün askerî kullanımına ve Batı Almanya’nın nükleer silahlarla donatılmasına karşı çıkan Göttingen Manifestosu’nu vermişti. 1959 yılında Günther Anders’in yayınladığı "Nükleer Çağ Üzerine Tezler" daha sonra Dürrenmatt’ın Fizikçiler oyununda ileri sürdüğüne benzer argümanlar sunmaktaydı. Friedrich Dürrenmatt 1950’lerden itibaren küresel politikaya gittikçe artan bir ilgi göstermiştir. Fizikçiler oyununun öncülü sayılabilecek olan Der Erfinder (Mucit) adlı bir skeci, Zürih’te bulunan solcu ve anti-Nazi bir topluluk olan Cabaret Cornichon için yazmıştır. Skeç bütün dünyayı yok edebilecek bir minyatür bomba icat eden bir professor hakkındadır. Profesör, sonuçta dünya barışını sağlamak için minyatür bombayı bir kadının göğüslerinin arasına saklar. 1956 yılında Robert Jungk atom bombasının geliştirildiği Manhattan Projesi ve orada çalışan biliminsanlarının akıbetini anlattığı Heller als tausend Sonnen (Bin Güneşten Daha Parlak) adlı kitabını yayımladı. Dürrenmatt, Aralık 1956’da haftalık Die Weltwoche dergisi için bu kitabın bir edebî eleştirisini yazdı. Bu eleştiride öne sürdüğü teorilere daha sonra Fizikçiler oyununda rastlanmaktadır. Dürrenmatt düşünülebilir olanın gizli kalamayacağını, herkesin düşünce yönteminin tekrar edilebileceğini öne sürerek atom bombası sorununun ancak uluslararası olarak bilim adamlarının fikir birliğiyle çözülebileceğini önerir. Düşüncelerin sonucunda gelecekte tehlikeye neden açılacaksa “aptal” rolü oynamanın etik bir ilke olarak kabul edilmesi gerektiğini söyler. Bilim insanlarının kararlılığının ancak ne olduğunu tam olarak anlamadıkları atom bombasını kucaklarında bulduktan sonra ortaya çıktığını ve artık çok geç kalınmış olduğunu belirtir. Dürrenmatt yaşamı boyunca epistemoloji ve bilimsel etik üzerine eğilmiştir. Liseden beri fizik ve matematik ile ilgilenmiştir ancak bunu amatör olarak yaptığını belirtmiştir. Dürrenmatt nükleer fizikçiler hakkındaki görüşlerini Konrad Bleuler gibi yakından tanıdığı biliminsanlarından edinmiştir. Hatta Herbert Georg Beutler karakterinin adı Bleuler’in adını çağrıştırır. Oyunun geçtiği yer olan psikiyatrik koğuşlar hakkındaki bilgileri ise yaşadığı şehir olan Neuchatel yakınlarındaki Préfargier hastanesine ve kuzininin eşinin yönettiği Lozan’daki başka bir hastaneye dayanır. İlk olarak erkek olan baş doktor karakterinin neden kadın olarak yeniden yazıldığı ve bunda Therese Giehse’nin rolünün ne olduğu konusunda Dürrenmatt farklı ifadelerde bulunmuştur. Jürg Ramspeck ile bir röportajında "Giehse’ye Fizikçilerin taslağını gösterdiğimde Giehse bana psikiyatrı oynamak istediğini söyledi. Karakter artık bir kadındı." Urs Jenny ile olan röportajında ise bu büyüleyici anekdotun doğru olmadığını, Giehse'nin oynamasını istediği için rolü kadına çevirdiğini ve bu değişikliğin önemli bir tezat oluşturarak uzun süredir aradığı gerilime kavuştuğunu söylemiştir. Fritz J. Raddatz ile bir söyleşisinde de şöyle demiştir: “İlk olarak bir erkek psikiyatrist tasarladım. Sonradan üç fizikçinin tamamen mantıksal dünyasının karşısına yalnızca çılgın bir kadının karşı gelebileceğinin farkına vardım. Aynı kendi evrenini yaratan çılgın bir tanrı gibi. Dürrenmatt Fizikçiler oyununu 1959 yılında Göktaşı ve Noel Öyküsü ile paralel olarak geliştirmeye başladı. Bir önceki oyunu V. Frank’ın başarısızlığı üzerine Dürrenmatt "görece daha basit bir oyun" yazmayı planlamıştı. Dürrenmatt oyun üzerine çalışmalarını 1961’de tamamladı. Prömiyerin sahne talimatlarının da eklenmesiyle oyun 1962’de Zürih’te Ark Publishing tarafından yayımlandı. 1980 yılında, Dürrenmatt’ın bütün eserlerinin Diogenes Verlag tarafından yayımlanması ile küçük detaylarda farklılıklar içeren oyunun "son versiyonu" oluşmuş oldu. Ana karakterler [[Dosya:King-Solomon-Russian-icon.jpg|küçükresim|Rus ikonasında Süleyman tasviri.]] [[Dosya:Sir Isaac Newton by Sir Godfrey Kneller, Bt.jpg|küçükresim|Godfrey Kneller'in resmiyle Isaac Newton.]] [[Dosya:Einstein1921 by F Schmutzer 2.jpg|küçükresim|Ferdinand Schmutzer'in 1921 tarihli fotoğrafında Albert Einstein.]] Johann Wilhelm : Fizik alanında çok önemli buluşlar yapmış ve birleşik alan teorisinin formülü ile "Evrensel Buluş Prensibi"ni ortaya koymuştur. Buluşlarının ölümcül sonuçlarını görüp bu sorumluluğun altına girmemek ve insanlığı tehlikeye atmamak için deli taklidi yaparak akıl hastanesine yatar. Kendisini Süleyman'ın ziyaret ettiğini iddia eder. Artık ile evli olan eski eşi Lisa'yı ve üç oğlunu kendisine veda etmek için geldiklerinde, kendisini kolayca unutabilmeleri için tanımamazlıktan gelir. Möbius'un insanlığa zarar vermemek için ne kadar büyük fedakârlık yaptığı, deli olmadığını anlayan 'nın evlenme teklifini reddetmesinde görülür. Aslında Monika'yı seven Möbius, serbest kalıp insanlığa zarar gelmemesi için onu öldürür. Büyük güçler tarafından takip edildiğinden korktuğundan bilimsel çalışmalarını yakar ancak hastanenin başhekimi Fraulein Doktor von Zahnd'ın notlarını gizlice kopyaladığını bilmemektedir. Herbert Georg Beutler, , asıl adı Alec Jasper Kilton: Möbius gibi fizikçidir ve deli taklidi yapmaktadır. Sonradan adı verilmeyen bir Batı Bloku ülkesi için gizli ajan olarak çalıştığı ortaya çıkar. Möbius'u takip edebilmek için özel olarak Almanca öğrenmiş ve Isaac Newton olduğunu iddia etmiştir. Möbius'u kendi ülkesinin savunması olarak birlikte çalışmaya ikna etmeye çalışır. Nobel Ödülü'nü kazanacağına dair söz verir ve buluşunu insanlığın hizmetine sunmaya zorunlu olduğunu hatırlatır. Buluşların kullanılması ile ilgili bilim insanının değil toplumun sorumluluğu olduğunu savunur. Ernst Heinrich Ernesti, , asıl adı Joseph Eisler: Üç sözde "deli" fizikçinin üçüncüsüdür. O da Newton gibi Möbius'u takip eden gizli bir ajandır ve Soğuk Savaş'ın içindeki diğer tarafı temsil eder. Kendinin Albert Einstein olduğunu iddia eder. Möbius'tan politik bloklardan birisini seçmesini ve ona hizmet etmesini ister. Bir bilim insanı olarak kendi ülkesinde özgür olmadığını ve politik nüfuza sahip olmadığını kabul ederek bilimsel buluşların ahlaki kullanımı ile ilgili bir garanti veremeyeceğini ifade eder. Buluşların kullanılmasının sorumluluğunun siyasi gücü elinde tutanlarda olduğunu savunur. Fräulein Mathilde von Zahnd: 55 yaşında kız kurusu, kambur doktor akıl hastanesinin sahibi ve başhekimidir. Çılgın zenginlerden ve önemli insanlardan oluşan köklü aristokratik bir aileye mensuptur. Başlarda cömert, insancıl doktoru oynar. Sonradan ise ana gibi şefkat gösteren kadın kisvesinin altında aslında iktidar hırsı içinde olan vicdansız ve gerçekten çılgın olan birisinin olduğu ortaya çıkar. Entrika ve manipülasyon ile Möbius'un tehlikeli çalışmalarını ele geçirir ve kontrol edilemeyen üçüncü güç olarak belirir. Richard Voss Fötrü ve pardesüsüyle tipik bir polis komiseridir. Eğitimli ve deneyimli olan komiser aşırı çalışmaktan yorgundur. Önce katilleri adaletin önüne çıkararak cezalandırmaya çalışır ama akıl hastalarına karşı bir şey yapamaz. İkinci bölümde ise yanlış normları kabul etmiş görünür ve suçluları tutuklaması gerektiği hâlde bundan kaçınır. Stettler: Genç ve hevesli bir hemşire. Biraz saf ve oldukça aşırı iyimser. Empati yetkinliği sayesinde hastalarını anlayabilmektedir. Yine de kendisi için önemli olmayan kişiler için fedakârlık yapmak zorunda hissettiğinden mesleğinde sömürüldüğünü düşünmektedir. Romantiktir ve sevdiği insanların yanında olmak ister. Kendinden 20 yaş büyük olan Johann Wilhelm Möbius ile bir süre ilgilenir ve deli taklidi yaptığını anlar. Möbius'a aşık olur. Onun anlaşılamamış bir dahi olduğunu düşünür. Onun için işini bırakıp birlikte yaşayacakları bir gelecek planı yapar. Geleceği düşünüp heyecana kapıldığı için Möbius'un bunlardan ne kadar az etkilendiğinin farkına varmaz. Möbius, buluşlarını saklı tutabilmek için sonunda Monika'yı öldürmek zorunda kalır. Oyunun kronolojik analizi 1. Bölüm Giriş Oyunun tamamı Les Cerisiers (Kiraz Ağaçları) özel akıl hastanesinde, fizikçi olan Newton, Einstein ve Möbius adlı hastaların tedavi edildiği bölümde geçer. Hastane küçük ve sakin bir kasabadadır ve arka plandaki karlı dağlar bir kır havası ortamı yaratır. Mütevazı yerel üniversite, hapishane ve "sefih" akıl hastanesi, dışarıdan görünen ile altta yatan sorunlar arasındaki farkı gösteren biraz burjuva ve biraz çökmüş bir yaşamı yansıtır. Voss ile 'nin diyaloğu Voss, hastası tarafından boğularak öldürülen hemşirenin ölümünü araştırmak için akıl hastanesine gelir. , ’i sigara içtiği için küçük bir çocuk gibi azarlamakla kalmaz, aynı zamanda ’ı hasta gibi değil de katil gibi değerlendirdiği için kızar. ’in değerlendirme kıstasları ile aynı değildir ve doğru ile yanlış arasındaki çizgiler belirsizleşir. ’ye gore Voss başbelasından başka bir şey değildir. Hemşirenin ölümü onun için önemli değildir, çünkü hastası olan ilk defa bir nebze olsun sakinleşmiştir ve yan odada keman çalmaktadır. Voss ile 'un diyaloğu Üç ay önce 'da hemşiresini benzer şekilde öldürmüştür. O zamanda "deli" olması sebebiyle katili tutuklayamamıştır. Her iki olayda da suçu işleyenler hemşireleri tarafından sevilmiş ve akıl hastanesinden ayrılarak dışarıda yeni bir hayata başlanmaya zorlanmışlardır. , 'u bir kere daha sorgulamak ister. Ancak sorgulama tersine döner ve konu başka bir noktaya gelir öyle ki suçlayan yerine suçlanan konumuna düşen bir ilerleme sağlayamaz. sigara içmeye başlayınca, konuşmanın ilerlememesine sinirlenen 'de sigara yakmak ister ama hastanede yalnızca hastaların sigara içebildiğini, ziyaretçilerin içemediğini söyleyerek sanatoryumun şüpheli ve paradoksal düzenine işaret eder. 'un işaret ettiği üzere atom bombasını bulan yerine sıradan bir katilin tutuklanmaya çalışılması çelişkisi dünyanın düzeninin ne kadar grotesk olduğunu gösterir. Voss ile Fräulein Mathilde von Zahnd'ın diyaloğu , 'un kendisini zannettiğini von Zahnd'a söylediğinde şöyle bir cevapla karşılaşır: "Hastalarımın kendilerini kim sandıklarına ben karar veririm." Hermann Göring'in ünlü "Kimin Yahudi olduğuna yalnız ben karar veririm." sözü ile benzerlik gösteren bu cümle seçimi muhtemelen Dürrenmatt tarafından özellikle kurgulanmıştır. Bu cümle akıl hastanesi başhekiminin gücünü ve keyfiliğini göstermesinin yanı sıra kötünün vücut bulmasıdır. İkinci bir hemşirenin öldürülmesinin ardından güvenlik önlemerinin alınmasının aciliyetini dile getirince ise bunun hastaların beyinlerinin maruz kaldıkları radyasyondan mütevellit bozulması olduğunu ve üçüncü hastanın radyasyona maruz kalmadığı için tehlikeli olmadığını söyler. Üstelik aklı yerinde olanlar da "hatta oldukça daha sıklıkla" öldürmektedirler. 'un ziyareti 15 yıldır akıl hastanesinde kalan 'u, artık kendisini boşamış olan eski karısı Lisa ziyaret eder. Yanında yeni kocası Oscar ve 'tan olan üç oğlu Adolf Fredrik, Wilfried ve Jorg-Lukas'da vardır. Rose ailesinin görünmesiyle 'un ailesi ve kariyeri hakkında geçmiş bilgisi verilir. sözde deliliğini davranışlarıyla göstermeye çalışır. Ailesini tanımazlıktan gelir ve bir kenara çekilip gittikçe yükselen sesle, çılgıncasına Kıyamet Günü'ne dair ilâhiler okur. İşin dozunu gittikçe artırarak sonunda ailesini odadan kovar. Bunu özellikle ailesi ile vedalaşmak zor olduğu için tamamen bağlarını kopartmak, Les Cerisiersde kalmayı garanti altına almak ve böylece dünyayı buluşunun kötü kullanımından korumak için yapar. Ailenin abartılı karikatüre portresi tezyif etme amacıyla çizilmiştir. Uyumlu bir evlilik görüntüsü koruma isteğinin altında burjuva âdetlerinin katılığı yatmaktadır. 'un, zamanında eğitim masraflarını karşıladığı gibi şimdi de hastane masraflarını karşıladığı eski kocası "Johann Wilhelm"e karşı olan abartılı bağlılığı ve yeni kocası 'a karşı ruhani sadakati ile üzerine altı çocuğa daha annelik yapmak için fedakarlıkları, hayırseverliğin absürt yanını göstermekte ve herkesi temel olarak pişmanlığa doğru itmektedir. ile 'nın diyaloğu , 'a ve ona Süleyman'ın göründüğüne inandığını söyleyerek ona olan aşkını itiraf eder. önce onu duygularından vazgeçirmeye çalışır ama başarılı olamaz. onunla evlenip yeni bir aile kurmak istediğini söyleyince buluşlarının açığa çıkacağından korkan hemşireyi perde kordonuyla boğarak öldürür. Dramatik bir işlevi olan bu sahne Fräulein von Zahnd'ın söylediklerinin inanılmaz olduğunu göstermeye yarar. 2. Bölüm İkinci bölümün ilk iki sahnesi birinci bölümün ilk sahnelerinin ters çevrilmiş olarak tekrarıdır. Zahiri konu aynıdır ama bakış açıları ve diyaloglar aksine çevrilmiştir. Ölü hemşirelerin yerine hepsi dövüş sanatlarında usta olan güçlü erkek hasta bakıcılar getirilmiştir. Voss ile Fräulein Mathilde von Zahnd'ın diyaloğu İnceleme için tekrar hastaneye gelen artık buranın kendine has kurallarını kabul etmiştir. Öyle ki 'tan "katil" diye söz eden Fräulein von Zahnd'ı düzelterek ondan "fail" diye bahseder. şaşkınlık içinde 'un işlediği cinayetten şaşırmış gibi rol yapar. incelemeye devam etmeyerek değiştiremeyeceği bu duruma razı olur. Bu davranış, Dürrenmatt'ın sorumluluktan kaçan toplumun karşı koymak yerine koşullara uyum gösterdiğini belirten toplumsal eleştirisidir. ile Fräulein Mathilde von Zahnd'ın diyaloğu yine Süleyman'dan söz ederek onun kendisine sadece dehasını vermekle kalmadığını aynı zamanda öldürme emrini de verdiğini söyler. 'un deliliği yalnızca bir gösteriş olmasına rağmen Fräulein von Zahnd ona inanır. Bu gerçekten giderek belirgenleşen deliliğinin bir göstergesidir. Üç fizikçinin birbirleriyle konuşmaları İlk kısım: Üç fizikçi birbirlerine aslında deli olmadıklarını açıklar. aslında Alec Jasper Kilton adında bir fizikçidir, "Uygunluk kuramı"nın mucididir ve (muhtemelen CIA) kapitalist Batı Bloku için çalışan gizli bir ajandır. Benzer şekilde da asıl adı Joseph Eisler olan ve "Eisler etkisi"nin mucidi bir fizikçidir. Komünist Blok için çalışan bir gizli ajandır. Her ikisi de 'un saklamak için deli taklidi yaptığı "tüm olası buluşlar sistemi"nin peşindedir. Kendi ülkeleri için çalışan bu iki ajan revolverlerini çekerek karşı karşıya gelir ancak düellonun yarar getirmeyeceğini anlarlar. İkinci kısım: Fizikçiler arasında günümüz dünyasında bilimsel araştırma yapma olanakları üzerine olan tartışma oyunun entelektüel düğüm noktasıdır. Fizikçiler aşağıdaki görüşleri savunurlar: Son 'un buluşlarıyla ilgili notlarını çoktan yok ettiği ortaya çıkınca ajanlar rekâbetin artık anlamsız olduğuna karar verir. diğer iki ajanı akıl hastanesinde kalmanın gerekliliğini ahlaki nedenlerle açıklamaya çalışır. Bilim artık sonuçları ölümcül olan çok tehlikeli bir yere gelmiştir. Tek çözümün gerçekliğe boyun eğmek ve buluşlarını paylaşmamak olduğunu söyler. Ajanlar ikna olmamış ve akıl hastanesinden ayrılmak istemektedir. onlara işledikleri cinayetleri hatırlatır. Eğer buluşları ortaya çıkarsa bu cinayetler boşu boşuna işlenmiş olacak ve hepsinin sıradan katiller olacağını anlatır. Akıl hastanesinde kapalı kalmalarının işledikleri cinayetlerin kefâreti olarak görmelerini ve böylece insanlığın kurtuluşuna yardımcı olmalarını önerir. Oyunun sonu böylece çok olumlu olarak bitecek gibi görünür. Kahramanlar fedâkarlıkta bulunur ve kişisel suçlarının cezasını çekmeye razı olurlar. Bozulan dünya düzeni düzelmiş gibi görünür. Fräulein von Zahnd fizikçileri odalarından çıkarır ve iki ajanın silahlarına el koyar. Süleyman'ın yıllardır kendine göründüğünü söyler. Üç hemşireyi de özel olarak kışkırttığını ve fizikçilerin onları öldürmek zorunda kaldıklarını belirtir. Böylece dışarıda "katil" damgası yiyecek olan fizikçiler yalnızca "fail" olarak görülecekleri akıl hastanesinde kalmak zorundadırlar. Fräulein , 'un bütün buluşlarını onları yok etmeden önce kopyaladığını ve kullandığını açıklar. "Bir kere düşünülen bir daha geri alınamaz". Deli olduğu düşünülen üç fizikçi akıl hastanesinde kilit altında kalırken insanlığı tamamen yok edebilecek olan buluşlardan, büyük tehlikelere rağmen büyük kazançlar sağlamaya devam edecektir. Dürrenmatt'ın drama teorisine göre olay olası en kötü şekilde sonuçlanmaktadır. Kapanış monologları Oyunun son üç monologunda , ve doğrudan izleyiciye hitap ederler. İki gizli ajan Isaac Newton ve Albert Einstein rolüne bürünür ve kısaca özgeçmişlerini anlatırlar. ise tamamen Süleyman ile özdeşleşir. Kapanış, son sözü savunmanın söylediği bir duruşma sahnesini anımsatır. Üç fizikçi bilimsel gelişmenin üç evresini sembolize eder: bilimin klasik idealidir. Bilimsel araştırmaların sonucunda ortaya çıkan buluşlar sonuçlarının ne olacağı tartışılmadan insanlığın ilerlemesi için toplumun hizmetine sunulur. bilimsel araştırmalarının sonucunun kontrol edilememesinden duyulan vicdani sorumluluğun, bilim ile etik arasındaki ikilemin ilk tezahürüdür. İnsanı sever ama kitlesel imha silahının yapılmasını sağlar. Araştırmaları bir güç kaynağı olarak kullanılmıştır. Seyirci Einstein'ın karşılaştığı ve başarılı olamadığı etiksel sorunu anlamaya yöneltilir. bilimin ve insanlığın geldiği son merhaleyi sembolize eder. İnsanoğlu dünyayı kendi buluşlarıyla yaşanılmaz hâle getirmiştir. Bir zamanlar zengin, bilge ve güçlü olan Süleyman fakir ve sefil bir duruma düşmüştür. Bilim ilk zamanlarda sahip olduğu gücü ve kuvveti kaybetmiştir. Bilimin etiksel sorumluluğu çok geç anlaşılmış ve sonunda insanlık sefalete sürüklenmiştir. Oyunun genel yorumu [[Dosya:Friedrich duerrenmatt 19890427.jpg|küçükresim|Friedrich Dürrenmatt 1989]] Oyun bilimsel etik kavramını sorgular ve bir şeyin düşünülüdüğünde ya da bulunduğunda artık geri dönülemeyeceği konusu üzerine kurulur. Newton ve Einstein bilimin iki farklı yönünü temsil ederler: Biri "saf bilim" için araştırmayı diğeri ise uygulamalı bilimleri. Her iki yöntemin sonucunda da sonuç değişmez, bilim ölümcül sonuçlara yol açar. Her iki yol da başarısızlıkla sonuçlanır. Möbius ise bu ikileme karşı farklı bir yol olan ricat ve tecridi seçmiştir. Ama sonuçta onun seçtiği yolda başarısızlıkla sonuçlanmış ve seyirciyi bilimin ne olursa olsun olumsuzlukla sonuçlanacağı görüşüne yöneltmiştir. Aslında Fräulein Doktor von Zahnd'ın akıl hastanesinde kalan bir hasta olduğu ve doktor rolü oynadığı önerilmiştir. Bu önerinin altında yatan von Zahnd'ın hastaneyi ailesinden miras olarak elde etmesi geçmektedir. Yani içeride yatan bir hasta olmasına rağmen aynı zamanda sahibi ve idarecisidir. Deli olduğu ise barizdir çünkü sonuçta Süleyman'ın kendisine göründüğüne ve dünya egemenliğini eline alması için desteklediğine inanmaktadır. Newton ya da Einstein'ın gerçekten deli mi yoksa ajan mı olduğunun ise pek bir önemi yoktur. Asıl önemli olan bilimin bulgularının ne olursa olsun sonuçta hep yanlış ellere düştüğü gerçeğidir. Ayrıca komedya ortak problemlerin yalnızca birlikte çözülebildiğine de işaret etmektedir. Mobius'un bulduğu kendini tecrit etme çözümü de anlamsızdır çünkü sonuçta Fraülein von Zahnd tarafından altedilmiştir. Üç fizikçide sonuçta boyun eğmek zorunda kalmış ve düştikleri ikilemden çıkamamışlardır. Möbius'un ailesine söylediği gibi insanoğlunun yaşayabileceği tek yer Dünya'dır. Dolayısıyla bilim yaşanabilecek bu tek gezegeni yok etmemek için dikkatli olmak zorundadır. Yoksa insanoğlu "Ay'ın çöllerinde toz içinde" yaşayacak, "Merkür'ün cıva buharları içinde kaynayacak" ya da "Venüs'ün yağ birikintileri içinde çözünecektir." Oyunun kurgusu Dürrenmatt oyunu iki bölüme ayırmıştır. İkinci bölüm, birinci bölümde sunulanların aksini yansıtır. Bu gözlem arada görülen şu farklılıklara dayandırılmaktadır. Öncelikle her iki bölümün açılış sahneleri birbirine paralellikler gösterir. Hemşirelerin boğulması olayı aynıdır, sigara ve içki içme olayı gibi benzer olaylar tekrarlanır. İkinci bölümde olayların tersine dönmesi etkin karakterlerin davranışlarıyla belirginleşir. birinci bölümde ahlaki değerlere sahip değilken (sigara içme teması) ikinci bölümde bu değerleri artık öğrenmiştir. 'un sorumluluğu devletin üstlenmesi yerine Fräulein von Zahnd'a bırakır. Birinci bölümde tam bir hayırsever olarak canlandırılan Fräulein von Zahnd ise gerçek emellerini ortaya çıkarır. Çılgın doktor ve dahi hasta tezatı ise hicivseldir ve yaklaşan felaketi gösteren grotesk bir olgudur. Burada Dürrenmatt, özellikle birinci bölümle kıyaslayarak, seyirciyi eleştirel düşünceye sevkeder ve "olası en kötü sonuca" hazırlar. Ayrıca sorumluluğa sahip olamayan üç farklı kurumu eğitimli orta sınıfı temsil eden , dini temsil eden ve devleti temsil eden karakterleriyle resmeder. İkinci bölümde artık olay tersine dönmüş, olgular açıklanmış ve kıyamete doğru gidiş belirginleşmiştir. Notlar Kategori:Friedrich Dürrenmatt oyunları Kategori:Almanca tiyatro oyunları Kategori:İsviçre tiyatro oyunları Kategori:1961 tiyatro oyunları
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri