Başlık: İdam Mahkumu Masumlar: İnsan Yemi Olarak Hayvanlar ve Ahlaki Sorumluluklarımız
İçerik:
Hayvanlar, özellikle de "besi hayvanları" olarak bilinen grup, insanlığın karanlık yüzüyle karşı karşıya kaldıklarında masumiyetin en acımasız örneklerini yaşarlar. İnsanların bencilliği ve zalimliği nedeniyle, bu hayvanlar adeta canlı canlı ölüme mahkum edilir, her türlü vahşete ve zulme maruz bırakılırlar. İnsanlar, kendi türlerinin başına gelenlere elektrikli sandalye cezası verilmesini veya böyle bir film izlemenin +25 yaş sınırı gerektirmesini beklerken, aynı insanlık dışılıkları başka bir türe, özellikle de güçsüz ve savunmasız olanlara yapıldığında keyif ve eğlence olarak görülür. Bu ikiyüzlü tutum, yabancılaşma ve empati eksikliğinin doruk noktasıdır.
Bu konuyu daha da derinlemesine incelemek için, yerel bir kasapla sohbetim aklıma geldi. Vejetaryen beslendiğimi belirttiğimde, gülerek oğlunu kesim yerlerine götürdüğünü ve oğlunun "bir kere bıçak batırmasına" izin vereceğini anlatan bu kasap, insanlığın karanlık yüzünü ve empati eksikliğini ortaya koyuyordu. Zülal Kalkandelen'in çarpıcı yazısı, bu konuya ışık tutuyor ve okurken insanlığı titretip uyandırıyor.
İnsanların hayvanlara karşı sorumlulukları ve empati duygusu hakkında derinlemesine bir tartışma başlatmak önemlidir. Bu masumlar, bizim eğlence ve lezzetimiz için kullanılmamalı, aksine korunmalı ve kucaklanmalıdır. İnsanlığın bu karanlık yüzüyle mücadele etmek ve daha iyi bir dünya yaratmak için hepimize büyük görevler düşüyor.
İçerik:
Hayvanlar, özellikle de "besi hayvanları" olarak bilinen grup, insanlığın karanlık yüzüyle karşı karşıya kaldıklarında masumiyetin en acımasız örneklerini yaşarlar. İnsanların bencilliği ve zalimliği nedeniyle, bu hayvanlar adeta canlı canlı ölüme mahkum edilir, her türlü vahşete ve zulme maruz bırakılırlar. İnsanlar, kendi türlerinin başına gelenlere elektrikli sandalye cezası verilmesini veya böyle bir film izlemenin +25 yaş sınırı gerektirmesini beklerken, aynı insanlık dışılıkları başka bir türe, özellikle de güçsüz ve savunmasız olanlara yapıldığında keyif ve eğlence olarak görülür. Bu ikiyüzlü tutum, yabancılaşma ve empati eksikliğinin doruk noktasıdır.
Bu konuyu daha da derinlemesine incelemek için, yerel bir kasapla sohbetim aklıma geldi. Vejetaryen beslendiğimi belirttiğimde, gülerek oğlunu kesim yerlerine götürdüğünü ve oğlunun "bir kere bıçak batırmasına" izin vereceğini anlatan bu kasap, insanlığın karanlık yüzünü ve empati eksikliğini ortaya koyuyordu. Zülal Kalkandelen'in çarpıcı yazısı, bu konuya ışık tutuyor ve okurken insanlığı titretip uyandırıyor.
İnsanların hayvanlara karşı sorumlulukları ve empati duygusu hakkında derinlemesine bir tartışma başlatmak önemlidir. Bu masumlar, bizim eğlence ve lezzetimiz için kullanılmamalı, aksine korunmalı ve kucaklanmalıdır. İnsanlığın bu karanlık yüzüyle mücadele etmek ve daha iyi bir dünya yaratmak için hepimize büyük görevler düşüyor.